Ediz'den:
Sabah erkenden kız kardeşimin üzerimde tepinmesi ile uyanmıştım. Her sabah yaşadığımız günlük rutinlerdendi. Annem beni uyandırmak için seslenmeye gelir ancak kaldıramazdı. Daha sonra kız kardeşim Esma'yı gönderir onun beni kaldırmasını beklerdi. Cadı kardeşim ise üzerimde tepinerek beni kaldırırdı.
Esma'nın daha fazla tepinmesi engellemek amacıyla yattığım yerden kollarını tutup onu da yatağa çektim ve gıdıklamaya başladım. Hanımefendi kahkahalarını etrafa saçarken konuşmaya da çalışıyordu.
"A.abi dur lütfen. Tamam bir daha zı..zıplamayacağım."
"Yok öyle Esma hanım. Her sabah aynı sözler ben bir daha bu laflara inanır mıyım?"
Bunları söylerken benim yüzümde de keyifli bir ifade belirmişti. Esma'mın kahkahaları benimde keyfimi yerine getiriyor sabahları canlanmama neden oluyordu. Ancak bunu onun bilmesine gerek yoktu.
"Ya ama abi başka türlü uyanmıyorsun."
Esma'm bunları söylerken ben onu hala gıdıklıyor o da hala kahkaha atmaya devam ediyordu. Onun bu yorulmuş haline daha fazla dayanamadım ve gıdıklamayı bıraktım. Ancak onu hala tutmaya devam ediyordum.
"Peki öyle olsun küçük hanım. Ancak bir daha bu şekilde uyandırmak yok. Yoksa olacaklara karışmam bak bilesin."
O da benim bu keyifli uyarımla yüzünde kocaman bir gülümseme oluşturmuş ve yataktan kalkmıştı. Yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra konuşmaya başladı.
"Tamam abicik. Bir daha ki sefere daha kısa sürede daha etkili bir uyandırma yöntemi bulacağım." Dedikten sonra hızlı bir şekilde annemin yanına doğru koşmaya başladı. Tabi biliyor hanımefendi kızacağımı. Bende peşinden ilerlerken bi yandan da söylenmeye devam ediyordum.
"Kız gel buraya kaçma. Bacaksıza bak! Hem abicik ne ya!"
Bunları söylerken yüzümü buruşturmayı da ihmal etmemiştim.
"Annee!"
Tekrar çığırması hem annemin hemde benim yüzümüzü buruşturmamıza sebepti.
"Sus kız tepemde çığır çığır. Sende git elini yüzünü yıka bakayım. Kız da haklı iki saat başında sesleniyoruz kalkmıyorsun ki!"
"Tamam sultanım kızma sen. Ben hemen elim yüzümü yıkayıp geliyorum."
Bunu derken annemin yanaklarını sulu sulu öpmüş bizim bıcırığa da kötü bakışlarımı atmayı ihmal etmemiştim. Ancak o benim bakışlarımı pek takmışa benzemiyordu.
Hızlı bir şekilde lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktığımda sakallarımın biraz çıktığını fark ettim. Şu sıcak havalarda pek çekilmez olmasına rağmen şu an tıraş olmak için vaktim yoktu. Aynadan tekrar kendime baktığımda pekte kötü durmadığına karar verip lavabodan çıktım. Sofraya doğru ilerlediğimde annemin Esma'yı azarladığını işittim.
"Kız beklesen iki dakika abinde gelsin."
"Amann anne! O şimdi aynada nasıl gözüktüğüne bakıyordur."
"Bak bak bacaksıza bak sen. Sen nereden biliyorsun kız benim aynada kendime baktığımı?"
"Aman oğlum seninki de laf mı? Aynanın karşısında konuşmalarını her sabah dinliyoruz biz."
Bunu derken hem annem hem de Esma keyifli bir kahkaha atmışlardı. Bense somurtarak sofraya oturmayı seçtim. Sofranın ortasında gördüğüm menemen ile ekmeğimden koca bir lokma kopararak bandım. Tabi bunu gören Esma'nın çenesi boş durur mu?
"Naptın abi sen? Tüm tavayı alsaydın?"
"Nopoyom çok gozol gozokoyordo."
"Iyy abi iğrençsin."
