1

4K 153 78
                                    

(Rose)

Karanlık ve ıssız bir sokakta eve doğru yürüyordum.

Bir ses duydum.

Merhaba

Etrafıma bakıldığımda kimseyi görmedim.

Benden kork çünkü kabusun olucam

Birdaha bakındım. Hala kimseyi göremiyordum.

Kaçmaya çalışma

Bir adım sesi duydum. Arkamdan geliyordu ses. Arkamı döndüm.

Bir adam yere bakarak yürüyordu.

Kafasını kaldırdı ve Gülümsedi.

Birden bana doğru koşmaya başladı. Birden durdu ve havaya yükselmeye başladı. Ve patladı.

Şok olmuştum. Korkuyordum. Yavaş yavaş bilincim kapanıyordu.

...

(Lisa)

"Unni?"

Jennie unniye sesleniyordum.

"Ne"

"Rose unni hala dönmedi."

Jisoo: "geç kalacağını söylemişti."

Lisa: "Evet ama-"

Jennie: "Lisa merak etme gelir birazdan. Hem sen daha uyumadın mı?"

Lisa: "Uffff neyse ben gidip yatırıyorum."

Beni hiç dinlemiyorlar. Ben boşuna konuşuyorum. Bu akşam yanıma birkaç şey alıp kaçıcam.

(Rose)

Uyandığımda bir koltukta yatıyordum. Salon gibi bir yerdi burası. Etrafıma bakındığımda diğer koltuklarda oturan 7 adamı görmemle ayağa kalkmam bir oldu.

"Sapık mısınız? Ne bakıyonuz bön bön ilk defa bir kız görüyormuş gibi?"

"Acaba neden." Dedi biri.

"İlk defa mı kız görüyorsun?"

"Hayır. Ama ilk defa yolun ortasında bayılan bir kız görüyorum."

"Yolun ortasında bayılan bir kız gördünüz ve evinize mi getiriyorsunuz?"

"Orda mı bıraksaydık?"

"Daha i-"

"Susun! Jungkook sus." Dedi diğer biri. Ve devam etti.

"Bize borçlusun. Seni kurtardık. Daha doğrusu kurtardı." Birine bakarak.

"Borcumu nasıl ödeyeceğim?"

"Bize Kanını vererek."

(Lisa)

Yanıma birkaç şey alıp odamdan çıktım ve aşağı indim. Kapıyı yavaşça örttükten sonra Rose unniyi aramaya başladım. Gittiği yolları geliyordum.

Ama Rose unni yoktu. Ama sokağın ortasında organlar vardı. Polisi aramayı düşündüm. Ama vazgeçtim. Ve eve döndüm.

(Rose)

"Ne o Kızılay gibi kan mı topluyorsunuz?"

"Bu kız mal."

"Sensin o. öküz."

"Sen BANA öküz mu dedin?"

"Evet lan dedim."

"Susun. Kim öküz kavgasına daha sonra devam edersiniz. Ben açım ve biliyorsunuz ki ben açken iyi şeyler olmuyor."

"Açken sen sen değilsin." Dedim

Az önce konuşan kişi benim kolumu tutarak sürüklemeye başladı.

Bir odaya gelince durdu. Bomboş bir odaydı.

"Zor yoldan mı Kanını vermek istersin kolay yoldan mı?"

"Hiç istemesem?"

Cevap vermeden uffflayıp boynuma eğildi. Ve birden bir acı hissettim. Ve kanımın çekilişini. Acıyordu ama bağırmıyordum. Sonra gözüm kararmaya başladı ve bayıldım.

(Jennie)

(Rose)

Uyandığımda sabah olmuştu. Yine o boş odadaydım. Pencerenin olduğu yere gidip güneşe merhabalarımı ilettim.

"Naber güneş. .... Bende iyiyim. En son nereyi aydınlattın? .... anlıyorum."

O sırada içeri dün kanımı içen pisliğin yanında oturan pislik geldi girdi.

"Kiminle konuşuyorsun?"

"Güneşle."

Bana garip garip baktı.

"Konuşamazmıyım?"

Cevap vermedi. Ve yanıma gelip oturdu.

"Ben açım." Dedim.

"Ben de açım napalım."

Ne dediğini anlamam 3 saniye sürmüştü. Hemen ondan uzaklaştım.

"Yhaa!"

"Kıpırdama yoksa canın daha fazla yanar."

Hemen ondan koşarak uzaklaştım. Ne yapabilirdi ki?

"İyi sen bilirsin." Dedi ve birden kıpırdayamadım. Ve havaya yükseldim.

 Ve havaya yükseldim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Böyle)

Sonra yanıma geldi ve beni ısırdı. Zaten yeterince delik yokmuş gibi bi de o ısırdı. Birkaç dakika sonra beni yere indirdi ve Gülümsedi.

"Normalde Suga hyung un ısırdığı yerden içecektim ama zorluk çıkardın."

"Peki beni neden havaya kaldırma gereği duydun?"

Dedim sinirle.

"Haa. O. Alışkanlık haline geldiği için."

"Bu arada ben Jimin. Senin adın ne?"

"Rose."

"Memnun oldum Rose. Neyse ben gidiyorum."

Dedi ve gitti. Ben de bir köşeye kıvrılıp uyudum.

Böyle bir kitaba daha başlamak istedim. Planım Jirose diğerlerini düşünmedim. Öneri alabilirim.😊

Neyse Bai.

Heartbeat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin