SOUL-MATE • jjk

-12-

*şarkıyı başlatın dediğim kısımda başlatın*

Han nehrine gelmiştik.

Hava bugün çoook güzeldi.

Bir yere oturacaktık ve oturacağımız çimenliğe doğru yürüyorduk.

Tam oturduk ve arkadan bir kız sesi;

"Jung Kook?"

Jung Kook ve ben aynı anda kafamızı çevirdik.

"Jung Kook! Tesadüfe bak! Uzun zamandır görüşmüyorduk,burada mı karşılaşacaktık!"

Jung Kook ayağa kalktı ve bende kalktım.

Jung Kook bir anda kaskatı kesilmişti.

"Eun Jin, merhaba."

Adı Eun Jin olan kız, arkadaşlarına dönüp;

"Hey, işte size şirkette bahsettiğim çocuk bu. Herşeyde iyi olan hani."

Jung Kook rahatsız olmuş gibi hissediyordum ve sanırım öyleydi.

Kızlar aralarında birşey konuştular ve kıkırdadılar.

Hey hey.. farkındalar mı bilmiyorum ama burda bende varım. Görünmez miyim neyim yahu?!

Hemen aradan kafamı çıkartıp;

"Merhaba, ben Seo Rin. Jung Kook'un kız arkadaşıyım."

Pek memnun olmayan bir ses tonuyla;

"Ah, merhaba. Seni farketmemiştim. Kusura bakma."

ANLAMADIM? Kütük gibi Jung Kook'un yanına dikilmişim işte, nerde farketmedin acaba.

Jung Kook o ortamdan kurtulmak istercesine;

"Tekrar karşılaştığımıza sevindim Eun Jin. Şimdi gitmemiz lazım, kendine iyi bak."

Kız buruk bir gülümsemeyle;

"Mutlaka görüşelim Jung Kook!"

Jung Kook gülümsedi. Elimi tuttu ve yürümeye başladık.

Biraz uzaklaştıktan sonra sinirlendiğimi göstermek için;

"Mitliki girişilim jing kiik."

Jung Kook kahkaha attı ve;

"Kıskandın mı ne?"

"Ne kıskanıcam canım."

Gülümsedi ve yürümeye devam etti.

"Nereden tanışıyorsunuz?"

"Eski şirketimden."

"Eski mi? Önceden başka şirkette miydin?"

"Evet."

"Hangi şirket?"

"JYP"

NE?! Yuh!

"Kovuldun mu?"

"Hayır, kendi isteğimle ayrıldım."

Oha, olaya gel.

"Neden?"

"Çünkü.. öyle olması gerekiyordu."

"Ama s-"

Lafımı ağzıma tıktı ve;

"Hey! Hadi şuraya geç, fotoğrafını çekeyim!"

Sanırım konuşmak istemiyordu.. Ne olabilirdi ki? Kırılmışa benziyordu ve içine attığı belliydi.