Şimdiden beğenmeyi unutmayın...
İçimizde ki şeytanı dinlemek doğru muydu? Ya da doğrular değişken miydi? Şuan doğru olanı mı yapıyordum. İçimde boğuştuğum o kötü hissin yarattığı şeytanı takip ediyordum...
Garaja doğru adımlarımı çevirdim. Birkaç araba vardı ve benim arabam da buradaydı. Yüksek ihtimal Arenler getirtmişti ama ne ara. Kendi arabama doğru ilerledim. İçinde anahtarım vardı. Şimdi mantıklı düşünmem gerekiyordu. Direk buradan çıkamazdım. Hızla içeriyi doğru ilerledim ve askılıkta duran kapşonlu hırkayı üzerime giyindim. Tekrar arabaya ilerledim ve plakaları söktüm. Kendimi aynı zamanda güvence altına almak istiyordum. İçimde ki korku gitgide artıyordu. En sonunda arabaya binip gaza kökledim. Yetişebilirdim umarım.
Şirketin olduğu ara sokağa geldim. Benim onları gördüğüm ve beni kaçırdıkları yerdi. Arabanın torpito gözünden güneş gözlüğü taktım. Üstüme baktığım da pjamalarlaydım harika!!!!
Arabadan inip ortalığa baktım. Kimse gözükmüyordu. Daha gelmeme ihtimalleri olamazdı benden önce çıkmışlardı ve doğum günü kutlaması 5 dakika önce başlamış olması lazımdı. Kafamı kaldırıp çatıya baktım. Kimseyi göremiyordum. Arabaları bile burada değildi. İçimde ki korku gitgide arttı. Etrafta gezmemin hiçbir sakıncası yoktu bence. Arabayı kitleyip, anahtarı hırkamın cebine attım ve yürüyerek diğer sokağa girdim. Burada da yoklardı tam geri dönecektim. Sağ tarafta ki yoldan seslerin gelmesiyle o tarafa döndüm ve kendimi yanımda ki çöp konteynırın yanındaki boşluğa sakladım. Buradaydılar ama onlara gözükmek istemiyordum.
"Sandığımdan kolay hallettik bu işi de." Dedi Aren.
"Yalan dolanla iş yapmak çok canımı sıktı bunları hak etmiyordu." Bu sefer konuşan Mısraydı. Berk ve Doruk da Mısranın bu dediğine katılmış gibi mırıltılar çıkardılar.
"Biz yanlış bir şey yapmıyoruz, olması gereken buydu yaptık yakında bitecek zaten bu iş de sonra ki sene devam. Neyse Berk sen kullan arabayı giderken benzin de alalım." Aren neyden bahsediyordu. Ne hakkında konuştuklarını anlamamıştım. İşle ilgili olması gerekiyordu.
Araba çalıştırma sesi gelmişti ve hızla buradan uzaklaştılar. İçimde ki bu his hala niye geçmemişti. Saklandığım yerden kalktım ve hızla arabaya doğru ilerledim. Arabayla ara sokaktan çıktıktan sonra arabayı sağa çektim ve plakaları tekrardan taktım. Onlardan önce evde olmam gerekiyordu ve hızla yola koyuldum. Onlardan önce gelmiştim ve arabayı olduğu yere park ettim hızla eve girdim. Üstüm de ki hırkayı aldığım yere astım salonun lambasını kapatıp odama geçtim.
Araba sesi gelince yatağımdan kalktım ve perdenin arkasından onlara baktım. Arabayı garaj park etmişlerdi. İçeriye girdiklerinde hızla yatağıma geçtim ve yorganı yüzümün yarısı gözükecek kadar üstüme çektim. Merdivenlerden çıkma sesleri gelince gözlerimi kapadım. Niye bu kadar onlara karşı gerilmiştim bilmiyordum ama onları takip ettiğim için içimde suçluluk duygusu vardı. Arenin sesini duyunca dikkatim o tarafa çevrildi.
"Mısra, uyumuş mu girip bak sessiz ol ama." Kapının yavaşça açılma sesi geldi. Birkaç saniye sonrada tekrar kapanma sesi.
"Evet uyuyor." Sonrasın da ses yoktu. Galiba herkes odalarına geçmişti. Yorganı üzerimden attım ve yatak da doğruldum. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum ve bunun sebebini de bilmiyordum. Saate baktığımda gece yarısını çoktan geçmiştik. Uyumak benim için en sağlıklı olandı. Tekrardan yorganı üzerime attım ve gözlerimi kapadım. Yarın sabah neler olduğunu öğrenebilirdim en azından. Umarım...
Gözlerimi yavaşça aralayıp etrafa baktım. Sabah olmuştu ne güzel!!! Yatakta doğrulup elime telefonumu aldım. Birkaç sosyal medyadan gelen bildirim dışında hiçbir şey yoktu. Saat daha yeni 9 olmuştu. Normalde asla bu saatlerde kalkmazdım ama burada kalmaya başladığım günden beri sabahları erken kalkar olmuştum. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonumu elime alıp aşağıya indim. Daha kimse kalkmamıştı. Gerçi dünden yorgun olmaları gerekiyordu yani normaldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Çiçeği
Chick-LitSoygun için yanlış şirkete giren bir grup genç... Yaşadıkları aksilik... Dalya Mengü Yıldırım Aren Dinçer Kötü bir karşılaşma mutlu son ile biter mi?