U.E 2

30 3 5
                                    

"Kaybeder düşlerine küsen herkes"

🌹
Gecelerim gündüzüme karışık galiba sabah oldu. Güneşışıkları bana ihanet edermişcesine tenimi yakıyordu.
Uyumak istemiyordum.
Kalbim yaşadığım şeylerin yükünü kaldıramaz oldu. Bugün psikologa gidcektim. Herkesin sorduğu soruyu sordum bütün gece bütün sabah .
Deli miyim? Delirecek miyim ?
Hiçbir cevap yoktu beynimin kuytularında. Uzay bey anlarmıydı beni. Derdimi nasıl taşımam gerektiğini öğretirmiydi.
Gözlerindeki ışık gözümün önünden gitmiyor. Adeta bana gülümsüyordu
Kalktım kirli yatağımdan . Evi temizlememek veya temizlettirmek istemiyordum. Heryerinde ayrı acı var. Aynada ne kadar çirkin olduğumu farkettim. Ama eskiden güzeldim. Zengin hayat pahalı kıyafetler marka ayakkabılar lüks arabalar ve tabiki benle Uras.
Farkettimde uzun zamandır Uras'la beni aynı cümlede kurmamıştım. Düşünmemiştim.
Üstümü giyinmek için üşendim. Diyah geceleğimin üstüne kot ceketimi giydim. Ne iyi gözüktüğü umrumda değildi saçımı tarayıp at kuyruğu yapmaya çalıştım. Olduğu kadardı. Ayakkabımı giyip uzaklaştım evimden yürüdüm. Herkes bana bakıyordu. Galiba acıyorlardı bana. İçimden öldüm bedenim ayakta .

Acıktığımı farkettim bi bankın yanında simit satan amcadan 2 tane simit aldım oda müşteri beklerken yanına oturdu. Tam simitimi ağzıma götürecekken konuşmaya başladı.
🌹
"Kızım sen aşıksın."
Demesiyle binkere öldüm .
"Hayır amca nerden çıkarıyorsun."
"Neden umursamazsın. Neden sana önünden geçenlerin baktığını takmıyorsun. Uykusuzsun."
"Çünkü sevmek olmak işe yaramadı."
"Sen sev seversen güzelleşir dünyan."
🌹
Dediğinde simitimi elime aldım . Ve kalktım . 5 6 adım arkamda kalmıştı o güzel yürekli amca.
Birden arkamdan bir ses yükseldi.
🌹
"Sen aşıksın kızım."
🌹
Amcanın gülümseyişine baktım ve önüme döndüm gözlerim doldu. Ama ağlamadım.
Yürüdüm. Yürüdüm.
🌹
Gelmiştim sonunda bir randevusu olup olmadığını öğrendikten sonra
Koridorun sonundaki odaya gittim.
Geleceğim bilgisi zaten verilmişti.
Sonunda kapının önündeydim
Zile basmadan önce birdaha baktım o yazıya
"Psikolog Uzay Kalender."
🌹
Girmelimiydim o odaya. Anlatmalımıydım hikayemi
O herkesin bana attığı acınası bakışları birde bir psikolog tarafından mı görecektim.
Aklım bana oyun oynarken kalbimin sesini dinleyip kapıyı tıklatma cesareti buldum.
Girer girmez gözlerindeki parlaklıkla karşı karşıya geldim .
Geri gitmeye tam karar vermişken arkamı dönüp
"Hayır bu olmaz hayır bu olmaz " diye sayıklarken ... Seslendi
🌹
"Oturucak mısınız"
Cevap veremedim.
Bidaha seslendi. Ve ayağa kalktı sandelyeyi geriye doğru çekip oturmamı işaret etti.
Elim ayağım titremesini saklamak için hemen oturmam lazımdı .
Oturur oturmaz ellerimi dizimin üstündeki lacivert deri çantanın altına sakladım.
🌹
"Evet niçin geldiniz? "
Çekingen bir sesle
"Hatırladınız mı beni "
"Evet bir sorun mu var?"
Aklıma bir soru gelmişti. Neden Uras bir psikologla eşyalarını göndermişti? Arkadaşı mıydı ?
Yoksa tanıdık biri mi ?
Fazla içimde tutamayarak sordum
🌹
"Uras'ın neyi oluyorsunuz ? "
🌹
"Bir dostu diyelim."
🌹
"Nerden tanışıyorsunuz?"
🌹
"Buraya bunun için mi geldiniz."
🌹
"Hayır." Derken sesim hissettiğim gibi aciz çıkmıştı.
🌹
"Sizi dinliyorum."
🌹
İçimden geçen beynimin engel olduğu o kelimeler canımı acıttı.
Gözlerimi 3 saniyeliğine kırpıp
🌹
"Psikolojik desteğe ihtiyacım var dedim. "
🌹
Gözlerimi açtığımda oda bana şaşırmış gözlerle bakıyordu.
Kekeleyerek söyledi
🌹
"S si sizin mi? " kafamı salladım.
Birşey söylemeye hazırlanıyormuş
Gibi
"A ama şey Uras. "
Ne olmuştu urasa benim hakkımda ne biliyordu. Neden bu kadar şaşırdı .
🌹
"Uras derken."
"Hiçbirşey isim akışkanlığı." Deyip geçiştirdi

