Shuanna Akademisi

267 34 28
                                    

Çoğu ormanlık alanın içerisinde bulunan yolda altı gün ilerledikten sonra Gümüş Çam Şehrine ulaşan Diabel ve Amcası Patnos şehrin kalabalık ve gürültülü sokaklarında ilerliyorlardı. Diabel beş yıllık yaşamı boyunca Gümüş Çam şehrine göre kasaba sayılabilecek bir şehir olan Su Damlası şehrinde kaldığı için bu kadar büyük yapıtlardan da bihaber bir şekilde büyüdü.

Etrafa oldukça meraklı bakışlarla bakarak bazı şeylerde ise kendisini tutamayarak farklı sesler çıkartarak heyecan ve hayranlığını belirtti. Şehrin ortasında dört bir yana dağılan akarsu olduğu için bir çok yerde köprü bulunuyordu. Bir köprünün üzerinde uzunca bir süre etrafı izledikten sonra Shuanna Akademisinin giriş sınavları için kayıt yaptırmak üzere ilerlediler, bu süreç içerisinde Diabel artık gördüğü şeylere o kadar da şaşırmıyordu.

Giriş için kayıt bölümüne ulaştıkları zaman onları dikkatle inceleyen iki kişi bir kağıt uzatarak doldurmalarını istedi. Diabel ve Amcası doldurulması gereken yerleri doldurduktan sonra kağıdı geri uzattılar yüzlerini aynı siyah maske ile kapatan görevlilerden birisi saygılı bir ifade ile konuştu.

"Efendim Giriş sınavları yarın saat sekizde yapılacaktır. Ayrıca giriş ücreti olarak yüz altın almak zorundayım. Yarın Sabah Shuanna Akademisinin girişinde belemeniz yeterli olacaktır. Gerekli olan talimatlar orda verilecek yanınızda hiçbir şey getirmeniz gerekmemektedir. Shuanna Akademisini Tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz."

Patnos yüz altını masaya bıraktı ardından görevlilere teşekkür ederek geceyi geçirmek üzere bir Hana doğru ilerlediler. Diabel Merakla amcasına küçük bir soru yöneltti.

"Amca sen daha önce de buraya geldin mi? Gideceğimiz her yere tarif almadan gittik. Yolları biliyor gibisin."

Amcası cevap vermekte gecikmedi:

"Evet, uzun bir süre bu şehirde yaşamıştım. Şimdi seni götürdüğüm Hanın yemekleri kadar lezzetli yemek yapan bir yer görmedim."

Diabelin çocuksu bir sevinç ile gülümsedi. Arıdından Hana doğru hızla ilerlemeye devam ettiler. Hanın kapısının açılması ile içeriyi kaplayan gürültü bir anda yerini sessizliğe bırakırken içeride bulunan insanlar merakla gelen kişilere baktı. Diabel ve Amcası boş bir masaya oturdukları zaman sessizlik yerini tekrar gürültüye bırakırken loş ışıkla aydınlatılan hanın bir görevlisi Diabelin bulunduğu masaya yaklaştı. Umursamaz bir tavırla:

"Ne istiyorsunuz?"

Diye bir soru sordu siyah saçları ve yeşil gözleri olan kadının zarif görünümüne rağmen konuşma şekli tamamen zıttı. Amcası yiyecekleri şeyleri kadına tarif ederken Diabel merakla etraftaki adamları izliyor, bazılarının konuşmalarını dinliyordu.

Diabel yemeklerin Amcasının dediği kadar güzel olduğu için iştahla bitirmişti, yemekten sonra ikili yarınki büyük ve yorucu gün için erkenden yatağa yatıp uykunun kollarına kendilerini bıraktılar. Sabahsedilen güneş yeni doğarken Amcası Diabeli kaldırdı. Geç kalmak istemediği için olsa gerek olsuçla erken kaldırmıştı. Güzel bir kahvaltının arıdından akşamkinin aksine boş olan Handan ayrılarak toprak yolda Shuanna Akademisine doğru ilerlediler. Git gide daha kalabalık bir hale gelen sokaklarda ilerlemesi oldukça zorlaşınca Amcası Diabelin elini tutarak kaybolmasını engelledi. Kalabalık akademiye yaklaştıkça artarken sonunda girişin önünde bir yerde beklemeye başladılar.

Bir anda Büyük Demir kapılar yüksek sesli bir gıcırtı ile açıldı. İçeriden kalabalığa yaklaşan bir grup insandan birisi, sesini duyurmak için yüksek sesle bağırarak konuştu:

"Giriş sınavı için gelenler ve bir akrabası içeriye girebilir geri kalanlar uzaklaşsın fazlalık olanlar tespit edildiği zaman güç kullanılarak Akademiden çıkartılacaklar. Ve bir daha hiçbir şekilde Akademinin topraklarına adım atamayacaklar. Bu yüzden zorluk çıkartmadan ayrılması gereken kişiler ayrılsın!"

DiabelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin