Garson

49 10 0
                                    

Hollanda'ın evine geldi ve zili çaldı. Kapıyı bir erkek açtı.

"Sen Rosa olmalısın , değil mi ?"

"Evet"

"İçeri gel."

İçeri girip Holland'ın odasına doğru gitti. Bu çocuk da kimdi, fazlasıyla yakışıklıydı. Altın sarısı saclari masmavi gözleri uzun boyu, sportif bir vücudu vardı.

Holland şık ve abartılı olmayan bir elbise giymiş saçını yapıyordu. arkasını döndü ve Rosa'yı fark etti.

"sonunda gelebildin? Neden geciktin?"

"Uzun hikaye. Şu salondaki çocuk kim?"

"O mu o annemin kuzeninin çocuğu Gregg. Kanada da yaşıyorlar. Annesi yeni vefat etti ve babası da uzun süre önce onları bırakmıştı o da diğer akrabaları burada yaşadığı için buraya taşınacak."

"Kaç yaşında? Kendi başına mı kalacak? Hangi mahalleye taşınacak? Geçinmesi için kim destek olacak? Çok üzülüyor mudur?"

"Bizimle aynı yaşta bizim mahalleye taşınacak, ayrıca bizim okula gelecek."

Rosa bunu duyunca istemsiz de olsa gülümsedi ve mutlu olmuştu. Çocuğun masmavi gözlerini düşünmek içini aydınlatıyordu.

Rosa da hazırlandı. Bir etek ve spor bir bluz giydi, giydikleri ela gözlerine ve simsiyah saçlarına yakışmıştı. Holland sarı saçlıydi Rosa ise siyah.

Rosa'nın isteği üzerine buluşmaya Gregg de gelecekti.

Kapı çaldı iki kız aşağıya indi. Holland kapıyı açtı ve gelen Scot'tı

Scott da Holland kadar heyecanlı görünüyordu. Yanında arkadaşı  yoktu. Sürücü koltuğuna oturdu, yanına Holland oturdu. Greggle Rosa'ya da arka koltuk kalmıştı. Gregg önden gidip Rosa için kapıyı açtı.

Bu tatlı çocuk aynı zamanda nazikti. Rosa'nin kalbini çalacak gibiydi sonra aklına Mason geldi ve kendi içerisinde bir sessizlik oluştu.

Kafeye geldiler.  Küçük bir kafeydi ama şirin ve loş ışıklarla dolu bir yerdi. Scott bir masa buldu. Rosa için bir sandalye çekti. Oturdu. Scott'ın Yanına oturmasindan hoşlanmamıştı. Rosa'nın karşısında Gregg oturuyordu. Scott'ın karşısında da Holland.

Bütün yemek boyu Scott'ın yanında oturamak istmedi.
"Gregg rica etsem yer değiştirebilir miyiz Hollandla birkaç şey konuşmam gerekiyor da." Gregg tabiki anlamında bir hareket yapıp sandalyeden kalktı. Rosa Holland'ın yanına oturdu. Scott bir garsona seslendi.

Garson masamıza geldi. Bu Mason'dı. Garson Mason'dı. Rosa hayal gördüğünü düşündü. Gözlerini kırptı. Gerçekten Mason'dı.

Masaya yaklaştı ve Rosa'ya bir bakış attı göz göze geldiler.

- Burada mı çalışıyorsun

- Gördüğün üzere.

Sonra Gregg şaşkınlıkla Mason'a baktı.

- Birbirinizi tanıyor musunuz Mason ile Rosa

Birden Mason bir şey söylemek için ağzını açacaktı ki, Rosa Mason'dan önce davrandı.

"Sınıf arkadaşıyız."

- Ve kimya partneri, Diye eklemişti Mason.

Scott sıkılmışa benziyordu, haklıydı. Garsonla sohbet biraz uzamıştı.
"Okulda Mason olabilir ama burada garson hadi siparişi verelim de işini yapsın."

Rosa'nın Mason'a sormak istediği bir şey vardı. Herkesin içinde soramazdı ama onu burada görmesi iyi olmuştu.

Siparişleri verdiler. Birçok kez göz göze gelmişlerdi. Bu durum Gregg'i düşünülenden fazla rahatsız etmişti.

Rosa bir an önce Masonla konuşup bugün olanlar hakkında sorular sormak istiyordu. "Ben ellerimi yıkamaya gideceğim." Diyerek Masadan kalktı.

Tabiki ellerini yıkamayacaktı.Holland da bunu biliyordu Rosa kalktıktan birkaç dakika sonra oda kalktı ve onu izledi.

Rosa fark etmemişti, Mason'u arıyordu. Bulmuştu, bir sandalyede tek başına oturuyordu. Rosa gidip karşısına oturdu.

- Seninle konuşmam gereken bir konu var.

- Biyoloji hakkında mı?

- Hayır...

- O zaman dinliyorum.

- Evinin önünde yanında bir kadın vardı ya konusmalarinizi duydum. O kimin oluyor ?

- Ne kadarını duydun ve ne merak ediyorsun.

- Sadece birazını. Üzgünüm. Sanırım kız arkadaşın, sadece bana senden uzak durmamı söyledi onu söylemek istemiştim.

Rosa aşağı bakarak sandalyeden kalktı , kalbi kırılmıştı. Yürümeye başladı. Mason kalktı. Rosa'nin arkasına gidip kolunu tuttu.
"O benim kız arkadaşım değil."

Rosa utanmıştı başını kaldırmadı. Mason kolunu bırakıp işine döndü. Rosa gülümsüyordu. Masalarina doğru yürüdü. Önüne birden Holland çıktı ve lavaboya çekti.

"Rosa! Neden onunla konuştun. Neler oluyor anlatmalısın."

"Bir şey yok Holland sadece konuştuk."

"Gerçekten mi Rosa? Bana söylemeyecek misin? Ona nasıl baktığını gördüm."

"O bana nasıl bakıyordu?"

"Rosa!"

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin