1950'li Yılların başıydı... Genç bir öğretmendim. Eşimle de çalıştığım okulda tanışmıştım. Kendisi daha
sonradan sağlık problemleri nedeni ile işi bırakmıştı.
Çocuğumuz olmuyordu , o dönemin şartlarıyla bir çok tedavi yöntemi uygulasak da Allah bize bir
evlat sahibi olmayı bağışlamamıştı.
Hayatımı eşimin mutluluğuna adamıştım , birlikte güzel bir yaşantımız vardı.
Füsun'un bir ailesi yoktu... Çocukluğundan beri yalnızdı , zaten 10 yaşından beri yetimhanede yetişmişti.
Birbirimize hem aile hem arkadaş hem de hayat arkadaşı olmuştuk.
Bir gün yine babamlarla birlikte otururken eve faks gelmişti... Faksın içeriğinde tayin olduğum şehir
yazıyordu.
Aslında internette araştırırsanız yine göreceksinizdir.Şanlıurfa'nın Karakeçi köyündeki N*** C***
A*** Orta okuluna tayinim çıkmıştı.
Okulun adını okumamla evdekilerin suratı düşmüştü... O dönemler Karakeçi köyündeki hikayeler bütün
ülkece yaygındı... Büyüye , cine inanan birisi değildim...
Bana yapılan uyarılara da gülüp geçiyordum... Eşimle 1-2 ay gibi bir sürede hazırlandık ve yarı yıl
tatilinin gelmesiyle Şanlıurfa'ya yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cin Çıkmazı
HorrorAşağıdaki hikaye Öğretmen Fuat Erdağ ve eşi Füsun Erdağ'ın başından geçen olayları konu alacaktır. Kişilerin izni sonucu buraya ve belli sosyal ortamlarda yazıya geçilmesi için izin alınmıştır. "De ki ; Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden Allah'...