' Seni unutmaya ömrüm yeter mi? '
' Yazar'dan devam '
Unutmak istiyordu Selim. Unutabilir miydi? Pek inanmıyordu çünkü unutsa kaç senedir unuturdu öyle değil mi? Ya da vazgeçmeyi denese? Vazgeçerse unutabilirdi. Peki ona bu kadar hasretken nasıl unutabilirdi? Ya da vazgeçebilirdi? Gözlerinin içine bakamadan. Kokusunu içine çekemeden. Ellerini tutamadan.. Gözyaşı yanağından doğru süzülürken, elinin tersiyle sildi gözyaşını Selim. Acıyordu. Kalbi çok acıyordu. Selim başa çıkamıyordu aşkıyla. İmkansızdı belkide. Selim'in elleri titrerken halinden anlaşılıyordu sinirli olduğu. Selim elini yumruk yapıp duvara doğru vurdu. Şu an hissettiği acıydı. Ama elinin acısı değil kalbinin acısıydı. Sonra derin bir nefes aldı Selim. Onların aşkı 'İmkansız Aşktı.'
' Bilinmeyen kişinin ağzından '
" Takibe devam edin. Herşeylerini bilmek istiyorum. " Elindeki kalemi masanın üzerine bıraktı genç adam. Adamlarının getirdiği dosyalara kısaca bir göz attı. Adamlarından birine seslendiğinde; " Yasin. " Yasin kapıyı tıklatıp içeri girdi. En son Nerede ve saat kaçta görüldü? " Yasin bir dakika düşündükten sonra cevap verdi. " Efendim en son istinye sahilinde görülmüş. Saat, öğlen 3 civarlarında. " Yasin sözünü bitirdikten sonra genç adam kafasıyla onayladı. Genç adam tekrar konuşmaya başladığında; " Selim? " Yasin elindeki dosyalara bakıp; " Aynı saatte ve aynı yerde oda orada bulunuyormuş. " Genç adam; "Tamam çıkabilirsin Yasin. Takibe devam edin. " Yasin; " Tamam efendim. " Deyip çıktı odadan. Genç adam elindeki kahvesinden bir yudum alarak başını manzaraya çevirdi. Ve içinden fısıldadı. ' Devam et Selim. O seni sevecek. Ona fırsat tanı. Unutsun. Sonra o da seni sevecek. Sadece onu ilk gün ki gibi sev.' Genç adam nefes alarak; ' Sabırlı ol.'
' Yazar'ın ağzından '
Mirda, kütüphaneye ilk adımını attığında içi huzurla doldu. Kitapları seviyordu. Şiirleri, romanları. Yazarlar kendi duygularını anlatırlardı genellikle. Yaşantılarını. Mirda da bunları seviyordu işte. İnsanların hayatlarını. Belki de iyi bir dinleyici olduğundandı bu merakı. İnsanların acılarını, mutluluklarını görmek ve dinlemek istiyordu. Onlara tavsiyeler vermek istiyordu. Belki de onlara bu hayatı yaşatmak istiyordu.
Şiir, raflarına yöneldiğinde Kahraman Tazeoğlu kitaplarından bir tane aldı ve boş bir masaya geçti Mirda. Kitabın adı : Vazgeçtimdi. 'Sana kollarımla değil, kalbimle sarılmışım ben. Kalbimin en sevdiğim yanı, seni seven tarafı.' Güzel söz diye geçirdi içinden Mirda. Kalp zaten sevmek için atmıyor mudur? Tabiki mecazi anlamda. Diğer sayfayı çevirdi Mirda. ' İnsan sebepsiz yere terk eder mi sevdiğini? ' Tabikide insan sebepsiz yere terk etmez. Bir çok sebebi olabilir. Ama geçerli bir sebep. Mesela birbirinizi çok sevmişsinizdir ama adam birgün ayrılırken ' Seni hiç sevmemiştim. ' Der. Nedir bu şimdi? Neyin yalandır bu? Sen herşeye rağmen kızla birlikte ol sonunda ise ben seni hiç sevmemiştim de. Peki size soruyorum bu adamlığa sığar mı? Yok maalesef böyle olmak zorundaydı felan da demeyeceksiniz. Sen iste herşey olur. Yeter ki sen adam gibi sev.. Mirda diğer sayfaları da çevirdi. Merak ediyordu diğer sözlerini..
' - Gitmek için mi geldin? '
' - Şimdi, korkakça sevenleri tanıdıkça, cesurca terk edenleri daha çok seviyorum'
' - Sırtıma saplanan bir bıçağın, yavaşça çekilerek çıkartılması gibiydi gidişin. Tüm acılarından kurtuluyorsun.. ' Ama ölüyorsun' '
' - Her gözyaşı yenilgi değildir. İnsan bazen daha fazla dayanabilmek için ağlar. '
' - İkimiz de sarılıyoruz şimdi, sen başkasına ben yokluğuna.'
Mirda sayfaları tek tek çevirirken, gözleri dolmaya başlamıştı bile. Ağlayacağını bildiği için kitabı okumayı bıraktı. Hep böyle mi olacaktı? Her sayfalarda, sokaklarda onu mu hatırlayacaktı. Unutmayı deniyordu onu ama başarılı olduğu pek nadirdi. Kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Selim'in bu saatten sonra kendisinin yanında olacağını düşünmüyordu. Garip biriydi. Yaşamak istiyor ama yaşamak için bir nedeni yok gibiydi. Onunla konuşup derdini öğrenmek istiyordu. Ama Selim hayatını Mirda'ya açmamak istiyordu. Ve bu konuda fazlasıyla ısrarcıydı.
Mirda kitabı okumaya devam ederken, karşısına bir silüet oturduğunda kafasını kaldırdı. Gördüğü kişiyle şaşırmıştı Mirda. Kitabını kapattı ve Selim'e döndü. "Neden geldin? Daha bir kaç saat önce beni istemediğini söylüyordun. Bak gittim işte yanından. Sen niye geliyorsun? Beni görmek istemeyeceğini sanıyordum. Lütfen gider misin yanımdan. Kitabımı okuya-" Selim, elini Mirda'nın dudağına getirerek ' Şişt ' Dedi. Mirda yalnızca onu izliyordu. Sanki onun büyüsüne kapılmış gibiydi. Konuşamıyordu. Selim: " Çok konuşuyorsun. Nefes al biraz." Dedi. Mirda sadece: " Hıhı " Diyebildi. Selim elini çekerek sandalyesinde geriye doğru yaslanarak güldü. Mirda onun gülüşüyle tekrar öylece kalınca, Selim: " Mirda bişey mi oldu? " Diyince Mirda kendine geldi. Sesini düzelterek: " Pardon dalmışım. " Deyip konuyu toparlamaya çalıştı. Ardından; " Sen neden geldin? Ayrıca benim burada olduğum nereden biliyordun? " Selim gülerek; " Ben bulurum. Senden özür dilemek için geldim. Sana biraz fazla çıkıştım biliyorum. Sinirliydim biraz. Sana kasıtlı bişey değildi yani. " Mirda sadece " Peki " Diyebildi. Sonra yavaşça başını kaldırarak " Böyle kuru bir özürle yırtacağını düşünmüyorsundur umarım. " Selim kahkaha atarak: " Hım. Ne yapmam gerekiyor o zaman? " Mirda da gülerek: " Yarın beraber bişeyler yapalım. Hem birbirimizi daha iyi tanımış oluruz." Dedi. Selim içinden 'Ah be güzel gözlüm ben seni zaten tanıyorum. ' Selim biraz tereddütle; "Tabi olur. Ben seni almaya gelirim." Mirda'nın aklına telefon numaraları gelince; " Numaran yok bende. " Selim gülümseyerek telefonunu uzattı. Mirda, telefon numarasını ' Selim ' Diye kaydetti. Ardından Selim; " Beni çaldır da bende seni kaydediyim. " Mirda çaldırınca Selim telefonuna baktı. ' Hayalim. Arıyor. '
Selim Mirda'yı evine bıraktığında Mirda; " Teşekkür ederim bıraktığın için. " Dedi. Selim tebessüm ederek; "Ne demek. " Diye yanıtladı. Mirda arabadan indiğinde evine doğru ilerledi. Kapının önüne geldiğinde Selim'e el sallayarak içeri girdi. Ardından Selim gaza basarak oradan ayrıldı.
Mirda sabah erkenden kalktı. Heyecanlıydı. İster istemez seviniyordu Selimle buluşacağı için. Akşam Selim ona mesaj atmıştı. 14.00'da alacaktı onu evinin önünden. Saat şuan 08.10'du. Mirda'da daha çok erken olduğu için spor yapmaya karar verdi. Üstüne eşofmanlarını giyip dışarıya çıktı. Mirda sahil geldiğinde telefonunu çıkartıp ' Müzik ' bölümüne girdi. ' Emre Aydın - Ses Ver' Şarkısını açıp kulaklıklarını taktı. Bir saat kadar koştuktan sonra eve geri döndü Mirda. Teyzesiyle birlikte kahvaltı yaptıktan sonra odasına çıktı tekrar Mirda. Daha vakti olduğu için film izlemeye karar verdi. Laptop'unu önüne alarak ' The Walking Dead ' filmini açarak izlemeye başladı Mirda.
' Saat; 13.30 '
Mirda üstünü giydiğinde aynanın karşısına geçip kendine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kal Ölene Kadar
Teen Fictionİyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, yoksullukta bollukta, ölüm sizi ayırana kadar birbirinize evet diyor musunuz? - Evet! - Evet! Bende sizi karı koca ilan ediyorum! Bana doğru dönüp bal gözleriyle bana baktı. Gülümsedim. A...