Bölüm şarkısı- İmmortals
İyi okumalar
Kız büyük okul kapısından çıkarken, havanın kararıp kızıllaştığını farketti. Kızıllık denize yansıyordu. Masmavi denizi öylesine güzel göstermişti ki, kız gözlerini alamadan uçsuz bucaksız denizi izledi.
Kendi yıllarında göremeyeceği türden bir manzaraydı bu. Burada insan yaşamaktan bıkmazdı ki! Kimsenin değerini bilmediği bu dünyanın yok olacağını bilmiyorlardı. Bu yeşillik, bu tabiat hepsinin yerini zamanla uzun uzun gökdelenler alacak, bu şehrin mutluluğunu yavaş yavaş kasvetli bir hüzün kaplayacaktı. Öyle bir hale gelecekti ki, toprak işlevini kaybedek bir fidan bile yeşermeyecekti.
Ah be İstanbul sen bunları hiç haketmemiştin. O masmavi denizinin, kocaman bir çöle dönüşeceğini nereden bilebilirdin?
Kız içini çekti. Yanında yürüyen generale doğru baktı. Dalgındı. Suçluluk hissedercesine kafasını önüne çevirdi.
Siyah bir arabanın önüne gelince duraksadılar. General cebinde anahtarı çıkarıp seri hareketlerle aracı açtı.
Eliz ve general araca geçtiler.
"Sorumu hala cevaplandırmadın." dedi general direksiyonun hakimiyetini ele alırken.
"Hangi soru?"dedi Eliz düşünerek.
"Nereden eğitim aldın? Eğitimsiz biri böyle dövüşemez." dedi General Ateş.
Kız içinden güldü. Ustası kendisiydi. Kendi ruhunu eğitmişti. Yaşamın ona attığı tekmeleri hep püskürtmüştü. Özgür olma düşüncesi ruhunu hareketlendirmiş, eğitmişti.
"Buradan başka bir eğitim almadım." dedi duygusuzca.
"Şimdiye kadar seni görmemem çok garip böyle bir yetenek değerlendirilmeli Helin, yarışmaya katılmayı düşünüyor musun?"
Ateş, kıza bir kere daha baktı. Onu nasıl olur da hiç görmemişti?! Bu ender bulunan bir güçtü. Okuldaki cıvık kızlardan veya torpille gelenlere benzemiyordu. İradesi sağlamdı.
"Hayır, düşünmüyorum komutanım!" dedi Eliz resmiyete bürünerek.
Ateş kaşlarını çattı. Bu yarışmaya katılacaktı Eliz. Gerekirse ceza verecekti ama zorla da olsa yapacaktı.
"Katılacaksın! Bu bir emirdir. Ayrıca Ateş diyebilirsin, dışarıda olduğumuza göre komutanın değilim." dedi kızın yeşil gözlerine bakarken.
Kız gülümsedi ama iyi niyetinden değildi bu. 'İtaatkar asker' rolünün parçasıydı.
"Pekala, Ateş." son kelimeye özellikle vurgu yaptı Eliz.
Kız camdan büyük beyaz evi işaret etti. Ateş, sakince yana doğru yaklaştı. Eliz teşekkür ederek, siyah cipten indi ve adımlarını büyük eve yönlendirdi.
Ateş kızı eve girene kadar bekledi. Korumacılık mıydı bu yoksa? O kızın kolaylıkla kendini koruyabileceğini çok iyi biliyordu. Yumrukları, tekmeleri o kadar güçlüydü ki, kendisini bile yenebilirdi. Belki de sadece biraz daha fazla görmek istediği içindi.
Aklındaki düşünceleri uzaklaştırdırdığında, kızın çoktan içeri girdiğini farketti. Gaza bastı ve anında toz oldu.
Eliz eve girdiğinde onu sabah 'anne' dediği sevimli kadın karşıladı.
Kadın, Eliz'e baktı. Solgun görünüyordu ve göz altları şişmişti. Endişelenmeli miydi?
"Helin, kızım neyin var? Çok solgun görünüyorsun. Bugün farklı davranıyorsun." diyerek baktı kızın yeşillerine. Bir şeylerin döndüğünü farketmişti. Hale, zeki bir kadındı.
Eliz, tabi ki ona 'anne ben geçmişten geliyorum.' filan diyemezdi. Ama onu şüphelendirmek de istemiyordu.
"İyiyim anne, dün çok uyuyamadım. Bugün de çok ödevim var. Uzay gemilerinin iç yapısıyla ilgili proje aldım. Ona başlamam gerek."
Hale rahatlayarak başını salladı. Kız çantasıyla beraber evin ahşap merdivenlerinden yukarı çıkıp altın varaklı kapıyı açtı. Üstündeki şeylerden kurtulup, yatağa serildi.
Telefonda gelen sesle irkildi. Mesajların olduğu yere girdi.
"Nemesis yardımına ihtiyacım var!"
Kız gelen mesajı 1 saat boyunca algılayamadı. Ardından gelen başka bir mesaj sesi onun hayata dönmesini sağladı.
"2-İ-29 İ-29-15-16-N-12-28-O-20-25-29 K-25-22 21-O-14-T-1 şifreyi takip et doğruyu bulacaksın!"
Kız histerikleşti. Bu tür kodları kendi zamanlarında kullanıyorlardı. Sayılar, harflere denk geliyor, şifre çözülüyordu. İşin garip ve komik tarafı bu kodu bu zamanda nasıl biliyor olmasıydı? Buradan kurtulmasına yardım edebilirdi belki de.
Kız mesajı açtı ve kalem kağıt çıkardı. Kalemiyle tek tek harfleri yerine koydu ve şifreyi çözdü.
" BİZ İZLENİYORUZ, GECE YARISI KUT SOKAKTA."
Kız büyuk bir kahkaha atmıştı. Bu şehir, gecesi, gündüzü, havası, suyu, taşı, toprağı her şeyiyle farklıydı. Yeni Çağ farklıydı. Zemin Çağ(2040-?)'dan Yeni Çağ'a gelmek çok daha farklıydı.
İnsanlar ne ara bu kadar açgözlü olmuştu? Toprak işgali ne ara önemli olmuştu?
Kız sankince yataktan kalktı ve içinde kıyafet olduğunu tahmin ettiği dolaba yöneldi.
Kendi zamanlarında haftada bir kıyafet değiştirir ve duş alırlardı. Bu sistem ve farklılık hoşuna gitmemişti.
Sade bir kot ile ilgi çekmeyen siyah bir tişört giydi. Üstüne de dolabın sonunda bulunan siyah kapüşonluyu geçirdi.
Aynanın karşısında bulunan renkli çeşit çeşit malzemelerin yüze sürüldüğünü anlamış, kaşlarını çatıp merdivenlerden aşağı inmişti. Okuldaki kızların neden kalıp gibi durduğunu şimdi anlamıştı.
Merhaba hepinize iyi bayramlarr💕❤
Bölüm uzun olduğu için 2 part şeklinde paylaşacağım. Beğeni ve yorumlarınızı bekliyoruum.Hepinizi çok seviyoruum💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nemesis
Science FictionBilim kurgu #46 Bilim kurgu #72 KURGUMA GÜVENİYORUM, ŞANS VERMEYE NE DERSİN? Özgür olmak yolunda attığım adımlar, önüme engel olarak çıkmaya devam ediyordu. Kafamı kaldırıp etraftaki uğultulu melodiyi dinledim. Ruhumun derinliklerinde bir ses burada...