#2

910 20 4
                                    


Dönemin otobüsleri ağır ağır gidiyordu... Aslında yaşadığım şehir ile Şanlıurfa arasında çok fazla bir

mesafe de yoktu (Yaşadıkları şehrin saklı tutulmasını istedikleri için burada detay vermiyorum.)

Beş-altı saatlik bir yolculuğun ardından Şanlıurfa'ya varmıştık... Sömestır dönemiydi ve ortalığı kar

götürüyordu.

Karakeçi köyüne varabilmemiz zor gözüküyordu ve o geceyi Şanlıurfa'daki öğretmen evinde

geçirmemiz gerekecekti.

Merkezdeki öğretmen evine geçtik... Saat 2-3 sularıydı sabah erkenden yola çıkacağımız için

uyumaya başlamıştık.

Bizden başka kalan öğretmen ya da öğretmen yakını da yoktu... Aslında içerisi biraz terk edilmiş

gibiydi.

Sabah olmuştu , kahvaltı yapmak için kafeteryaya indik.

O sırada orta yaşlı bir esnaf vardı... Macun , kağıt helva gibi şeyler satıyordu.

"Hoşgeldiniz Şanlıurfa'ya" dedi.

"Hoşbulduk" dedim.

"Maşallah , çok gençsiniz... Talebe misiniz muallim mi ?" dedi.

"Öğretmenim bey amca." dedim.

Hangi okulda çalışacağımı sordu.

"Karakeçi köyü N***C***A*** Orta okulu" dedim

Yüzü düşmüştü.

"O köye daha önce gittin mi ?" diye sordu.

"Hayır bu ilk gidişim olacak" dedim...

"O köye gidişin olursa dönüşün olmaz evladım... O köyün bütün yolları yine o köye çıkar.O köyün halkı

kafirdir kafir... Gitme o köye , gerekirse bırak mesleğini ama gitme o köye" dedi.

Cin ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin