Bölüm 3 - Amerika

20 4 0
                                    

Tatilimiz bitmişti ve Amerika'ya gidiyorlardı. Herkes toplaşmıştık ve havalimanında uçaklarının gelmesini bekliyorduk. Aslında onları pekte özlemeyecektim, aileme pek bağlı biri değildim. Onlar beni sevseler ve bana ilgi gösterseler onlara onları severdim ama, sevemiyordum. Mesela tüm aile toplandığımız geceler yapardık eskiden, annem Yoora ve Taeyong'u çağırır ama beni çağırmazdı. Bilerek çağırmaması mı daha kötüydü yoksa unutması mı?

Uçakları geldiğinde Yoora'nın gözleri dolmuştu. Bir tek Yoora'yı seviyordum. Aile olmanın en önemli kuralı sevgidir ve ben onları sevmiyordum, bu yüzden hiç bütün olamamıştım onlarla. Yoora'ya sarıldım. Diğerleriyle de vedalaştım.

"Bir şey unutma Sehunlara giderken. Kiracıyı rahatsız etme sonra."Normal anneler ne yiyeceğimi, ne yapacağımı falan düşünür değil mi? Benimki kiracıyı düşünüyordu. Ne mükemmel bir anneydi.

"Peki."

"Migren ilaçlarını unutma tatlım. Nöbet geçirirsin falan."Jihyo teyze beni annemden daha çok düşünüyordu.

"Teşekkürler Jihyo teyze, görüşürüz."

"Yoora, orada dikkat et ve derslerine odaklan."

"Peki abla, sende öyle."

"Kendine iyi bak."Dediğimde bana tekrar sarıldı.

"Uçağımız geliyor gitmeliyiz."Babam konuştuğunda Yooradan ayrıldım. Uçağa binerlerken onlara el salladım ve bindiklerinde arkamı döndüm.

"Hadi gidelim."Dedim Sehun'a

"Tamam."Önden yürümeye başladığında onu takip ettim. Taksi çağırdı ve taksiye binip arkaya oturdum. Sehun da öne oturdu. Telefonumun bildirim sesi geldiğinde cebimden çıkardım. Mesaj Jongindendi.

Jonginnie: Bugün buluşalım mı?

Yerimpabo:Olur

Jonginnie:Takoyaki yapan sokağın karşısındaki parka gel. Dörtte.

Yerimpabo:Tamam.

Telefonumu kapayıp cebime koydum ve camdan bakmaya başladım. SEHUNLA AYNI EVDE KALACAKTIM, AKLIMA GELDİKÇE DELİRİYORDUM.

--------------

Eve girip iki bavulumu ve iki bilgisayar çantamı birde sırt çantamı aldım. Ah, çok ağırlardı. Sehunlarda evine yürüyerek gidebilirdim, o evdeydi zaten. Hayır insan bir der yani dimi bavullarını taşımana yardım etmek için geleyim diye.

Yaklaşık 5 dakika sonra Sehunların evine geldiğimde bahçenin kapısını açtım ve içeri girip zile bastım. Kapıyı açtı ve bana anahtarı fırlattı, ellerimin dolu olmasına rağmen yakaladım. Sehun arkasını döndü ve yürümeye başladı.

"Minho'nun odasına git biliyorsun zaten yerini."Dediğinde zorla merdivenlerden çıktım ve taşıdığım her şeyi Minho'nun odasının yerine yığdım. Biraz dinlendikten sonra dolabı açtım ve bavulları yerleştirdim ve masanın üstüne laptopumun olduğu bilgisayar çantasını koydum. Masaüstü bilgisayarımı sonra da kurabilirim.

Koltuğa oturdum ve telefonumu çıkardım, acıkmıştım ama mutfağa inmek istemiyordum. Saat on birdi ve Jonginle buluşacaktım, dörtte yiyebilirdim.

"Hizmetçi yemek yapmış ye."Kapı çalınmadan açıldığında gözlerimi devirdim, en sinir olduğum şey.

"İstemiyorum."

"Sen bilirsin birazdan arkadaşlarım gelecek odadan çıkma."

"Peki."

Chance - Oh SehunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin