Otobüs ineceğimiz durağa geldiğinde telefonuna gömülmüş halde olan Hilal'in omuzuna dokundum ve ayağa kalkıp otobüsten indik.
Sol tarafımızda kalan küçük büfenin arkasında ki lunaparktan aletlerin ve çalan müziğin sesi geliyordu. Yaşadığım ilçenin bu taraflarını çok severdim fakat kalabalık olmadığı anlarda.
Kış aylarında genelde bir tane insan olmazdı buralarda. O zamanlarda ise kulaklığımı kapıp dışarı çıkardım ve caddenin her bir yanını çevrelemiş banklardan birine oturup etrafı izler ve müzik dinlerdim.
Kimse olmazdı, gerçekten kimse olmazdı ama o an mutlu olurdum. Banklardan herhangi birine oturur ve soğuktan kıçım donana kadar çevreyi izlerdim.
Fakat şuanda yaz olduğuna lanet edip bir sürü insanın arasından geçip lunaparkın girişine ulaşmak istiyordum.
Etraf çok kalabalıktı, gerçekten insanı bunaltacak türden.
Ya da sadece ben öyle düşünüyordum.
Kalabalıktan ciddi anlamda hoşlanmazdım. İnsanların yanından geçerken yüzüme tuhaf bir şekilde bakmaları beni tedirgin ediyordu. Bakışları görmemek içinde saçlarımla yüzümü örtüyordum ve bu da başıma ufak çaplı sorunlar getiriyordu.
Yanımdan geçen bir kadını, etrafı incelediğim için göremedim ve o da elinde ki telefona baktığı için beni göremedi sanırsam. Omuzuma çarpan bedenle sarsıldığım birkaç saniyenin ardından hemen kadına doğru döndüm.
Mahçup bir ifadeyle ona bakarken "Çok özür dilerim şey, göremedim de..." diye mırıldandım.
Kadın yüzüme ciddi bir ifadeyle baktığında bir anda gerilmiştim ve başımı yere eğip, saçlarımla yüzümü sarmalayıp sokak ortasında koşmak istemiştim.
Fakat kadın sadece gülümsemekle yetinip yeniden telefonuna bakarak yürümeye devam edince orda öylece kalakalmıştım.
"Özlem?"
Hilal'e doğru döndüğümde elinde iki külah dondurmayla bana bakıyordu. Yanına gidip elinde ki dondurmalardan rastgele birini alıp yaladığımda
"Bir an önce eve gidebilirmiyiz?" dedim.
Fakat Hilal'in kıkır kıkır güldüğünü görünce şaşkınlıkla ona baktım ve kahkahalarının arasından zar zor duyduğum "Üzerine tükürmüştüm." lafıyla dondurmayı bir hışımla yere fırlatıp Hilal'in üzerine tükürmeye çalışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anonim | funfair
Short Story"Plakayı al, plakayı al!" Hilal telaşla yüzüme bakarken "Niye lan, noldu?" diye sordu. Sırt çantamı hızlıca sırtıma alırken "O arabanın içindeydi, o arabanın içindeydi." diye kendi kendime konuşuyordum. Ayağa kalktığımda Hilal hala arkamdan "Noluyo...
