1.bölüm

4.2K 219 85
                                    

19.05.2012

"Aish hadi ama ülkü yine geç kalacağız"
"Geliyorum bro bi dur "

yine geç kalacağız haftanın hergünü geç kalıyoruz bu tam 4senedir böyle alıştı artık alışsın bi zahmet ama bıkmadan usanmadan her sabah beni okula almaya gelir canım ya

"Bırak şu kafandaki delileri de kalk artık" diye seslendi aşşağıdan ,
koşarak merdivenleri indim ve askıdan çantamı aldım şimdi diyeceksiniz bu kız gelmiş bize ne anlatıyor haklısınız hemen kendimi tanıtıyorum öhöm öhöm ben ülkü 18 yaşındayım 
Daegu da ailemle yaşıyorum babam Türk annem koreli ama çekik gözlü değilim ve korelilere hiç benzemiyorum tuhaf değilmi kadın seni 9 ay taşısın sen kalk babama benze hayat çok acımasız be adamım
Birada ailömden bahsedeyim annem dediğim gibi koreli çok güzel bi hatun efsane yemek yapar hem kore hem Türk hayattaki tek amacı benim komşu çocuklarından daha başarılı olmam yani annem diye demiyorum çok tuhaftır gelelim babama 20sene önce kore ye  gelmiş ve çalıştığı yerde annemle tanışmışlar ve aşık olmuşlar ama dedem ve Babannem annemi kabul etmediği için Türkiye ye gidememişler ve bende hiç gitmedim aslında merak ediyorum ama Tek başıma gidemem yol çok uzun.
annem babama çok bağlı ebi zahmet onun için ıçin ailesinden vaz geçti ben olsam yaparmıydım bilmiyorum aşk için ailemden vaz geçermiydim şu anakadar bir çok kişiyle çıktım eğer aşk oysa okadarda güzel değil

suganın değimiyle aklımdaki delilerden sıyrılıp otobüs durağında beklemeye koyuldum
Otobüs gelip önümüzde durduğunda suga beni dürttü

"Hadisene"
"Ha ne aish tamam"
Otobüse binip kartları bastık 'bliink'
Sesini duyduk dostum bu ses fakiriliğin simgesi  ve boş bir koltuk bulup oturduk hemen kulaklıklarımı çıkartıp müzik açtım ve camdan dışarıyı seyretmeye başladım suga uzanıp diğer kulaklığı kulağına taktı
Ona bakıp gülümsedim ve o nadir ama sevimli gülümsemesini gönderdi bana ah onuda tanıtmadım doğru haklısınız durun onuda tanıtayım

Aslında adı min yoongi ama ona suga diyorum çünkü İngilizcedeki sugar kelimesini suga diye okuyor şapşal aslında ona bitek ben suga diyorum ni kere başka birisi de demişti beraber dövmüştük neyse çocukluk arkadaşım  olur kendisi ama kardeşten daha yakınız bi kan bağımız yok ama olsa bile bu kadar yakın olmazdık herhalde beni koruyan bi melek gibi onsuz bi hayat düşünemiyorum
Çoğu kişi bizi sevgili sanıyo ama hiç öyle hissetmedim.
tanışalı 8 yıl oldu durun onuda anlatayım orta okuldaydık ve ben okula yeni gelmiştim kimsem yoktu kimse benle arkdaşlık kurmuyordu tek takılıyordum sınıftada tek oturmaktan sıklıp dışarı çıkmaya karar vermiştim o sırada deli gibi koşan bi gurup bana yaklaştı korkudan yerinden kıpırdayamadım aralarından bi tanesi küüüt diye bana çarptı  kafamı önce duvara sonra  yere vurdum sonrası karanlık zaten revirde gözlerimi açtığımda başımda hemşire öğretmen ve bir adet gözü yaşlı suga 
şaşkın gözlerle onlara bakarken göz göze geldik ağlayarak minik elleriyle elimi tutup "ölmemiş öğretmenim" dedi ve yere diz çöküp
"Özür dilerim" diyerek ağlamaya başladı ben ona şaşkınca bakarken annem ve babam gelmişti uyandığımdan beri tek kelime etmemiştim ve çok endişelenmişlerdi başım çok ağrıyordu yerimde doğrulup elinden tuttum ve onu yerden kaldırıp
"Seni affettim ağlama" dedim çağresiz gözleri ışıldadı ve defalarca teşekkür edip gülümsedi .
annemler beni alıp eve götürürken araba gözden kaybolana kadar arkadan el salladı şu ana kadar tek arkadaşı olmayan benim için bu çok büyük bi olaydı ertesi gün sabah kapıya dayandı ve annem kapıyı açınca "merhaba bayan ülkü evdemi acaba"
Odamdan çıkıp aşşağı indim annem gülümseyerek bize baktı
"Evimi nerden buldun" beni görünce gülüp
"Öğretmenimden hadi ama geç kalacağız" ogünden sonra her gün bıkmadan gelip beni aldı aslında ogünden sonra hiç peşimden ayrılmadı her dakika etrafımdaydı gün geçtikçe ben ona o bana alıştı hep bi sözümüz vardı ne olursa olsun ayrılmayacaktık başkalarıyla evlensek bile  hep dost olarak kalacaktık  yıllar geçtikçe değişti eski güler yüzlü min yoongi gitmeye başlamıştı aslında daha çok kendini saklıyordu o sevimli yanını sadece benim yanımda gösteriyordu  diğer zamanlar swag takılıyordu o değişmişti ben değişmiştim ama verdiğimiz söz hep aynı kalmıştı ne olursa olsun 2 dost olacaktık

Yine bir dürtülmeyle ona döndüm
"Bıktım senin şu dalıp dalıp gitmelerinden "
"Pardon Bişey düşünüyordum"
"Birdahakine seni bırakıp gideceğim"
"Ah moruk hayaldemi kurmak yasak "
"Sen hayal kurmuyorsun içindeki deliyle konuşuyorsun"
"O deli değil o benim iç sesim "
"Kesinlikle bir deli" diyip otobüsten indi bende peşinden aşşağı atladım basamak inmekle uğraşamam direkt uçarım
"Bi gün düşeceksin ama bu kez başında ağlamayacağım"
"Sen bana kıyamazsın suga"
Her sabah ama her sabah bu diyaloglar geçer aramızda
Sıradan bi hayatım var desem yalan olmaz hrgün okula git eve gel ders çalış zaten sugadn başka arkadaşı olmayan birinin hayatında ne gibi exşın lar olabilirki zaten bu aralar çılgınlar gibi ders çalışıyoruk çünkü son yılımız ve üniversite sınavına hazırlanıyorduk ve geçenlerde o sınava girdik heyecandan dalağım şişti ama şkür kurtulduk şimdi  sadece hangi okulları kazandık onun açıklanması kaldı sonra ver elini üniversite
Aklımdan konuşmayı bırkıp yanıma batım  suga yoktu arkam döndüm

"Suga gelsene moruk" telefonuna bakarak gülüyordu yanına gittim
"Ne o " dedim beni duyduğu gibi telefon u cebine attı
"Hiiiç hadi geç kalıyoruz" diyip kolundan çekiştrdi
Sil baştan bi hikâye ile karşınızdayım votelemeyi unutmayın


Pamuk Prenses Ve 7 cücelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin