Elimdeki bilete baktım içimde bir heyecan vardı derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım suga ile tanştığımdan bu yana geçen o süreyi zihninde yeniden canlandırdım benim ne yapıp edip ona ulaşmam gerekti ona bir söz vermiştim ilk konserine gidecektim ama olmadı gidememiştim ne canım istemişti nede o zamanlar maddi durumumuz iyi değildi
"Az kaldı " diye mırıldanan esraya döndüm derin derin nefes alıp veriyordu heyecandan kıp kırmızı olmuştu ve sürekli burnuna dokunuyordu heyanlanınca bunu çok yapardı onun bu hali beni biraz olsun rahatlatmıştı annem yanımıza yaklaşıp
"Hadi gidiyoruz " dedi ve eliyle gel işareti yaptı yerimizden kalkıp yürümeye başladık
"Sanki ilk kez gidiyorum gibi " dedi esra
"Bende " dedim ve kontrolden geçip uçağa bindik ve yerimize oturduk yol uzundu hemde çok uzun kulaklıkları takıp müzik açtım ve başımı geri yaslayıp gözlerimi kapattım nşr an önce inmek istiyordum tüm yol boyunca sugaya ulaşmanın yollarını düşündüm ve kendimi uykunun kollarında buldum düşünmek uykunun getiriyordu ve fiziksel olarak da çok yoruluyordum gözlerimi uzaktan gelen hostesin sesi ile araladım annem elindeki kitabı kapatıp çantasına koyarken esra da kemerini çözüyordu yerimde doğrulup kulaklığımı çıkarttım telefonum şarjı bittiği için kapanmıştı telefonu çantama atıp yerimden kalktım heryerim den kalktım heryerim tutulmuştu korenin havasını ciğerlerime soludum değişmişti daegu böyle değiştiyse Seul kşmbilir nasıl değişmiştir taksici bavulları bagaja koyarken biz de taksiye bindik ve yola çıktık saat gece 3 dü eve gittiğimiz gibi annem ve esra uyumaya karar verdiler ben daha yeni uyanmıştım yeniden uyuyamazdım duş alıp dışarı çıktım biraz yürüdüm çocukluğumun geçtiği bu sokak bahçe her yerde suga ve benim sesim yankılanıyordu okula giderken ki şakalaşmalarımız kahkahalarımız tekrar kulağımda çınlıyordu sanki onu kaybetmiş ve bir daha bulamayacakmışım gibi hissediyorum çok çok acı bi his suga için bunu hissederken jin içinde benden nefret ediyormuş gibi hissediyorum beni unutmuş yada silmiş bu ihtimali düşğnmek bile beni çıldırtıyor
Yürüye yürüye mezarlığa kadar helmiştim hava yavaş yavaş aydınlanıyordu demir kapıyı yavaşça araladım kapının gıcırtısı boş sokakta acı bir şekilde yankılanırken içeri girip babamın mezarına ilerledim ve yere oturup elimle toğrağına dokundum göz yaşlarım kıyafetimi ıslatacak şiddetle akarken yutkundum"Ben geldim baba " dedim sadece ağlamaktan gözlerime iğneler batmaya başlamıştı
"Çok Özledim sana sarılmayı özledim" dedim göz yaşımı elimin tersiyle silerken
" biliyormusun mezun oldum " dedim acı bir kahkaha atarak
"Sevdiğim herkesi arkamda bırakıp gittim senide ama dayanamayıp döndğm baba bak burdayım affettinmi beni'" dedim başımı soğuk toprağa koyarken koca bir hıçkırık koparıp tutmaya çalıştığım göz yaşlarımı serbest bıraktım
"Çok yanlızım baba " ağlamam şiddetini arttırırken gözleirmi kapattım
Gözüme gelen ışığı elimle kapatmaya çalıştım ne yani uyuyamı kalmıştım güneş gözüme gözüme girerken yerimde doğruldum ve kalktım acaba saat kaçtı yanıma hiçbirşey almadan evden çıkmıştım mezarlıktan çıkıp eve koşmaya başladım koştukça saçlarım savuran rüzgar çok hoşuma gidiyordu evin önünne geldiğimde nefes nefese kalmıştım bahçe kapısını açıp içeri girdim ben girerken suganın annesi de bizim evden çıkıyordu beni görünce gülümsedi ve
"ülkü" dedi kollarını yana açarak yerde ararken gökte buldum sugaya ulaşmamın tek yolu karşımda duruyordu
elinde büyüdüm sayılırdı kızı gibi severdi beni"Ne kadar da büyümüşsün " dedi koşup ona sarıldım sımsıkı sarılıp saçını okşadı ayrıldığımızda baştan aşşağı süzüp