🌹🌹

Bana birşeyler işaretlettikten sonra
Konuşmaya başladı"
🌹
"Anladığıma göre kimseye anlatmadığınız bazı şeyler var "
🌹
Onaylar bir şekilde kafamı salladım.
🌹
"Peki ne zaman cesaret bulacaksınız
Size yardımcı olmam için sorununuz ne bilmem gerek. "
🌹
"Size anlatırsam başkalarına anlatabilirsiniz gibi bi korkum var vede güvensizlik.
🌹
Hmm diye bir ses çıkarıp
"Eğer Uras'tan bahsediyorsanız hastalarımla olanlar aramda kalır." Der demez.
Biraz kötü oldum "hasta" neden insanlara hemen bu damgayı basıyolardı. Biz sorunlarımıza çözüm ararken onlar bizi acınası hastalardan başka birşey görmüyolardı.
Dünyanın sistemi acımasızdı.
Kısık bi sesle konuştum.
Tek bir kelime çıktı ağzımdan
🌹
"Hasta."
Mahçup bir şekilde bana bakerken
"Özür dilerim" dedi
Cesaretli bir ses tonuyla
"Yardıınıza gelen herkesi hasta diye damgalıyor musunuz."
"Tabikide hayır."
"Ben anlayacağımı anladım iyi günler" deyip
Lacivert çantamın altındaki titremesi sinirden atmış elimi oradan çekip çantamı omzuma astım.
Tam ayağa kalkıp arkamı dönerdönmez kolumu sıcak bir el tuttu.
"Lütfen oturun anladığıma göre sizin anlatmanız benim size yardım etmeme ihtiyacınız var . Kesinlikle bunu sana en içten samimiyetimle resmiyeti bırakıp bir dost olarak söylüyorum."
🌹
Dost. Dost. Dost.
Anlamını unutmam gerekirken
Aklımım köşesine kazınmış.
Ne eksikliği vardı bende bunun ne çok istemiştim güvenebileceğim biri
🌹
Bunları düşünürken yavaş yavaş kalktığım yere oturmaya başladım.
🌹
Aklıma gene gelmişti.
Ama umursamamalıydım.
Çoktan yandı bir tarafım ilk önce kazıdı kalbime güven dedi sonra yakarak sildi dediklerini.
🌹
Uzay bana öylece bakıyordu içimde ne yaşıyorum anlamaya çalışıyordu ama ikimizde aynı sönük bakışla bakıyordu onunda bir geçmişi vardı öğrenmek istiyordum. Onu ilk gördüğümdeki içime birşeyler yerleştirip giden o karanlık bakışı öğrenmek istiyordum.
🌹
Konuşmaya başladım...
"Hemen anlatmak istemiyorum"
"Peki nasıl çözeceğiz bu sorunu."
"Bilmiyorum. Bu yüzden burdayım."
"Çekingen kişilere bir yöntem gibi birşey uyguluyorum. Ama çocuksu gelebilir kulağa."
"Ne olabilir?"
"Günlük ve bir kalem." Dedi
Anlamamış bir şekilde bakerken
"Günlük ve bir kalem edeceksin.
Ve hergün cesaretini toplayıp az çok yazacaksın. Ve hafta sonunda getirecrksin ne kadar aşama kastettiğimizi haftanın sonunda öğrenmiş olucaz anlaştık mı ?
🌹
"Şey peki sadece bu kadar mı?
"Bi kuralımız var silgi kullanmıycaksın."
"Neden"
"Sonunda kendin öğreneceksin."
"Peki." Dedim
Gülümsedi...
Çıktım yürümeye başladım turuncu topraktan yollar siyah ayakkabımı katletti. Bulutlarla kaplı havada soğuk bir rüzgâr eserek içimi titretti.
Günlüğü önüme gelen bir kırtasiyeden almayı düşündüm. Yürümeye devam ettim.

Uzayın EvreniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin