Sabah telefonumun sesiyle uyandım;
'Alo!'dedim.Telefondaki ses;
'Selen nereye gittin!'diyordu ağlayarak.Başta kim olduğunu anlamadım dahaca yeni uyanmıştım.Telefondaki ses bidaha aynı soruyu sorunca bu sesin sahibinin Ankara'daki en yakın arkadaşım Eylül'e ait olduğunu anladım.Aptal kafam ona bi elveda bile demeden gelmiştim İstanbul'a ama vaktim yoktu.Bende ağlamak üzereydim;
'Eylül özürdilerim sana bi elveda bile demeden gittiğim için ama vaktim yoktu.' Eylül daha çok ağlamaya başladı ve;
'Selen neden gittin?'dedi
'İşte bunu bende bilmiyorum Eylül'dedim ve bende ağlamaya başladım.Eylül biraz sakinleşerek;
'Nasıl bilmiyorsun?'dedi.Bende;
'Sana anlatmıştım babam bunu hep yapıyor ve bana bi türlü nedenini söylemiyor.'dedim ve daha çok ağladım.Eylül beni sakinleştirmek istercesine;
'Şşt tamam ağlama lütfen biz yine görüşürüz ki.'dedi.Böyle olmayacağına adım kadar emindim.Eylül'ün ailesi çok tutucuydu.Onu asla tek başına İstanbul'a yollamazlardı.Biraz ağladıktan sonra;
'Sen nerden öğrendin taşındığımızı?'dedim.'Biraz önce size geldim,birlikte kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm ki eve gittiğimde sadece Ayşe abla vardı,seni sorduğumda gittiğinizi söyledi.'Eylül'ü çok özlemiştim.Şimdi Ankara'da olsaydım birlikte kahvaltı hazırlardık sonra yediklerimizi eritmek için spora giderdik.Oof ben burda onsuz napıcaktım.
Eylül'le yaklaşık yarım saat konuştuk.Babam eve hizmetçinin geldiğini yarım saate kahvaltının hazır olacağını söyledi.Bende bu sırada banyoya girdim.Banyodan çıktığımda telefonumda 2 tane cevapsız arama olduğunu gördüm.Arayan Can'dı.Neden aradığını merak etmiştim.Telefonumu alıp balkona geçtim ve Can'ı aradım.
Can;
'Selen uyuyomuydun yoksa rahatsız ettim özürdilerim.'dedi.Yüzümde hafif bi sırıtma oldu;
'Yok uyumuyordum,banyodaydım.'
Can;
'Eğer kahvaltı yapmadıysan birlikte yapalım ne dersin?'dedi.Bunu bende çok isterdim ama babam hayatta izin vermezdi.Benim erkeklerle konuşmamı bile istemeyen bi adam beni dışarı kahvaltıya göndericekti,hem de bi erkekle imkansız.Üzüldüğümü belli ederek;
'Gelmeyi çok istersim ama işim var üzgünüm.'dedim ki o sırada omzumda birinin eli vardı arkamı döndüğümde babam olduğunu gördüm ve bi çığlık attım.Can bunu duymuş olmalıydı ki;
'Selen noldu iyi misin?'dedi.Bende kekeleyerek;
'İyiyim'dedim.Babam gözlerime bakıp;
'Gidebilirsin.'dedi.Ne doğrumu duyuyordum.Babam beni bi erkekle yollayacaktı,hemde hiç tanımadığı bi erkekle.İnanamamıştım ve babama;
'Ciddi misin?' diye sordum.Babam da;
'Neden gitmeyesin.'dedi ve odadan çıktı.Telefonun karşısında merakla ne olduğunu anlamaya çalışan Can'a;
'Geliyorum.'dedim.Can;
'Sahimi tamam dün çarpıştığımız yerden seni alırım 10 dakikaya orda ol.' dedi ve kapattı.10 dakikada nasıl hazırlanacaktım hem dahaca saçım ıslaktı.Düşünmektense hazırlanmaya başlasam iyi olucaktı.
'Ne giysem,ne giysem? Hah buldum işte.'dedim ve çiçekli elbisemi dolabımdan çıkardım.Biraz serin olduğundan üzerine açık renkli kot ceketimi giydim.Altınada converselerimi giydim.Büyük bide çanta aldım.Saçlarımı kuruttum ve dağanık bıraktım ve artık hazırım.Tam 15 dakikadır hazırlanıyorum,Can gelmiştir çoktan deyip aceleyle evden çıktım.Babama görüşürüz demeyi unutmuştum kahretsin geç kalıyorum derken babamın pencereden baktığını gördüm bana el sallıyordu.Anlamıyorum buda ne şimdi babam mı bu.Neyse artık gitmeliyim.Hızlı adımlarla Can'ın dediği yere gittim.Tahmin ettiğim gibi Can orda beni bekliyordu.Beni görünce gülümsedi ve;
'Biran gelmiceksin sandım.'dedi.Bende mahçup bi şekilde;
'Beklettiğim için özürdilerim.'dedim.Can;
'Önemli değil,bayanların yapması gerekende bu zaten.'dedi gülerek o böyle deyince bende güldüm haklıydı.Can kafasıyla otoparkı işaret ederek;
'Hadi gidelim.'dedi.Ne yani ehliyeti mi vardı?Bu yaşta gerçi kaç yaşında olduğunu bilmiyordum.Sanki bunu bilmediğimi anlamıştı ve bana bakarak;
'18 yaşımı doldurdum.'dedi ve otoparka doğru gitmeye başladık.Arabası hemen 1. kattaydı.Kırmızı spor bi arabası vardı.'Tam benim istediğim gibi bi araban varmış,bende istiyorum.'dedim.Gülümseyerek bana baktı ve;
'Arabanın olması için önce ehliyetinin olması daha mantıklı olmaz mı?' dedi ve arabaya bindi.Ardından bende bindim.Benim 18 yaşından küçük olduğumu nerden biliyordu.Aslında çevremdeki insanlar bana hep olduğumdan olgun gösterdiğimi söylerler.Neyse boşversene.
Güzel bi restorana gelmiştik.Etraf sakin görünüyordu.Böyle olması iyiydi çünkü kalabalık ortamlardan nefret ederdim.Can ilerdeki küçük yuvarlak masayı göstererek;
'Şuraya oturalım mı ne dersin?'dedi.Bende;
'Olur farketmez.'dedim gülümseyerek ve birlikte oraya geçip oturduk.Garson geldi ve siparişlerimizi aldı.Can bana dönerek;
'Ee anlat bakalım seni neden hiç görmedim,Sarıyer'e yeni mi taşındın,hangi okula gidiyosun?'Bir sürü şey sormuştu.Derin bi nefes alıp anlatmaya başladım;
'Beni görmedin çünkü biz İstanbul'a yeni taşındık.Daha öncesinde Ankara'daydık.Hangi okula gittiğimi bilmiyorum.Pazartesi günü öğrenicem.'Can güldü ve;
'Hangi okula gittiğini bilmiyo musun?Senin gibisinide ilk defa gördüm.Kaça gidiyosun peki?'dedi.Bende güldüm ve;
'Lise 3 dedim.'Can;
'Daha küçük gösteriyosun.'dedi ve güldü.Buna gülesim gelmedi zaten sabah ağlamıştım başım ağrıyordu.Can;
'Yanlış bir şey mi söyledim?Özürdilerim şaka yapmak istemiştim.'dedi.Bende ona baktım ve;
'Yok hayır bunda yanlış bir şey yok sadece başım ağrıyor biraz.'dedim.Can gözlerime baktı ve;
'Yoksa sen ağladın mı?'dedi.Onu geçiştirmek için akşam geç yattım dedim.Oysaki ağlamıştım.Can onu geçiştirdiğimi anlamış gibi;
'Bana öyle gelmedi ama neyse.'dedi ve üstüme gelmeden konuyu kapattı.Yaklaşık 1.30 saat oturduk.Bu sırada baya kaynaşmıştık.Tam benim kafamda birisiydi.Bu sayede ilk arkadaşımı bulmuştum Can...
Saat 12 gibi kalktık.Artık eve gitmek istediğimi söyledim ama Can İstanbul'a geldin ve dahaca hiç gezmemişsin biraz gezelim dedi ve beni Sultan Ahmet Camii'ne götürdü.Daha önce bir kere gelmiştim zaten.Burası gerçekten harikaydı.Ordan Dolmabahçe Sarayı'na gittik.Buraya ilk defa gelmiştim ve tek kelimeyle muhteşemdi.Derken telefonum çaldı.Arayan babamdı;
'Kızım nerde kaldın? Ben şirketteyim.'dedi.Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.Özürdilercesine;
'Dolmabahçe Sarayındayım baba özür dilerim zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım hemen eve geçiyorum.'dedim ve kapattım.Can;
'Bi sorun mu var?'dedi.Bende;
'Hayır.Artık eve gidelim.'dedim.Oda onaylarcasına başını salladı.
Eve varmıştık.Can beni bizim dairenin olduğu blokta bıraktı.Dış kapıyı açarken yine o çocuğu gördüm.Oof noluyo yine buraya bakıyordu.Bu sefer yanında arkadaşı vardı ama çocuğun bundan haberi yoktu çünkü ona bir şeyler anlatıyordu.Çok korkuyordum.Kapıyı hızlıca açtım ve içeri girdim.Aah artık güvendeydim.
Arkadaşlar son iki bölümümü daha uzun yazdım.Umarım beğeniyordursunuz.Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayatım
RomanceSelen nedenini bilmediği bir sebepten babasıyla 2 yılda bir taşınıyorlar.Son olarak İstanbul'a taşındıklarında Selen için her şey bitmişti taki Burak'la tanışana kadar.