2.3

253 23 16
                                    

gün içi*

"ufff nerde bu heştek beh!"

"tamam kızım, gelir şimdi."

tayfa tüm kadro toplanmış okula yollanacaklardı. aslında tam kadro demek yanlış olurdu, iki fireyle. naz'ı bekliyorlardı ama fiko'dan haberleri yoktu. sibel yanlarında olduğu için konuyu da açmıyorlardı ama hakan içten içe meraklanıyordu. hepsinin tepkisini anlıyordu, ali'ninkini biraz fazla görse de. ama diğerleri gibi fiko'yu hayatından asla soyutlayamazdı. yanlış yapsa da o onun kardeşiydi. hepsinin içinden en değerlisiydi. hatasıyla da kardeşiydi, sevinciyle de, hüznü ile de.

naz askısı düşmüş sırt çantasını düzeltirken koştura koştura geldi yanlarına. "geldim geldim! ayh! bi soluklanayım.."

"nerdesin kızım ya!"

"ya geldim işte! hadi gitmiyor muyuz?"

kafaları ile onaylayıp ilerlemeye koyuldular ki sibel'in sözüyle durdular. "şey," sağına soluna bakındı. "fiko'yu beklemiyor muyuz?"

"gerçekten mi?"

"evet ali. tamam, birşeyler yaşanmış olabilir. ama o sizin kardeşiniz. nasıl hemen silebiliyorsunuz böyle?"

hakan gülümsedi. aklını okumuştu resmen. sibel böyleydi işte. aslında hiç inanmamıştı onun kötü biri olduğuna. beraber büyümüşlerdi bunca zaman. hiçbiri kötü değildi ki.

"yok ya şey gidelim biz." dedi naz telaşını gizlemiş olmayı umarak. "yani şey, gelmicek o."

"sen nerden biliyorsun?"

"yolda gördüm! yolda gördüm, evet."

"naz?"

"aşkım?"

şüpheyle bir bakış atıp "neyse. hadi gidelim." dedi hakan.

yorucu bir okul vakti ardından yine hep beraber mahalleye dönmüşlerdi. herkes evine dağılmış kendi halindeydi. sibel çöpleri tek elinde birleştirip kapıyı çekti. poşetleri tekrar iki eline paylaştırdı ve konteynırın yanına yürümeye başladı. bağırış seslerini duyduğunda kaşları çatıldı. birileri hüyük tartışıyor olmalıydı. merakına yenik düşüp dinlemeye koyuldu.

"yeter artık! anlıyor musun, yeter! çok sıkıldım ben bu işten."

"hıh, yapmak zorundasın. öyle boşa bağırıp çağırma yani."

"bi bok yapmak zorunda değilim çiler!"

'çiler?' diye geçirdi içinden. gizlenip kim olduklarına baktı. çiler ve, fiko'ydu kavga edenler. gözlerini kırıp gözetlemeye devam etti.

"çok sıktın artık."

"o zaman sal beni. bi sal beni artık bi sal!"

"benim olmazsan onun da olmayacaksın."

histerik bir gülüş attı fiko. "ben hep onundum ki. sadece sen bunu göremeyecek kadar körsün."

"kes sesini! onun falan değilsin! o seni aldattı!"

"s.kliyor muyum şu an? aştık biz bunları. ben onu seviyorum. ölüyorum kızım ben onun aşkından!"

yanağında sert bir darbe ve yanma hissetti fiko gözlerini refleksen kapanmadan önce. açıp önüne döndüğünüzde burnundan soluyan bir çiler'le karşılaştı.

"senin benimle derdin ne kızım?"

"seviyorum seni aptal!"

"ben başkası ölürken gururun nasıl izin veriyor bu yaptıklarına?"

"o kızı sevmiyorsun sen. alışkanlık olmuş o sende," dedi kendini inandırmaya çalışırcasına. "zamanla. zamanla seveceksin sende beni. biz mutluyduk fiko! sen beni mutlu ediyordun, ben sana iyi geliyordum! o kız gelip herşeyi mahvedene kadar. aklın karıştı senin. yoksa hala seviyorsun beni."

derin bir nefes verdi fiko. düşündü. ve dudaklarını araladı. ne olacaksa olsundu artık. "çiler, üzülmeni istemiyorum. iki haftadır hayatımı mahvediyor olsan da üzülmeni istemiyorum. ama bunu bilmezsen daha çok üzüleceksin."

"ne?"

"ben seni sevmedim. tamam, evet bana iyi geliyordun. bi umut; belki onu unutturursun dedim. belki tekrar hayata tutunmamı sağlarsın.. ama gün geçtikçe bağlandın bana. ve bu beni daha kötü yaptı. çünkü karşılıklı değildi duygularımız. benimkiler seninkiler kadar yoğun değildi hiçbir zaman. sevmedim ben seni. sadece, hoşlandım. daha ileriye de gitmedi hiç. kö-"

"YETER! yeter. hayır, inanmıyorum bu dediklerine. aklına girdi değil mi o or.spu?"

"onun hakkında düzgün konuş."

"hayır konuşmayacağım! o tam bir or.spu!"

"ÇİLER! kes sesini."

"doğru. yakışmıyor bana öyle bir kız için böyle kelimeler. haklısın."

"kötü bir kız değilsin. ama polyanna da değilsin. kimseyi kandırma."

"seni sevdiğim için bu haldeyim farkında mısın? beni buna sen mecbur bıraktın!"

"ben seni hiçbirşeye mecbur falan bırakmadım. bu yaptığın doğru mu sence çiler? beni resmen alı koyuyorsun. tehditle elinde tutuyorsun. seni sevmiyorum, bu hiç mi aklını yerine getirmiyor?"

"ama ben seni seviyorum?"

kafasını iki yana salladı fiko. gözüme perde inmişti resmen kızın. bu yolda kendini de harcayacaktı, farkında değildi. veya farkındaydı. yinede yapıyordu? kesinlikle sadık bir aşıktı. eğer yaşama sebebi olan bir kadın olmasaydı kalbinde, ideal bir sevgili sayılırdı çiler. tabi iki haftadır olan paranoyak davranışları hesaba katılmazsa.

"bu oyun elbet bitecek. o zaman senin olmayacağım. çünkü ben hep sibel'e aittim.
ve hep ona ait kalacağım."

- - -

günlerdir yb gelmemesinin nedeni sanırım vakit darlığı. bende bilmiyorum. sizi seviyorum❤

-

twitter.com/plumedivy
ay şuna bi el atın flop kalmak istemiyorum. bu arada, bölüm bu hesapta önceden gelebilir ;))

gül güzeli::groupchat |adı efsane|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin