Kapıda açık yazan rengârenk süslü bir kırtasiye kapısından içeri girdim. Havada çok hoş bir menekşe kokusu vardı. Derin bir nefes alıp bu güzel kokuyu içime çektim. Güler yüzlü bir kadın önümde durdu ve gülümsemeye devam ederek
"Buyur kızım neye ihtiyacın var dedi"
Gözleri mavimavi bana bakıyordu.
En az 65 yaşınlarındaydı beyaz saçları buğday tenine yakışmıştı. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp.
"Bir günlüğe ihtiyacım var."dedim
Onu takip etmemi işaret eder gibi yürümeye başladı. Yavaş adımlarla renkli kitap kapaklarıyla süslü bir defter reyonunun önüne geldik.
Hepsi süslüydü. Teyze bana hangisini seçeceğimi merak eden gözlerle bakıyordu . Kitaplığın en köşesinde tozlu siyah bir defter üzerinde beyaz bir gül çizilmişti. Defteri eğilip alıp sayfalarını açtım yaprakları sarıydı.
Teyze bana bakarak
"Bunu mu istiyorsun kızım." dedi
Başımı salladım ve kasaya geçtim. Parayı uzattım. Bir çekmeceyi açtı bana para üstünü vereceğini sanırken siyaha boyanmış üstündede defterdekinin aynısı bey gül olan bir kalem çıkardı ve aldığım kitabı koyduğum mağaza posterinin içine atıp.
"Kızım bu kalemi kabul et zamanında o defterle birlikte satardık. Tükendi sadece bir tane kaldı onuda sen aldın 2 yıllık bir defter o hediyemi kabul et lütfen dedi."
Ama diyemeden elime paraüstünü tutuşturdu. Ve
"Hayırlı olsun." Dedi
Kapıdan çıktım
Yürümeye başladım .
🌺🌺
Kapıyı açmayı başaramayacağımı anlayıp telefonumun fenerini açtım.
Anahtarı geçirip kapıyı açtım.
Ev soğuktu. Gene apartmanın aidatlarını vermeyen vardı.
Salona geçip üstünde erimiş mumlarla çevrili şamdanın üzerine bir mum geçirip mumu yaktım.
Ateşi seviyordum ateşi izlemeyi. Dağınık odamdaki dolabtan bir battaniye alıp salona geçtim tam koltuğa uzanıp battaniyeyi üstüme örttüm. Kapıyı kitlemiş miydim diye hatırlamaya çalışırken . Gözlerimin kapanmasına engel olamadım.🌺🌺🌺
Soğuk bir esinti bedenimde dolaştı.
Gözlerimi araladım. Balkonum kapısı açıktı. Kitlediğimi zannediyordum.
Battaniyeyi üstümden iterek ayağa kalktım . Kapıyı kilitledim ve siyah duvarların arasından mutfağa geçtim. Karnım kazanıyordu günlerdir çok az şey yiyordum bedenim bir deri bir kemik kalmıştı. Buzdolabını açıp hazır donmuş sandviçi mikrodalgaya atıp odama geçtim.
Gene hiçbir fark yoktu. Yerdeki gecelikleri alıp dolaba asmaya başladım yerdeki herşeyi yerleştirdikten sonra mikrodalganın sesini duydum. İşimi bırakıp mutfağa gittim. Kırmızı mutfak dolaplarının arasındaki gri mikrodalgaya yönelerek içindeki tabağı çıkartıp yemek masasına bıraktım. Mutfak dolaplarından büyük bir su bardağı çıkartıp masanın üzerinde duran daha açılmamış meyve suyunu bardağa boşalttım ve ısıttığım sandviçi yemeye koyuldum mutfağın dış duvarına koyulmuş ayakkabılıktaki çantamdan bir ses geldi. Telefonum olmalıydı. Telefonumun kısık sesi oradan gelmesi tuhaftı. Ne kadar yalnız olduğumun bir kere daha farkına vardım . Yavaşça ayakkabılığın oradan çantamdaki telefonu çıkardım ve geri mutfağa girdim . Telefonumun ekranını açınca telefona ne zamandan beri bakmadığımı düşündüm .
- 50+ bildirim -
Telefon kilidini açıp önemli birşey arıyordum ve gözüme çarpan tuhaf bir makale başlığı vardı.
"Ünlü yazarın ölümü"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzayın Evreni
Teen FictionEvren Uzay'ı içinde barındırır. Kuralları bozalım ben Uzay'ın Evren'i olmak istiyorum.