BİLGİLENDİRME: Öncelikle bu kitap eskiden başka bir kitaptı sonradan değiştirildi. Bu yüzden eski yorumları dikkate almayınız.
20/01/202320 OCAK 2023
Sırtıma vuran bir esinti. Gözlerimin altında oluşan hafif morluk ve uykusuzluk.
Çizimlerim, hepsi ama hepsi birbirinden güzeldi. Büyük ihtimal bunları annem dışında ki herhangi birine göstersem beğenirdi ama anneme gösterdiğim de her zaman yaptığını yapacaktı. Herhangi bir yerde küçücük bir kusur bulup düzelecekti.
Peki ben cidden bunu mu istiyordum. Gerçekten istediğim şey bu muydu? Zorla annemin istediği bölümü seçmiştim. Beni kendisi gibi yapmak onun izinden gitmemi istiyordu. Evet belki güzel bir bölümdü ama hiç "sen ne okumak istiyorsun" diye sorulmamıştı. Sadece bu konu da değil bir çok konuda aynıydı.
Bazı şeyler cidden çok saçmaydı. Ben hep hukuk okumak istemiştim. Bir hakim olmak hep hayallerimin arasındaydı. Elimde dosyalarla kendimi adalet sarayının çok hayal ettim. Evet belki şuanda da elimde dosyalar vardı ama bunlar benim istediğim dosyalar değildi. Bunlar çizim dosyalarıydı.
Derin bir nefes alıp. Tüm negatif düşüncelerimden arındım. Yoğun geçen bu üç saatin ardından masadan kalktım. Çizimleri özenle dosyaya yerleştirdim. Yerleştirirken bir kez daha kontrol ettim. Gerçi ne kadar kontrol edersem edeyim, onun gözüne hiç bir zaman giremeyecektim. Tekrardan bir şeyler bulup beni aşağıya çekecekti. Her zaman yaptığı şeydi. Yıllarca alışmıştım.
Üstüme kendi tasarladığım ve diktirdiğim bluzu aldım. Altıma ise birkaç ay önce aldığım ama asla elimi bile sürmedim krem renginde ki pantolonu alıp banyoya geçtim. Dişlerimi fırçalarken bir yandanda seçtiğim kıyafetleri giyiyordum.
Saçlarımı yukarıdan bir at kuyruğu yaptım ve çizim dosyamı alarak odadan çıktım.
Kendi evimde yaşıyordum bir yıldır. 2+1 olması bana yetiyordu hatta artıyordu. Annem ne kadar sana daha büyük bir ev tutalım, " koskocaman Elçin Yıldırımın kızı bu küçük evde yaşıyor demesinler" diyordu. Bu konu da onunla zamanında çok tartışmıştım ve en sonunda pes etmişti ama onun iğneleyici laflarından kurtulamamıştım. Büyük evim olup da ne olacaktı sanki. Tek başıma yaşıyordum şimdiki evimden gayette memnundum.
Çaydanlığı ocağa koyup kendime küçük bir tost yaptım. Küçükken yaptığım tostu. Önce bir dilim kaşar koyardım sonra bir tane salam, salamın üstüne mısır atardım ve tekrardan bir tane kaşar dilimi koyup ekmeği kapatırdım üstlerine. Gayette lezzetliydi.
Sabahları asla düzenli bir şekilde kahvaltı yapamazdım. Çocukluktan kalma bir alışkanlıktı.
Çocukken yaklaşık 8-9 yaşlarım da annem her zaman iş bahanesiyle sabah evden erken çıkar bazı sabahlar hiç göremezdim.
Babamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu o da geç kaldım şirkete bahanesiyle evden çıkar giderdi.
Evde tek başıma kahvaltı yapmakda o zamanlar sıkıcı gelirdi. Bu yüzden de sabahları genelde kahvaltı yapmazdım. Belki güzel, sıcak bir kahvaltı ortamı olsa herşey çok farklı olabilirdi.
Annem ve babamla ilgili bazen tek bir soruyu merak ederdim küçükken. "Madem ilgilenmiyorsunuz o zaman niye beni dünyaya getirdiniz?" Hep çok merak ettiğim bir soruydu. Tabi yıllar geçince, büyüyünce bu konuyu takmamaya başladım. Umursamadım.
Bazen onların evli olduklarına şaşardım. Çok garipti mesela bir kere bile birbirlerine güzel söz söylediklerini duymadım. Kamera önleri hariç. Zaten büyüyünce de anladım bazı şeyleri. Annem Bulgar göçmeniydi ve o zamanlar maddi durumları baya iyiydi. Babaların tarafı da aslında sırf para için annemi istemişler. Ne kadar saçma işlerdi bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Çiçeği
ChickLitSoygun için yanlış şirkete giren bir grup genç... Yaşadıkları aksilik... Dalya Mengü Yıldırım Aren Dinçer Kötü bir karşılaşma mutlu son ile biter mi?