1.BÖLÜM - "Koğuş kalk!"

55 2 0
                                    


"Yahu bıraksana şunu artık!"

Madde 1: Söylenmek.
Hayatta yaptığım en iyi şeylerden biri.

"Gitsene başımdan anneeee ablam beni rahatsız ediyor." kız kardeşim Nehir'in kafasına yavaşça vurdum.

"Hem benim telefonumla oynuyorsun hem de anneme yetiştiriyorsun." Ben bunları söylerken annem ellerini havluya kurulayarak yanımıza geldi.

"Kiz oynasun biraz daha verur sonra da."

"Ya ama benim işlerim var." dedim umutsuzca.

"Ne işlerun varmuş akşama kadar fotoğraf çekiysun."

"Ama ann-"

"Hayır dedim uzatma bi on dakika kadar daha oynasın ben kendim vericem sana." dedi.
Başımı olumlu olarak salladım ve Nehir'in kolunu dürtükleyip ağzımı oynatarak 'velet' dedim.

"Anne bana 'velet' dedi." Köpek ya sürekli anneme yetiştiriyor!

"Hayır demedim hem sonuçta desem de annem duymadığı için kanıtlayamazsın."

Bu son dediğimi fısıldayarak söylemiştim.

"Yine mi kavga ediyorsunuz siz ?" kapıyı açarak içeri giren abime başımı salladım.

"Nehir gel abicim sen al benimkini bırak şu cadalozun telofonunu." bunu gülerek demişti.

"Yaaa bana şunu deme." diyerek kaşlarımı çattım ve Nehir'in abimin telefonunu görünce benim külüstürü hemen bırakmasını izledim.

"Annneeeeeeğh ben dışarı çıkıyorum." evin içinde bağırmamdan rahatsız olan abim yüzünü buruşturdu.

"Nereye?" Dedi tek kaşını kaldırarak.

Yanına yaklaşıp kaldırdığı kaşı indirdim.

"Yapma şunu." dedim kızgınca. Çünkü ben yapamıyorum ben yapamazsam kimse yapmamalı takıntı gibi bir şey yani.

"Berenciğimle buluşucam."

"İyi o zaman bende geliyim Berkeye bakarım." dedi.

"İyi madeeem ben üstümü değiştiriyim." başını olumlu anlamında salladı.

Odama giderek dolabımı açtım ve siyah bilekten pantolonu aldım. Genelde evde giydiğim kırmızı snoopy'li şortlu pijamamı çıkartıp siyah pantolonu bacaklarımdan geçirdim. Üzerime çıkartmalı tişört giyerek başıma bordo üzerinde 'i woke up like this' yazan beremi geçirdim. Yaz ayında olsak da olmazsa olmazımdır. Masanın üzerinden siyah yuvarlak camlı gözlüklerimi aldım beyaz ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim ve koşarak abimin yanına geldim daha doğrusu beklemeden kapıdan çıktım.

"Abi hadi seni mi beklicem." diyerek bağırdım.

Sonra beraber yürüdük.
Evet bildiğiniz yürüdük.
Komik yürüdük.
Pek güzel yürümedik.

İki blok aşağıda ki Berişlerin evine gelince kapıyı hunharca çaldım.

"Geldiim!" bağıran Berenin sesine bir ses daha eklendi.

"Diye bağırır çifliğinde Ali Babanın." Berke Abi komik çocuktu yani öyleydi.

"Ha ha ha çok komik ilkokul çocuğu Derin sende şöyle kapının kardeşi olmayı kes!" Bağırarak kapıyı açan Beren'e güldüm.
Genelde kapıyı bu şekilde çalan ben olduğum için herkes anlardı.

🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪 🍪

"Aaaayyyy." evin içerisinde çığlığım yayılırken Eylül'ün boynuna atladım.

"Hani 2 ay sonra gelecektiniz köpek." birbirimize sarılıp sağa ve sola sallanıyorduk. Bu dışardan komik gözükse de alışmıştık.

"Aslında 2 ay sonraydı ama o 2 ayı ailecek rize de geçireceğimizi öğrenince önce buraya geldik." dedi üzgünce.

