Sigara ve nem kokan loş bir odada Matilde Figuera, ya da bilinen ismiyle Ariadne, fazlasıyla ilginç ve pek de hayırlı olmayan niyetlere sahip insanlarla birlikteydi. Genç kadın isyancı bir melez grubunun üyesiydi ve toplantıya katılmak için orda bulunuyordu. Gruptakilerin çoğu Olimpos'a sadık görünen, ihanet edebileceklerini kimsenin aklından bile geçirmeyeceği türde melezlerdi ve Ariadne de onlardan biriydi. Nemesis melezi olmasına rağmen Olimpos'a çok bağlı olduğu düşünülürdü.
Genç kadın elindeki kristali sıkıca tutmuş, gerginliğini belli etmemeye çalışıyordu. Bir süre sonra kendinde konuşacak cesarti bulup dikkati üstüne toplamak için boğazını temizledi "Kristal bende. Quintus gitmeden önce bana bıraktı." bir anda odadaki herkes gözlerini ona diktiğinde aldırmadı, ilgiye alışıktı. Hermes melezi olmasına rağmen isyanı destekleyen Cassius Rodwell kızın elindeki kristali alıp güneş ışığına doğru tuttu. Kristalin soğuk yüzeyi buzu andırıyordu ancak çok daha pürüzsüz ve şeffaftı. "Kutup yıldızı da bizde olduğuna göre geriye sadece Heliades'in Gözyaşları ve Amethysta'nın Kalbi kaldı." isyancı grubunun en küçük üyesi Celeste parıldayan kristali eline aldı ve kendine bağlamak için antik yunanca bir şeyler mırıldandı ancak kristal bir anda aşırı soğuyup elini yaktığında acıyla kristali elinden bıraktı. Rüzgar kristalin düşüşünü zayıflatıp yere düştüğünde en ufak bir çizik dahi almamasını sağlamıştı ancak kızın kristali tutan parmaklarında neredyese Boreas moru diyebileceğiniz renkte yaralar oluşmuştu. Celeste sessizce küfredip kristali yerden aldı "Bu hiçbir işe yaramaz. O kızın dokunması gerektiğini söylemiştim size." hangi kızdan bahsettiğinin herkes farkındaydı. Son bir aylarını kristali kendi çıkarlarına uygun şekilde kullanmaya çalışıyorlardı ancak her seferinde Celeste'nin elinde günlerce geçmeyen yaralar bırakması dışında hiçbir şey olmamıştı.
"Bu durumda Adreanna'nın kendi isteği dışında kristale dokunmasını sağlamalısın." dedi Cassius, sesi düşünceliydi. Olympia ikizini onaylar biçimde başını salladı "Haklı. Sakın kendi isteğiyle dokunmasına izin verme, eğer kendi isteğiyle eline alırsa hem düşmanlarımızdan birini güçlendirmiş oluruz hem de kristali geri alamayız." Ariadne gerginliğini saklamaya çalışıyordu, derin bir nefes aldı "Ben hallederim ama benim haberim olmadan eline alırsa ve kristali geri alamazsak sorumluluk almıyorum." Cassius'un yüzündeki ifade soğuk ve korkutucu bir hal alırken Ariadne daha da gerilmişti "Öyle bir şey olması durumunda Eris'e hesap verirsin."
Rodwell ikizlerinin bağlılığı yalnızca Eris'eydi ve bu özellikleri onları diğerlerinden ayrırıyordu. Grupta bulunmalarının tek sebebi Eris'in de isyan eden küçük tanrlar arasında olmasıydı. İkisi de güçlü melezler olmalarının yanı sıra Eris'in kutsamasına da sahip olduklarından ters düşmek istemeyeceğiniz türde insanlardı.
"Peki. Dikkatli olurum." kristali alıp siyah bir keseye koydu ve çantasına dikkatlice yerleştirdi. Kampa geri dönmek izere Long Island'a yürürken kalbi korku sebebiyle normalde olduğundan daha hızlı atıyordu.
***
Lennox Amerikan Bağımsızlık Savaşı'ndan kalan ve içinde ilahi bronz mermiler olan tüfeğini eline aldı. Adreana çocuğun silah seçimine gözlerini devirirken kolundan tutup geride durmasını işaret etti.
Kemik çeliğinden savaş baltasını elinde aldı ve kapıya ilerledi. Kapının ardındaki davetsiz misafirin Zeus tarafından gönderilmesi ihtimaline karşı tedbirli bir şekilde kapı kolunu tuttu. Kapının önü zaman bariyerinin dışında kaldığı için aurayı anlayamamıştı. Kapıyı hızla açıp duran melezin boynuna silahını dayadı, gördüğü koyu kahve gözlerle bıkkın bir şekilde iç çekti ancak çocuğun boynundaki savaş baltasını çekmedi. "Hades aşkına! Beni takip etme cümlesinin neresini anlamıyorsun?" silahın keskin ucunun Nico'nun boynunda ufak bir kesik oluşturduğundan emindi "İyiki takip etmişim çünkü sadece 'huzur ve sessizlik' için burda olmadığın belli." kızın arkasında Lennox hayal kırıklığına uğramış bir yüz ifadesiyle Nico'ya bakıyordu. Göremese de duyma kabiliyeti oldukça iyiydi ve sesin nereden geldiğini anlayabiliyordu. Lennox anın şokundan çıkınca sıcak bir şekilde gülümsedi "Ona kaba davranma, belki de kötü bir niyeti yoktur." Adreanna baltasını çocuğun boynundan çekti, Lennox savaş baltası Adreanna'nın belindeki tutucuya takıldığında çıkan metalik sesi duyduğunda devam etti "Geç içeri, sana çay koyayım." Nico birkaç saniye ne yapacağını bilemez bir şekilde bekledikten sonra kapıdan içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The World Turned Upside Down [Nico di Angelo]
Fanfiction"...ya kahraman ölecek Ya da Dünya tersine dönecek." Bisexual!Nico