Ben dinliyordum... Füsun'da biraz daha dikkatli dinlemeye başlamıştı...
"Anlatılanların her ne kadar yalan kısmı varsa , gerçeklik kısmı da vardır... Biz bu köyde 3-4 yıldır
çok değişik şeyler çok değişik olaylar yaşadık... Köydeki bütün camileri kapatıp boşalttık. Köyün
erkekleri namaz için camiye gidince o şerli şeyler evde yalnız kalan hanımlarımıza çocuklarımıza
saldırdı...
Köy camimiz çok kere yangına kurban gitti... Duvardaki yazılar parçalandı. Köylünün hayvanları telef
edildi... Ve daha oncası" dedi...
Bunlar anlatılırken Füsun koluma girmiş , kolumu farkında olmadan sıkmaya başlamıştı. Korktuğu her
halinden belliydi...
Ben bir şey diyemedim... Köyün muhtarı bunları anlatınca "kuruntu" demek saçma geliyor...
Önümüze çaylar geldi... "Yok , biz eve geçelim." dedim.
Konağın anahtarını alıp yola koyulduk.
Füsun muhtarın anlattıklarından sonra haklı çıktığını hissediyordu... Kendimi onun alnının yarılmasından
ben suçlu hissediyordum.Ve daha olacak pek çok şeyin de aslında suçlusu bendim.
Köyü tam tepeden görecek bir yokuşun sonunda , bahçeli , beyaz renkli , çift katlı bir konak vardı...
Yapısıyla tam bir Ege evine benziyordu.
Füsun evi beğenmişti.Bu bir nebze olsun beni de mutlu etmişti...
Benden önceki öğretmen bu evden 1 ay önce çıkmıştı ama ev sanki aylardır boş gibiydi... Ortada bir
çer çöp yoktu ama yine de ağır bir kokusu vardı. Uzun süre güneş almadığı belliydi.
Gaz lambalarını , sobayı , kapıları kontrol ettim... Dolaplar temizdi. Kıyafetlerimizi yerleştirdik ve
uyumaya başladık.
Füsun'un yaşadığı olaylar da aslında bu geceyle başlamıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cin Çıkmazı
HorrorAşağıdaki hikaye Öğretmen Fuat Erdağ ve eşi Füsun Erdağ'ın başından geçen olayları konu alacaktır. Kişilerin izni sonucu buraya ve belli sosyal ortamlarda yazıya geçilmesi için izin alınmıştır. "De ki ; Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden Allah'...