Son ders zilinin çalmasına dakikalar kala kafamı sınıfın eski ve bir o kadar da yıpranmış camına çevirdim. Sonbahar olduğu için yine yağmur yağıyordu. Yağmuru hiç sevmezdim çünkü yetimhane müdürümüzün dediğine göre annemin beni yetimhaneye bıraktığı günde yağmur yağıyormuş. Bu yüzden yağmur diğer insanlara romantik bir şey gibi gelirken bana sadece yalnızlığımı hatırlatıyordu.
Tüm bunlar hızla aklımdan geçerken çalan zille kendime geldim ve bıkkınca çantamı toplamaya koyuldum. Çantamı toplarken beynime dank eden gerçeklikle bir kez daha yalnız olduğumu anladım. Bugün benim doğum günümdü!
Nihayet çantamı toplayıp sınıftan çıktım ve koridorda yürürken adımın seslenmesiyle arkamı dönüp dönmemek arasında kaldım çünkü adımı seslenen kişi her gün beni ezen ve bana yapmadığını bırakmayan Robert'tı. Tekrar seslendi : ''Hey Peter, küs müyüz?'' dedi ve güldü. O böyle yapınca arkamı dönüp ona bakmaktan başka çarem kalmamıştı. Ona dönüp 'ne oldu' bakışı atar atmaz gözümde ışıkların çakması bir olmuştu. O pislik yine bana yumruk atmıştı. Başım döndüğünde o ve okuldaki diğer insanların gülme seslerini duydum. Kendime gelmeye başladığım sırada karnıma yediğim tekmeyle yere düştüm sonra da ayak seslerinin gitgide uzaklaştığını duydum. Yavaş yavaş yerden kalkıp okuldan çıktım. Günlük dayak kotamı doldurmuştum sonuçta. Yetimhaneme daha doğrusu hapishaneme doğru yola koyuldum. Yağmurun iyice bastırdığını görünce gökyüzüne doğru bir küfür savurup hızlıca yürümeye devam ettim. Sonunda yetimhanenin kapısına varmıştım. Bugün doğum günüm olduğunu hatırlayıp yetimhaneye girmemeye karar verdim. Geldiğim yoldan geri döneceğim sırada bana doğru yaklaşan siyah ve büyük bir arabayla biraz afalladım. Araba tam dibimde durduğunda ön koltuktan fırlayan ve şoför olduğunu tahmin ettiğim adam arka kapıyı açtı. Arabanın içinden kır ve kıvırcık saçlı ama yaşına göre genç görünen uzun boylu bir adam çıktı ve gülümseyerek bana baktı. Elini uzatıp '' Merhaba Peter, ben Doktor Veek buraya senin hayatını değiştirip sana anne ve babanı vermek için geldim.'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mental
Science FictionSiz hiç bir laboratuvar faresi oldunuz mu? Ben yani biz olduk.Ben ve o 39 kişi... Hiç tanımadığımız bir adam tarafından ailelerimizi bulmak umuduyla denek olarak kullanılmaya razı olmuştuk. Şu zamana kadar hiçbir şekilde yüzümüze gülmeyen hay...