"Eski Sana.." Mektup

355 35 10
                                    

Yazmaya başladığım bu hikaye için yorumlarınız ve oylarınız benim adıma önemli. İyi okumalar ⛅
♨♨♨♨♨♨♨♨♨♨♨♨♨♨

'Bazen bir gözyaşı yıkmaz belki insanı. Ama acı anılarına bir yenisini ekler..'

Arkasında kırık bir kalp ve yaşlı gözler bırakıp giden insanlar tanımıştır bazımız. Yağmurlu bir Sonbahar rüzgarı gibi içimizi titreterek giden ve dönmeyeceğini bildiğimiz halde ümitvâr bir şekilde beklediğimiz insanlar. Önceleri iyiki tanımışım dediğimiz, sonrasındaysa keşke tanımasaydım diyerek hafızamızdan silmeye çalıştığımız tür insanlar. Güvenerek kalbimizi emanet ettiğimiz ellerden zehri tatmışızdır belki. Tökezlerken bizi tuttuğunu sandığımız kolları ne çok sevmişiz. Güven nedir dendiğinde aklımıza ilk gelenler neden hep ilk gidenler olur, bilememişiz.

Senin yeşil gözlerine Salıncak kurup ipini de yüreğine bağlamıştım oysaki. Sımsıkı sarılıp güvendim o ipe. Kopmaz dediğim ipi, neden kestin Nazdârım ? Ağlasan gözünden düşen yaşla yıkardım tüm mutluluğumu. Sen üzülsen bende üzülürdüm, ağlasan bende ağlardım. Neden başkasıyla gülmeyi seçtiğini inan almıyor şu şaşkın aklım. Şimdi puslu gözlerle bakıyorum her zamanki penceremden pencerene. Hiç bu kadar uzak olmamıştı şu karşıki yol. Asfalt üzerine yazılı bir hüzün görüyorum, bilmiyorum gerçek mi. Ama kesin ve net olan şey şu ki; Bizimkisi damla ve bulut gibi bir sevgiydi. Birgün senden düşeceğimi bile bile tutundum çimen yeşili gözlerine. İlk yağmurda bırakıp gitmezsin, birlikte eririz demiştim. Üzüntümü şikayet değil bu mektup, bil diye. Bil ki, kimse sevemeyecek seni ben gibi...

Bugün de hasta bir ihtiyar gibi uyanıp gözlüklerimi yokladım sehpanın üstünde. Parmaklarıma değen senin ellerin değildi ve biliyordum ki asla da olmayacaktı. Hayaller kurarak yıkmama kararı aldım gururumu, önceden. Ama inan, bu yük bu omuzlara fazla.Ve sen bu yükü kaldıracak tek kişiydin. Yüreğinin hammallığını yapmama izin verseydin bir ömür taşırdım seni sol tarafımda.Ama sen seçtin köşe başında oturup ağlamamı. Sen seçtin elimde papatyalarla otobüs duraklarında beklememi. Sen seçtin yağmurda yalnız başıma ıslanmamı. Mutlu musun diye sormak bana göre değil, biliyorsun. Bensiz daha mutlu olacağını sen söylemiştin çünkü. Ve şimdi bu limana yaklaşan bir gemi görüyor ela gözlerim. Çapan'ında 'Ayrılık' yazıyor beyazca. Ve atıyor Çapanını yakınıma. Şimdi, bu eller yaşlarını silmekten öte, aşkını Okyanusların dibine gömmeye gidiyor. Bundan sonra sana ait tek anım, beni bırakıp gidişinin hikayesidir..."

Odasındaki tek ve dikdörtgen masanın küçük çekmecesini açtı ve bu yazdıklarını gizli defterine nakşedip çekmeceyi kapattı Efruz. Artık o defter ne zaman açılır, ne zaman okunur kendisi de bilmiyordu. Gözyaşlarını sildi ve odasına son kez kayıtsızca baktı. Dört köşesi anılarla dolu bu oda çıkmayacaktı belki aklından. Fakat o acı satırları yazdıran çocukluk aşkı Zeynep'i unutmak için herşeyi yapmaya hazırdı. Ama hazır olmadığı ve kendine verdiği sözlerin en sadık olanı, yani birdaha kimseyi sevmeyeceğine olan sözü, sağ yumruğunu sıkıp odadan ayrılırken oradaydı. Yaşlı gözleri ve yorgun kalbi terk ediyordu artık hayatın tüm güzelliklerini. Bu yaşamdan bundan sonra birşey beklemiyordu ve bunda kararlıydı.

EfruzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin