📌5.Bölüm.

3K 315 271
                                    

Helöğ

İlk önce my First Love'a bölüm yükleyecektim ama bu kitabın 1K olmasına az kalmıış! O zaman dans! Renk!

O kadar istediniz yorum çok gelmezse ağlarım.

İyi okumalar ^^

Bugün hastaların ziyaret günüydü. Bipolar hastan ailesinin yanına dönmüş, sen de anksiyete bozukluğu olan hastanın yanında, onunla vakit geçiriyordu. Az önce büyük bir nöbet geçirmişti ve onu sakinleştirmekte gerçekten zorlanmıştın. Şu anda da ilaçlarını almış,yavaştan mayışıyordu. Dizine yatırdın onu bir abla edasıyla.  ''Uyuyacak mısın bebeğim?'' 

Uykusuzluktan iyice küçülmüş gözleri,bunu doğrular nitelikteydi.Hızla kafasını salladı. ''Uyuyana kadar yanımda durur musun abla? Seni görmüyorum iki gündür,çok özledim.'' Ardından başını senin dizinden kaldırıp,saçlarına bir öpücük kondurdu. Yanağına elini koyarken,diğer yanağını öptü. ''Lütfen!'' 

Bu şirinliğe daha fazla dayanamayarak kabul etti bu teklifini. Sevinçle çığlık attıktan sonra,yatağında sana da yer açtı. Ayakkabılarını çıkardıktan sonra,Soo Min'in yanına kıvrıldın ve yanındaki meleğin üstünü örttün. ''İyi uykular güzelim.'' Ardından alnını öpmüştün.Bu genç kızın hikayesi de pek iç açıcı değildi. Anne ve babası trafik kazasında öldükten sonra Soo Min'i akrabalarından kimse sahiplenmek istememişti.Bunun üzerine Soo Min'in ebeveynlerinin doktoru,onu Çocuk Esirgeme Kurumu'na bırakmıştı.Orada da hastalığı baş gösterince,gençliğinin en güzel yaşlarını burada geçirmek zorunda kalmıştı. Ama o da Chanyeol gibi hastalığın başlangıç evresindeydi.Chanyeol demişken,onu da en son dün gece uyurken görmüştün. Şimdi nasıl olduğunu merak ediyordun.

Soo Min uyuyunca,yanından kalktın ve ayakkabılarını giydin. Uzanıp genç kızın üzerini örttükten sonra alnına bir öpücük bıraktın ve telefon ile dosyalarını alıp odadan çıktın.

Koridora bir göz gezdirdin. Diğer hastaların aileleri onları alıp hastane dışında gezmek için götürmek amacıyla odalarından çıkarıyorlardı. Sen de Soo Min ve Chanyeol'e aile olmak istiyordun. Soo Min zaten kız kardeşin gibiydi. Chanyeol'ü de daha ilk günden benimsemiştin.

Hemen 61 numaralı odaya gittin.Chanyeol'un odasına.

Yürürken bir yandan da telefonunu önlüğün cebine atıp, dosyalarını düzeltmeye başladın.

Nihayet odaya ulaştığında,kapıyı açarak içeri girmenle birlikte,camdan dışarı bakan bir Chanyeol gördün.

Arkasına döndüğünde Chanyeol,yaşlı gözleriyle sana gülümsedi yanına gelişini izledi. Nihayet yanına ulaştığında dışarıyı işaret etti görmen için. "Onları çok kıskanıyorum.Baksana,aileleri gelmiş.Ne kadar da mutlular.En azından hepsi bir yere ait." Cümlesini bir hıçkırıkla bitirmişti. Sarsılan omuzları,üstündeki enkazın büyüklüğünü açıklıyordu.Ona gerçekten çok üzülüyordun. Kollarını arkadan Chanyeol'un beline sardın. "Ağlama Chanyeol-ah." 

Chanyeol,bu cümleyle sana döndü.Ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözleri ve yorgunluktan morarmış gözaltı ile baktı gözlerine derince.  "Bu acı ne zaman bitecek? Ben bitince mi?"

Gözlerin faltaşı gibi açıldı ve sarıldın Chanyeol'un boynuna. Boyu biraz uzun olduğu için o da eğilip beline sarıldı. Ağlayarak boğuk bir sesle yalvardı. "Neden kimse sevmiyor beni? Ne yaptım ben onlara?"

Chanyeol'un saçlarını okşadın. "Şştt,geçti Chanyeol." Bir yandan Chanyeol'un sırtını tıpışlıyordun.

"Geçmiyor.Lanet olası acı kalbimde gittikçe büyüyor.Ben,artık dayanamıyorum."

Chanyeol'u yatağına oturtup,şifonyerin üzerinden kuru mendil aldın ve gözlerini sildin. Sıcaktan ve yorgun düştüğü için terleyen boynunu da sildin. Ardından Chanyeol'un çenesinden tutup sana bakmasını sağladın. "Chanyeol-ah! Dışarı çıkalım mı?"

Chanyeol yorgunca kafa salladı.Belki bu kötü ruh haline iyi gelirdi.

"Haydi o zaman üzerine ince bir şeyler al. Akşamüzeri olduğu için üşürsün."

Chanyeol,lafını ikiletmeden; dolabından ince bir kapüşonlu çıkardı ve beline bağladı. Ardından sana buruk bir gülümseme sunup telefonunu yatağın üzerinden aldı. Sen de ayaklandın. "Ben çıkışımızı onaylattırayım, diğer hastayı da Hae Sun'a emanet edip geliyorum tamam mı Chanyeol-ah? Hemen geleceğim."

Chanyeol kafasını sallayıp yatağın üzerine oturdu.

**

İşlemlerinizi halledip Soo Min'i de Hae Sun'a emanet edince, Chanyeol'u da odasından alıp dışarı atmıştınız kendinizi.

"Y/N,sana bir şey söyleyeceğim."

Merakla gözlerini ona çevirdiğinde,elma gibi kızarmış yanaklarıyla sana gülümsüyordu. "Önlüğün olmadan da çok güzelsin."

Tamam,bu çok ani olmuştu. Kibar bir teşekkür ettikten sonra sen de utanmıştın. Bu utancı geçiştirmek için sorunu Chanyeol'e yönelttin. "Aç mısın Yeollie? Ve sana böyle seslenmemde sorun yok,değil mi?"

Chanyeol,adımını atıp sana gülümsedi. "Biraz açım,ve hayır sorun yok. İstediğin gibi seslenebilirsin. Ben de sana adını söyleyince kızmıyorsun değil mi?"

Gülümsedin. "Saçmalama neden kızayım? Aksine mutlu oluyorum. Türk yemeği yiyelim mi?"

Heyecanla sana döndü."Hiç denemedim. Ama olabilir. Benim için de ilk olur."

Gülümsedin. Chanyeol da gülümsedi. "Yabancı olduğunu farketmiştim ama Türk olduğunu bilmiyordum. Türkiye çok güzel bir ülke.Lisedeyken araştırmıştım. Hem de kardeş ülkemiz."

Kıkırdadın. Soluğu en yakın Türk restoranında aldıığınızda masayı donatın demek istiyordun.  Çünkü Kore'ye taşındığından beri Türk yemeği yememiştin.

**

Yemekler bitmiş,siz de alışveriş merkezine gitmiş;biraz da orada oyalanmıştınız. Chanyeol da Türk yemeklerine tek kelimeyle bayılmıştı!

Sen kendine birkaç kozmetik ürünüyle birkaç parça kıyafet alırken,Chanyeol'e de hediye olarak tişört,pantolon ve şapkadan oluşan bir kombin almıştın. İlk başta utanıp istemese de zorla kabul ettirmiştin. Bir çocuk kadar mutluydu yanında.
Hem, o mutluysa sen de mutlu olurdun.

Chanyeol,senin elindeki poşetlerin fazla olduğunu düşünüp,taşımak için kendisi almıştı fakat o da biraz yorulmuş gibiydi.Güldün ve elinden bir poşeti zorla aldın. O senin arkadaşındı,yardımcın değil. Hem,artık onun yakışıklı olduğunu düşünmeye başlamıştın.

**

İkiniz de elinizde dondurmalarla bir banka oturmuştunuz. Akşam olmak üzereydi ama bu pek de umrunda değildi. Çünkü hemşiresi sendin ve Chanyeol'un giriş-çıkış saatleri senin kontrolündeydi. Chanyeol da senin yanında olduğuna göre,
bir sıkıntı yoktu.

"Y/N?"
Gülümseyerek ona döndün. "Efendim Yeollie?"

O da sana gülümsedi. Yanağındaki gamze, kesinlikle ona çok yakışıyordu. "Beni bugün çok mutlu ettin. Bugün ilk defa bir yere aitmiş gibi hissettim.Ne kadar teşekkür etsem az.Yine de teşekkür ederim.Bugünü unutmayacağım."

Bu, güzel sözler seni biraz utandırsa da; cevap bekleyen Chanyeol'a gözlerini diktin gülerek. " Rica ederim,lafı bile olmaz Yeol-ah.Hem,tabiki de bir yere aitsin. Orası da arkadaşının yanı." Evet 'arkadaşının' kelimesinde kendini işaret etmiştin.

Chanyeol, dondurmasının senin saçına gelmesini engelleyerek sana sarıldı. Biraz eğilerek fısıldadı kulağına. "Bana iyi geliyorsun,hemşire."

Chnyl krdş npyn krktm lxşaisşgşxş

Bölümü beğendiniz mi?
Beğendiyseniz buraya yorum bırakarak yazarı da birazcık,eccik övebilirsiniz.
Çünkü saat 00.26 ve şarjı %2 kaldı ama o minnoşlarına bölüm yazıyor.❤

Sizi çok seviyom be.

Crazy Love [Park Chanyeol OC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin