"Lütfen,lütfen,lütfen"
"Hayır dedim derin."
"Ya baba lütfen ya zaten sadece bizimkiler de olmayacak."
"Kim kim gideceksiniz?"
"Oğuz,abim,eylül,Aras,Atalay." biraz bekledikten sonra rastgele bizimle gelmeyecek Kişilerin isimlerini de ekledim.
"Dayı 8-9 kişi gidiyoruz bize güven geliriz fazla geç olmadan." dedi Oğuz.
"Saat başı ararız hem seni."dedim umutla babama bakarak.
"İyi peki." dedi babam burun kıvırarak.
"Ama bakın saat 11 de buradasınız yoksa topuklarınıza sıkarım ha bilesiniz."
Babamın boynuna atlayarak yanağına sulu bir öpücük bıraktım.
"Tamam babacığım."
Üzerimizi yine ve yine değiştirerek daha kalın bir şeyler giydik. Evet sabah ne kadar sıcak oluyorsa akşam da tam tersi buz gibi oluyor buralarda hava.
"Atalay feneri aldın mı yanına."
"Aldım."
Atalay ve Aras hızlıca yanımıza geldiler.
"Oğuz torpil felan alsaydınız." dedi Aras.
"Torpil ne alaka yahu." dedim merakla.
"Salak yürüyerek dere kenarına gidiyoruz ses çıkartan bir şeyler almazsak yanımıza kim vurduya gideriz." dedi benim fazla zekalı abim.
Ağzımdan anladığımı belirten 'hii' nidası döküldü. Hep beraber yürümeye başladık.
"Bakın baştan söylüyorum o Asiye beni kışkırtacak bir hareket yaparsa parçalarım onu orada." dedi Eylül hırsla.
"Qız sakın bensiz yolma." sessizce kulağına fısıldadım. 'Bende o gardaşım raat ol sen' bakışı attı bana.
Yaklaşık 30 dakikadır yürüyorduk.
"Bu kadar uzaktamıydı orası." dedim yorulduğumu belirtmek istercesine.
Aras elindeki torpili cebinden çıkardığı çakmak ile yakarak çalıların arasına doğru fırlattı.
Birkaç saniye sonra büyük bir gürültü koptu ve çalıların arasından sürtünme sesi çıktığına yemin edebilirim,dostlarım."Duydunuz mu?" dedim abimin koluna yapışarak.
"Evet." dedi Atalay gülerek.
"Ne gülüyorsun manyak."
"Bekleyin."
Aras parmağını ağzına götürerek sesiz olmamızı istediğini belirtti.
Daha sonra da çalıların arkasını gösterdi."Işık'ları kapatın."
Aras sakince çalılığın arkasına doğru yürümeye başladı.
"Aras salakmısın nereye." arkasından sessizce bağırdım. Evet nasıl yaptım ben de bilmiyorum.
Yere eğilerek bir taş aldı ve çalılığa fırlattı.
"LAN IŞIKLARI AÇIN ÇABUK!!"
Aras koşarak yanımıza geliyordu aynı zaman da da Oğuz'a bağırıyordu.
"OĞUZ TORPİL!"
Oğuz cebinden çıkardığı torpili yakarak az önce arasın gittiği çalılığa doğru fırlattı ve tam o an ağaçların arkasına doğru kaçan domuzu gördük. Nefes nefese kalmış bir şekilde domuzun kaçtığı yöne doğru bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSRA
Humor"Remzi emmi ne oldi?" bağıran köylülerin içinde en net seçebildiğim bu oldu diyebilirim çünkü şu anda alnımın tam ortasında oluşan ikinci Derin ile aynada bakışıyordum. Evet kafama gelen yabancı madde Oğuz ile abimin birbirlerine attıkları MİSKETLE...