İYİ OKUMALAR..
Bunu nasıl yapar!? Ben bunu haketmemiştim. Cezam bu kadar ağır olmamalıydı...
Babamı öyle görünce düşmemek için duvara yaslandım. Bu.. Bu nasıl olur?
Babam beni böyle mi bırakacaktı?... Beni sevmese de beni böyle tek başıma, yapayalnız bırakamazdı, bırakmamalıydı! Onu seviyordum.
İçeri girdiğimde onu ölü olarak buldum. Ne yapmam gerektiğini bilmeyerek “ Babaa!” diye bağırdım. Çığlığım üzerine ev kalabalıklaşmaya başladı. Artık bu duruma dayanamadım ve yere düşmüştüm.
Gözümü açtığımda güneş odayı dolduruyordu. Bunu hiç sevmemiştim. Güneşi hiç sevmiyorum. Yanımda yan komşumuz Zehra Teyze vardı. Ne olmuştu? Babam... O ölmüştü. Beni bir başıma bırakıp gitmişti . Benim yüzümden kendini asmıştı... Gözyaşlarım özgür bir şekilde akarken hastanede olduğumu farkedip hemen ayaklandım. Babamın yanına gitmeliydim. Hastanelerden nefret ediyorum. İğrenç hastane kıyafetleri...
Üstümü sessiz olamaya özen göstererek giyindim. Kapıyı yine sessizce açıp dışarı çıkmayı başarmıştım. Uzun zamandır tuttuğum nefesimi bırakıp çıkışa doğru ilerledim. Koridorun başında bir adam iğrenç bir şeymişim gibi bana bakıyordu. Bu da kimdi şimdi? Onu daha önce hiç görmemiştim ve hayatımda görmediğim adam neden bana öyle bakıyordu?
“Birine mi benzettiniz?” diye sordum. Adam yavaş adımlarla bana doğru yürümeye başladı. Yaklaştıkça daha şirin bakıyordu. Elini uzatarak
“ Merhaba Melis. Ben dayın Orhan." dedi. Dayım mı? Ne saçmalıyordu bu adam? Bir kaç adım geri atarak ondan uzaklaşmaya çalıştım. Dayımsa neden şimdi, babam öldükten sonra gelmişti? Neden bugüne kadar beni arayıp sormamıştı? Bizi bugüne kadar neden yalnız bırakmıstı? İlla onun ölmesi mi gerekiyordu? Kafamdaki sorular bitmiyordu.
“Neden geldin?” diye sorduğumda yüzünü asarak elini geri çekti ve “ Seni bu hayattan kurtarmaya geldim. Lütfen benimle gel.” deyip kolumu hafifçe tuttu. Lanet gözyaşlarımı bir türlü durduramıyordum. Kolumu hemen çektim ve büyük bir “ hah!” çektim. Yüzü şaşkın bir şekilde bakarken
“ Ne saçmalıyorsun sen? 17 yıl boyunca bir kere bile aramadın! Şimdi mi aklına geldim?" dedim. Yüzünü yumuşatarak, “Sana her şeyi anlatacağım. Önce seni yeni evine götürmek istiyorum." diyerek yanıma geldi. Yeni evim mi? Ne saçmalıyordu bu adam? Ne dayısı be! Benim babamdan başka kimsem yok! Artık o da yoktu.. Ne olursa olsun onunla gitmeyecektim.
Ona sinirli bir şekilde bakarak
“Beni rahat bırak!" dedim. Sanki bunu söyleyeceğini biliyormuş gibi elini cebine attı. Bir kağıt çıkarıp bana uzattı.
“Telefon numaram. Seni beklicem. Daha burdayım ve seni almadan bir yere gitmeyi düşünmüyorum." dedi ve bana sıkıca sarıldı. Bunu beklemiyordum.
Şaşkınlıktan dilimi yutmuştum sanki. Beni bıraktı ve dışarı doğru yürümeye başladı.
Arkadaki kapının açılmasıyla kendime geldim. Elimde ’dayım' olacak adamın verdiği kart vardı. Hangi ara bunu almıştım? Arkaya dönerken birden Zehra Teyze boynuma sarılarak ağlamaya başladı. Zehra Teyze iyi bir insandı. Beni seviyordu. Akşamları bana ve babama yemek getirirdi. Ben de bunun için benden iki yaş küçük olan oğlu Berk' i ders çalıştırırdım.
Onun kollarından kurtulduğumda ben de ağlamaya başlamıştım. Babamın yanına gitmek istiyordum ve bunu Zehra Teyzeye söyledim. Hızlıca gözyaşlarını sildi. Ellerimi tuttu ve beni bir yere oturttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVİMSİZ
RomanceHayatımı doğduğum gün kaybettim. Babam bana ne kadar kızsa da ben onu çok seviyordum ta ki beni burada yanlız bırakana kadar... Her şey yeni başlıyor. Gerçek beni herkes görecek...