SOUL-MATE • jjk

-13-

*şarkıyı başlatın dediğim kısımda başlatın*

Birinin sarsmasıyla uyanmıştım. Bu Jang Mi'ydi.

"Unni kalk! Bunu görmen lazım!"

"Ahhh. Git başımdan Jang Mi."

Jang Mi kafamın üstünde tıslayıp;

"İyi! Sevgilinin geçmişini merak etmiyorsan kalkma."

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.. Oha ne oluyordu?

Hemen kalktım ve;

"Nolmuş! Ne geçmişi? Neymiş?"

"Heh. Uyandırma yöntemi buldum artık."

Dedi ve arkasını dönüp gitti. Ne?

Hemen Jang Mi'yi takip ettim. Mutfağa geçmişti. Oturmuşlar kahvaltı yapıyorlardı!

Kandırıldım..

Cheon Sa bana dönüp;

"Hey. Kaç oldu seslendik, uyanmadın. Bugün yoğun pratik günü. Adam akıllı kahvaltı yapıp geç kalmadan geçelim dedik şirkete."

Masaya bi hışımla oturdum ve;

"Öyle mi uyandırılır kızım! Daha dün konuyu anlattım size. Kalbime iniyordu."

Mina;

"Ama bak! Ne güzel dördümüz mutlu mesut kahvaltı yapıyoruz."

"Hııı tabi."

-------------------

Hepimiz sıradan giyindik.

Şirkete doğru yürüyorduk. Yolda saçma salak gülüyorduk. Mutlu uyanmadım, ama günüm mutlu geçiyordu!

Acaba Jung Kook ne yapıyor? Şirkette midir ki şuan?

Hemen telefonumu çıkarttım ve aramaya başladım.

Çalıyor.

Çalıyor..

Çalıyor...

Cevap yok.

Pratikte sanırım.

Cheon Sa Jung Kook'u aradığımı gördü ve;

"Ne oldu aşk pıtırcığı, sevgilin açmıyor mu telefonunu."

Büyük bir kahkaha.

Mina;

"Kızım ne ballısın sen ya, buldun yaşıtına uygun birini gelir gelmez. Oh valla!"

Yine gülüşmeler.

Şirkete yaklaşmıştık. Hala kahkahalar atıp, oyun oynuyorduk yolda.

Biraz öne geçip, kızlara dönerek geri geri yürümeye başladım ve;

"Ayyy! Ne güzel oldu bugün ya. Hep böyle yapalım. Baksana hala zamanımız var, sallana sallana gidiyoruz."

Cheon Sa;

"Aynen! Bende sevdim valla. Anlaştık o zaman."

Herkes kafa salladı.

Şirketin kapısından geçtik.

Kapıda ilk gün aramızda limoni bir tartışma geçen büyük koruma duruyordu. O zamandan sonra ilk kez görmüştüm onu.

Bana baktı. Tanıdı ve;

"Hey, kimliksiz!"

Ayy. Ne istiyor olabilir ki benden?

"E-evet?"