anonim | funfair

0.4

Hilal'in üzerine tükürme çabam, başarısızlıkla sonlanınca beraber gidip bir banka oturduk ve bende Hilal'in dondurmasını afiyetle mideye indirmesini izledim.

Bir süre bankta oturduktan sonra ayağa kalktık ve lunaparkın girişine doğru yürümeye başladık. Ellerimi pantolonumun ceplerine soktum ve Hilal'in üzgün bir biçimde söylediğini cümleyi dinledim.

"2 gün sona okullar açılıyor."

"Evet, aynı okulda olamayacağız."

Bana baktığını fark ettiğimde ellerimi açıklama yapmak istercesine havaya kaldırıp "Yani okulda beraber olamayacağımız için geçen sene ki gibi bir olay olmayacak." diye mırıldandım.

Kızlar tuvaletinde yaşadığımız ekşın dolu anlar geldi gözümün önüne.

Hayır hayır, yanlış anlamayın. Ekşın dediysem "Özlem Tarzı" bir ekşından bahsediyorum.

Yoksa öyle vooo hoo aklınıza başka düşünceler gelmesin lütfen.

O gün okulda ki kızlar tuvaletine girdiğimde çoğu okulda olduğu gibi telefonlar dolaplarda kilitleniyordu. Fakat ben acilen işemediğim durumda mesanemin patlayacağını iddia edince tuvalete girmek zorunda kalmıştım.

Sınıftan çıkmadan da önce Hilal'e tuvalete gideceğimi söylemiştim. Ben tuvalete girdikten birkaç dakika sonra Hilal'de ardımdan girmişti ve benim şakacı arkadaşım ilk kabinde olduğumu varsayarak diğer kabinlerde ki küçük su kovalarından birine su doldurup, ilk kabinin içine dökmüştü.

Ve ben son kabindeydim.

Tuvaletin duvarlarını yıkan çığlığın ardından bende donumu yarı buçuk yukarı çektikten sonra hemen dışarı fırlamıştım.

Hilal'de beni o halde görünce dehşetle bana bakıp, su kovasını rastgele bir yere fırlattıktan sonra "run" deyip birlikte dışarı kaçmıştık.

Hilal'e baktığımda kafasını yukarı kaldırmış ve sanki hangi anımızdan bahsettiğimi hatırlarcasına bir ifade vardı yüzünde. Derin bir nefes alıp göğsünü şişirdiğinde "pişman değilim; yine olsa yine yaparım." dedi. Ona gülümsedikten sonra jeton almak için gişeye doğru yöneldim.

Gişede jeton almak için sıra bekleyen insanların arasına karıştığımız sırada bir kol aniden önümde belirdi. Şaşkınlıkla kolun sahibine baktığımda bir çift heyecanla parlayan gözün bir yeri işaret ettiğini fark ettim. Hilal'in gösterdiği yere bakarken ellerim terlemeye başlamıştı.

"Sana bir şey söylemek istiyorum sevgili kankim... BEN ONA HAYATTA BİNMEM LAN."

Yüzümü endişeyle Hilal'e çevirdiğimde çoktan gişe sırasının başına geldiğimizi farkettim, tabi Hilal'in şeytani bir biçimde bana bakarak gösterdiği elindeki jetonları da.

Arkamızda jeton almayı bekleyen diğer insanlar bize "o kadar jetonu ne yapacaklar?" gibisinden bakarken ben, gondola bindiğimizde kusmamayı diliyordum.

Hilal elinde ki bir ton jetonun bir kısmını çantasına koyduktan sonra bana baktı ve "kusmasak bari..." diye mırıldandı.