odada iki tane hayalet vardı; jax ve zoma. garip isimler, biliyorum.
hayaletler de garip.
gerçi bunlar gerçek hayaletlerdi. var oldukları hakkında şüphelerim olsa bile, jax ve zoma, jeongguk gibi hayat dolu değildiler.
onlar da insandılar,
ama kesinlikle ölüydüler.
ses tonlarında herhangi bir farklılık yoktu. sözlerinde hiçbir his, bana dokunduklarında hiçbir samimiyet, heyecan yoktu. hiçbir şekilde jeongguk gibi değildiler.
onu çok özlemiştim.
neredeydi?
"geri gelmeyecek, bunu şimdiye kadar biliyor olman gerekirdi."
"kapa çeneni."
"aslında o hiç olmamıştı, değil mi?"
"kapa çeneni dedim!!"
birden, sinir bozucu seslerin arasından farklı bir ses geldi.
"ilaçlarını al, taehyung."
o cadı yine laboratuvar önlüğüyle yanıma gelmişti. oysa beni jax ve zoma ile yalnız bırakmalıydı. cana yakın olmasalar da, bu kadından çok daha iyi iletişim kuruyorlardı benimle.
ilaçları alıp dilimin altına koydum, yuttuğumu düşünmesi için doktora sahte bir gülümseme sundum ve odadan ayrıldığında dilimin altındaki ilacı alıp karşımdaki duvara fırlattım.
ben hasta değilim.
hapa ve tedaviye ihtiyacım yok.
bütün bu olanlar için yalnızca tek bir şeye ihtiyacım var.
jeongguk.
ihtiyacım olan tek hap.
benim mutluluk hapım.
🌙
buraya yerleştirilmemin üzerinden bir ay geçti. bir aydır burada, yalnız başına, aşkım olmadan, hiçbir şey olmadan. yaşıyorum.
yoksa o... dedikleri gibi, gerçek değil mi? sadece bir hayalden mi ibaret?
o buralarda olmadığında hayat fazla sıkıcı, boş. belki de hayatın sıkılıcılığından dolayı kafamda yarattığım birisiydi.
ben gerçekten yanlış mı yapıyorum?
hapları yutmalı mıyım??
başım dönüyor.
bayılacak gibi hissediyorum.
yere çöküyorum.uyuyorum, sonsuza dek.
onu rüyalarımda görür müyüm?
bu olağandışı his geri döner mi?varolmayan sıcaklığını tekrar hisseder miyim?
diğer bir zamanda, varolmayan yumuşak cildine de dokunur muyum?
varolmayan ninnisini bir kez daha dinler miyim?o,
gerçektenvar mı?