Ağzımdaki koca lokmayı tuttuktan sonra konuşmaya başladım.
"Sus bakayım bıcırık. Abiye iğrenç denmez."
"Off! Abiye de o denmez bu denmez. Ne diyeyim?"
"Bak bak laflara bak Ayşe Sultan."
Anneme döndüğümde sevgi dolu gözlerle bizim bu halimizi izliyordu. Çünkü o da biliyordu ki ne kadar birbirimizle bu kara uğraşsak da seviyorduk. Sevgimizden bu şekilde davranıyorduk.
"Esek sıpasına bak. Sanki senin ondan farkın var. Küçücük çocukla laf dalaşına giriyorsun ama."
Annemin bu tatlı azarlamasıyla yüzümde oluşan tebessüm Esma'nın isyanıyla kahkahaya dönmüştü.
"Ya anne ne küçücük çocuğu! Kocaman kız oldum ben."
"Sus kız 7 yaşındasın daha. Ne kocamanı?"
Onların bu haline güldükten sonra sofradan kalkıp ikisininde yanaklarına birer öpücük kondurdum.
"Ellerinize sağlık. Ben hazırlanıp çıkıyorum."
"Aman oğlum dikkat et kendine emi!"
"Tamam sultanım. Bak kocaman adam oldum hala aynı öğütler."
"Siz benim gözümde hala küçüksünüz ne kocamanı?"
"Tamam sultanım tamam dediğin gibi olsun."
Üzerimi giyindikten sonra kapıya doğru ilerledim.
"Ben çıkıyorum. Hadi Allah'a ısmarladık."
"Tamam oğlum hadi Allah'a emanet ol."
"Abi azıcık eğil ya aşağıya."
Bıcırığımın bu haline gülerek eğildim ve sulu sulu yanaklarımı öpmesine izin verdim. Her sabah yaşadığımız bir şeydi bu. Bende onun saçlarına öpücük kondurarak kokusunu içime çektim.
"Oh mis gibi kokuyor benim güzelimin saçları."
Kıkırdayarak içeri gitti. Anneme baktığımda o da elindeki parayı bana uzatmıştı.
"Kalsın annem benim harçlığım var."
"Olsun oğlum al sen."
"Annem biliyorsun hani bende boş günlerimde çalışıyorum. Hani benim elime de para geçiyor." Diyerek muzip bir tonla konuşmuştum. O da bu halime gülerek cevap verdi.
"İyi iyi peki." Onun da yanaklarını öperek evden çıktım. Büyük ihtimalle onlarda hazırlanıyorlardır.
Size biraz da ailemden ve kendimden bahsedeyim. Annem evimizin altında kendimize ait bir terzi dükkanında çalışıyor. Babam bizi terk ettikten sonra annemle birlikte babasından kendisine kalmış olan eve taşındık. Alt katında dedem de bir zamanlar terzilik yapmış orada. Dedemin annemden başka çocuğu olmayınca anneannemden uzun bir süre önce vefat edince buralar da anneme kalmış. Şimdi de annem dedemin mesleğini devam ettiriyor ve bizim okumamız için elinden geleni yapıyor. Bende derslerinin olmadığı günler bir cafe de garsonluk yaparak kedi harçlığımı çıkartıyorum. Böyle geçinip gidiyoruz işte. Benim hikayemde böyle. Neyse daha fazla oyalanmadan okula gitmeliyim.
Merhaba arkadaşlar! Bugün ki şarkımız da Pinhani'den Beni Sen İnandır. Umarım sizde severek dinlersiniz. Bu bölümde daha çok karakterimizi tanımaya yönelik bir bölümdü. Ediz karakterini daha güzel sindirebilmemiz için. Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen vote ve yorun yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar diliyorum. 💕 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceler Olmasa Nasıl Parlar Yıldızlar
Teen FictionWattpad'de "Geceler Olmasa Nasıl Parlar Yıldızlar" isimli ilk kitaptır. "Selam Ediz ben." İsmini söylemesine bir anlam veremeyerek sorumu yönelttim. "Yani?" Sanrım sevimli olduğunu düşündüğü bir sırıtmayla cevap verdi. "Sabah çarpıp yüzüne bile bak...