carnation •baekchen

her kimse çok seviyor olmalı

"Kim Jongdae, bu sana son uyarım. Eğer beş dakika içinde o yamuk poponu yataktan kaldırmazsan dinlene dinlene döverim seni!" Uğuldayan kulaklarımı kapatmak için ellerimi uyku sersemliğiyle kulaklarıma doğru yönlendirdiğimde ses hala kesilmemişti. "Sana diyorum, kuş beyinli!"

Sabahın bilmem kaçıncı saatinde hangi geri zekalının kulağımın dibinde bağırdığını çözebilecek kadar zihnim yerine oturmamıştı ve midem kusmam için kasım kasım kasılıyordu. Uykulu çıkan sesimle gözlerimi açmadan yalvarırıcasına fısıldadım. "Her kimsen sus artık." Homurdanmamın üstünden kalçamın üstünde keskin bir acı hissettiğimde çığlık atarak kendimi yataktan aşağı doğru fırlattım, gözlerimi aniden açmam kafamı ortadan ikiye bölüyormuşum gibi hissetmeme neden olmuştu, bir kez daha acıyla tısladım.

"Her kimsenmiş, senin benden başka yakın olduğun kişi var sanki." Karşımda saçlarını yine tepeden toplamış bir şekilde kollarını kavuşturan Junmyeon'u gördüğümde uykum daha yeni yeni açılıyordu. "İyi de," Uykulu halime rağmen formumdaymış gibi homurdandım. "Sen beni dövebilecek kadar büyümedin ki."

Kaşlarını havaya kaldırıp gözlerini kısmaya çalıştığında görüntüsüne gülmek isterdim ama ağrıyan başım ve bulanan midem buna engel olmuştu. "Doğru." Sonra aklına çok önemli bir şey gelmiş olacak ki kaşlarını sinirle çatıp ellerini yakalarıma götürüp hızla beni ayağa kaldırdı, anlık gelen hareketiyle daha çok sersemlemiştim. Üstüne falan kusmamı mı istiyordu bu gerzek?

"Nerelerde sürttün? Hatta soruyu değiştiriyorum, kimlerle sürttün? Çabuk anlat, beni delirtme!"

"Huh, ne?" Kaşlarım yavaş yavaş çatılırken dün olanları düşündüm. 

"Baekhyun benimle aynı masaya oturdu." Söylediğim ile birlikte düşen jetonum tükürüğümün boğazıma kaçmasına neden oldu. Siktir, ben Baekhyun'la sohbet etmiştim. 

Baekhyun'la.

Byun Baekhyun'la.

Şu benimki olan.

Junmyeon, şaşkınlıkla gözlerini büyütürken aynı zamanda sırtıma ikişer üçer geçiriyordu. "Şaka yapıyor olmalısın!" Öksürüklerim ve sırtıma vuruşları sonunda kesildiğinde burnunu ağzıma doğru iyice yaklaştırdı ve kokladı, bu kusma sesleri çıkartarak geriye doğru sendelemesine neden olmuştu. "Demek ki gece yatağına götürürken doğru anlamışım, içmişsin sen!" 

Yatağıma kuzu kuzu geri oturduğumda dengesiz arkadaşım bir elini beline, diğer elini yelpaze yerine kullanarak yüzüne doğru sallarken ayağıyla da sinirle ritim tutuyordu. Sanırım korkmam gereken kısım bu kısımdı. "Sakın bana aranızda hiçbir ilişki yokken Byun Baekhyun'la yattığını söyleme." 

Gözlerim şaşkınlıkla büyürken bir an yutkunamadım. "S-siktir..." Dün geceyi bir kez daha düşünmeye çalıştım. Baekhyun'la bir bara geldiğimizde havadan sudan hakkında sohbet ediyorduk ve aramızdaki soğukluk bariz belliydi. Bu canımı sıkıyordu ama yanımda bile oluşu hayal edemeyeceğim kadar imkansız geliyordu, çünkü yanımdaydı. Dizleri dizlerime çarpıyordu, ben ölüyordum. 

Ama sonrası yoktu, son kez daha hatırlamaya çalıştım. Sonuç yine başarısızdı. "Hatırlamıyorum..." Dudaklarımı hayal kırıklığıyla bükerken bir kez daha homurdandım. "Gerçi içtikten sonra sergilediğim aptal saptal hareketlerimi gördükten sonra kolumdan tutup atmıştır kapıya, hayattaki şansımı silkeleyeyim."

Junmyeon'un suratında hiç beğenmediğim o sırıtışlarından biri oluştuğunda gözlerimi devirdim. "Şaşırtıcı bir olay olmazdı doğrusu."

Mutsuzca dudaklarımı bükerken parmak uçlarımla şakaklarımı ovuşturdum sıkıntılı bir biçimde.
"Okula gitmemeliyiz, daha fazla rezilliği bünyem kaldırmaz."