"Rizede mi? Benim neden haberim yok?" dedim aslında bana söylememeleri doğaldı çünkü her yıl rizeye giderken bir bahane uydurup gitmezdim ve genelde bu bahaneme de Eylülde katılırdı.

"Uzun zaman oldu beraber gitmeyeli." içeri giren Oğuzcuğumun üstüne atladım.

"Uyyy aşkum gelmuşş yerum da ben senu." bunu derken parmaklarımı yanaklarına sokmuştum.

Ama ne yapayım çok tatlıydı köpek.

"Bir dur kizum ya!" diyerek beni ittirmeye çalıştı aynı zamanda da gülüyordu.

"Sende geleceksen ben Rize de değil 2 ay 2 yıl bile kalırım." bu dediğime kimse inanmamış olacak ki beni ciddiye almadılar. Doğru ya ben Rize de 2 haftadan fazla kalamazdım. Aslında Rize'yi sevmediğimden değil çok severim fakat çay zamanına denk geliyorduk bu yüzden pek gitmek istemezdim sonra bana da toplatıyorlar.

Her yaz anneannemler'e yardım olması için çay zamanı giderdik.

Ama haklıyım ya bendeki bu üşengeçlikle nasıl çay toplanır ki? Birde işin içine güneş girerse.

Eylül ve Oğuzcuğumla herkes konuştuktan sonra hep beraber balkonda oturduk Eylül, ben, Oğuzcuk, abim ve abimin kucağında Nehir.

Kıskandım mı?

Tabikii EVET.

"Nehir gitsene sen." dedim.

"Neden ama ya?"

"Çünkü ben öyle istiyorum." dedim.

Biraz bekledi sonra kafasını kaşıdı ve en sonunda abimin kucağından kalkıp gitti.

Şaşırdıkmı?

EVET.

Aslında benimle son anına kadar inatlaşır olmayınca abimden yardım isterdi.

Şimdi neden böyle yaptı bilmiyorum ama daha sonra bu konu hakkında Nehir ile konuşmam gerektiğini aklıma yazdım.

"Ee ne zaman gidiyor muşuz?" Ortaya bıraktım ve kimse üzerine alıp cevap vermedi.

"Hey ne zaman gidiyoruz?" deyip Eylülü dürtükledim.
Daha doğrusu parmağım ile omzunu deştim.

"Ayh tamam be yarın akşam gidicez işte." dedi Eylül kolunu tutarken.

Bu sırada annem çekirdek getirdi.

Hem çekirdek çitleyip hemde Rizede ne yapıcağımızı düşündük.

Oğuz Abi, Eylül, ben otobüs ile gidicektik.

Annem, abim, Nehir, babam da araba ile.

Abim babamların yanında kalıp arada bir arabayı kullanıcaktı.

🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫

"Koğuş kalk!" gür bir erkek sesi içeride yankılandı.

Daha sonra birkaç şey daha dedi ama yarı uyanık yarı uyuyor olduğum için anlamadım. Biraz daha sessizlik olduktan sonra birden odanın içini çok gür bir ses doldurdu ve en sonunda gözlerimi açtım.

"uyanıın kızlar kızlar kıızlar" bacağını sandalye ye koymuş ve bacağının üzerinde de abimin gitarı ile sanki ruh çağırırmış gibi söyleyen BABAMA baktım.

"Baba sende mi ya!" dedim esnerken babam işin büyüsüne kendisini o kadar kaptırmıştı ki tam gitarı duvara çarpacakken abim kolundan yakalayıp gitarına sarılıp öperken 'ucuz atlattık' tarzı birkaç şey söyleyip gitmişti.

Bu şekilde de saat 1-2 gibi uyanıp hazırlık yapmaya başladık saat 7 gibide biz otobüse binicektik babamlar da bizden birkaç saat sonra yola çıkıcaklardı.

Şaka gibi 6 yıl sonra ilk defa Rizeye gideceğim.

🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕🍕

Yazım yanlışları ve noktalamalar daha sonra düzeltilecektir.

ONSRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin