Keyifli okumalar. Bölüm şarkısı ve ilerleyen kısımda bahsi geçen tablo var medyada.
Soğuk hava bedenimi titretirken, başımın ağrısı şiddetlendi. Soğuğun ağrıma iyi geleceğini düşünürek açtığım pencereyi kapatıp tekrar yatakta ki eski halimi aldım.
Tam kendimi uykunun nahoş kollarına teslim edecekken telefonum çalmaya başladı.
Elimi sinirle telefona uzattığımda rehberimde kayıtlı olmayan bir numarayla karşılaştım. Kaşlarım çatılırken numaranın kimin olabileceğini düşündüm.
Beni arayacak kimsenin olmadığını farkettiğimde, zihnim bana seslendi: Aptal!
Daha fazla oyalanmadan telefonu açıp kulağıma dayadım. Karşı taraftan ses gelmeyince küfür savurdum ve telefonu kapatmaya yeltendim ama bunu durduran Egemen'in sesi oldu.
"Arven?" Derince bir nefes aldım. Numaramı nereden bulmuştu?
"Nereden buldun numaramı?" Bıkkınlıkla verdim, aldığım nefesi.
"Numaran iki yıldır var bende." Keyifli sesi kulağıma ulaştığında sinirle gözlerimi kapattım.
Tam neden arayacağını soracakken kapım çalındı. Ardından kapının kolu bir aşağı bir yukarı çekilmeye başladı.
"Arven! Bugün psikoloğa randevun vardı. Hazırlan haydi." Halamın kulak tırmalayan sesi sinirlerimi iyice gerdi.
"Gitmeyeceğim dedim ne anlıyorsunuz siz!" Ben bir yandan halama laf yetiştirmeye çalışırken, Egemen telefonun diğer ucundan bir şeyler söylüyordu. Halama aldırmadan Egemen'in söylediklerine kulak kesildim.
"Psikoloğa mı gidiyorsun?" Egemenin sorusuyla yüzümü buruşturdum.
"Hayır. Halam olacak kadın beni başından savmak için Kaya denen şu adamdan randevu alm..." Egemen'in bağırışıyla yerimden sıçradım.
"Vural mı?" Sesi, yeni oyuncak alınmış bir çocuğun sesi kadar heyecanlı çıkıyordu.
"Evet. Ne olmuş yani?" Neden bu kadar heyecanlandı bu aptal?
"Arven sen deli misin? Ülkenin her yerinden sırf o adamla görüşebilmek için geliyorlar." Bu beni ilgilendirir mi? Hayır.
"Yani?" Onun aksine bıkkın çıkıyordu sesim. Uykusuzluk ve yorgunluk sesime bile yansıyordu. Bunlara eklenen migren vardı birde.
"Yanisi şu. Belki bu adamla konuşursan bize yardımcı olabilir. Hatta soruşturmada bile çalışabilir." Sırtımı dikleştirip daha rahat bir pozisyon aldım.
"Soruşturmada çalışan psikologlar var zaten Egemen." Ya bu çocuk saftı ya ben gerizekalı.
"Bu adam işinde uzman. Biraz aklın varsa o randevuya giders..." Dinlemeden telefonu suratına kapattım. Gözlerimi sıkıca yumdum. Şu an tek istediğim uyumaktı fakat görünüşe göre bu durumda olacak son şeydi bu.
Telefonu yatağa bırakıp dolabın önüne geçtim. Siyah dar pantolon ve gri boğazlı bir kazak çıkarıp hızla giyindim.Kapının arkasından paltomu ve telefonumu alıp, kilidi açar açmaz hızla çıktım odadan.
"Kimliğim nerede?" Halam yüzünde iki karış gülümsemeyle bana baktığında ondan bir kez daha iğrendim. Annemin onu neden sevmediğini şimdi daha iyi anlıyordum.
"Gidiyorsun değil mi?" Sırf ağzını yayarak, cevabını bildiği bu soruyu sorduğu için bile gitmek istemedim.
"Sanki senin için gidiyorum." Suratına tükürür gibi söylediğim cümlenin üzerinde zerre etkisi olmadı. Gurursuzluk, bu olsa gerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLİTU
Dla nastolatkówFazla güçlü, biraz yorgun. Ruhu sakat, bedeni sağlam. Çıkarcı, tehlikeli. Soğuk ama cehennemin ta kendisi.