Dizi dizi keyif!Regl dönemi ortalama 5 gün sürer. Bu da neredeyse 1 hafta demektir. Bazılarımız bu bir hafta boyunca regl yorgunluğundan ve ağırlığından zerre etkilenmez, gündelik hayatımıza devam ederiz. Bazılarımız da evde oturup koltuğa yayılmayı, yapacak bir şey yoksa uyumayı tercih ederiz. İşte biz Pepapp’ın aktif kızları olarak; 2. kısmı düşündük ve uyumak yerine kısa süreli (neredeyse 1 haftalık) diziler izleyebileceklerine karar verdik. Ve o dizileri de madde madde sıraladık.
Yani hey sen, uykucu! Reglini ölü bir dönem olarak görmeyi bırak ve haftana biraz heyecan kat! Yapman gereken bu yazıyı okuduktan sonra bir kase mısır patlatıp bilgisayarının karşısına geçmek. Hadi bakalım kendine uygun bir dizi seç ve keyfe geç!
Ash vs. Evil Dead: Ben kanlı dizi seviyorum, üstelik bir de eğlenceliyse tam bana göre diyorsan; bu dizi gerçekten de tam sana göre. Evet, oldukça kanlı sahneleri var -hatta bazen yüzünü ekşitiyorsun- ama Bruce Campbell’ın enerjisi sayesinde komik ve keyifli de. Aslında bu dizi, 80’lerdeki Evil Dead serisinin devamı niteliğinde. (Yönetmen koltuğunda yine Sam Raimi var.) Fakat artık “Ashy Slashy”miz biraz yaşlı. Yine de o alaycılığından ve sempatikliğinden bir şey kaybetmemiş. Şeytani ruhumuzsa her zamanki gibi kanlı ve terbiyesiz.
Cosmos: A Spacetime Odyssey: Bu diziye; Carl Sagan, Ann Druyan ve Steven Soter’in “Cosmos: A Personal Voyage”ının devamı diyebiliriz. Uzay ve zaman ilişkisini anlatan bir belgesel dizi. Yani bilinmeyeni araştırmayı seviyor ve yıldızların ötesini merak ediyorsan kesinlikle izlemelisin. Sunuculuğunu Carl Sagan’ın eski öğrencisi Neil de Grasse Tyson yapıyor. Türkçe seslendirmesini ise Haluk Bilginer. (O büyüleyici sesiyle…) İyi haber, dizi 13 bölümden oluşuyor. Yani 1 haftada biter. Ama evren sonsuz…
Sherlock: İskoç yazar Sir Arthur Conan Doyle’ın aynı adlı roman kahramanından uyarlanan fakat bu sefer 1800’lerde değil de günümüzde geçen bir dizi. Yani Sherlock Holmes’un kağıdı ve kalemi değil, blog sayfası var. Dizinin en albenili kısmı Benedict Cumberbatch’in oyunculuğu ve onun Martin Freeman’la uyumu. Bu dizi bir mini dizi olma özelliği taşıdığı için tam senlik. Ayrıca polisiye maceraları, gizemi ve tuhaf olayları çözmeyi seviyorsan bir solukta bitecek.
Black Mirror: Teknolojinin nimetlerini değil de, başımıza bela olan özelliklerini usta bir hicivle ve bilim kurgu öğelerine başvurarak ele alıyor. Adından belli: Bu sefer ayna, kara ayna. Yani görüneni değil, görünenin tam tersini gösteriyor. (Muhtemelen görmek istemediğimiz kısmını.) Bizi gerçeklerle yüzleştiren kişi ise dizinin yönetici yapımcısı Charlie Brooker. Her bölümün konusu, oyuncu kadrosu, mekanı farklı. Bu yüzden her bölüm ayrı bir film gibi. Modern toplumlar olarak teknolojiyle iç içe yaşadığımız şu dönemde, diziyi izleyen herkes kendinden bir şey bulacak ve irkilecek.
American Horror Story: Amerika tarihine damgasını vurmuş korkunç olayları yer yer günümüzle bağlantı kurarak yer yer de geçtiği dönemde işleyerek ele alıyor. (Suç, perili ev, cadılar, ucube sirki…) Bu dizide gerilim, heyecan ve erotizm bir arada. Bir dakika önce gülüyor, bir dakika sonra titriyorsun. Bizi farklı ruh hallerine sokan isim ise yapımcı Ryan Murphy. Başlayıp biten sezonlardan oluştuğu için AHS regl dönemi için çok uygun. Mesela kendini cadı gibi hissediyorsan Coven’ı izleyebilirsin. Tek sorun dizideki bitmek bilmeyen kan banyoları.
Breaking Bad: Bu dizi çoktan bitti (2013) ama etkisi hala sürüyor. 50 yaşındaki lise kimya öğretmeni Walter White’ın akciğer kanseri olduğunu öğrenmesi ve para kazanmak için meth işine girmesini anlatıyor. Bu konuda da en büyük yardımcısı, kötü bir çevresi olan eski öğrencisi Jesse Pinkman. Gerek karakterlerin sağlamlığı gerekse heyecanlı olay örgüsüyle seni ilk bölümde kendine bağlayacak. Dolayısıyla 1 haftada bitireceksin. Ama Walter White nam-ı diğer Heisenberg’i unutman mümkün olmayacak.
Stranger Things: Henüz bir sezonu yayınlanmasına rağmen, müzikleri ve çocuk oyuncularının süper performansıyla dikkat çekti. Kısaca; bir çocuğun ortadan kaybolması, aynı dönemde doğa üstü yetenekleri olan bir kızın ortaya çıkması ve daha karanlık bir boyutun varlığı diyelim. Yani birtakım acayip şeyler işte. Bu aralar herkes Stranger Things’i konuşuyor. Dolayısıyla bu diziye bir an önce başlasan iyi olur. İlk sezon 1 haftada biter, 2. sezonu beraber bekleriz.
Scream Queens: PMS döneminde hepimizin yaşadığı şeydir: Çığlık kraliçesi olmak. Dizimiz üniversitede okuyan kız öğrencilerin etrafında geçiyor. Ama konu reglden çok daha fazlası, seri cinayetler ve beceriksiz katiller. Filmin kadrosunda -öğretmen rolünde- Jamie Lee Curtis de var. 1978 yapımı Halloween filminden biliyoruz, kendisi zaten bir çığlık kraliçesi. Korku-komedi türünü seviyorsan, biraz da modayı takip ediyorsan sakın kaçırma.
Jane Eyre: İngiliz yazar Charlotte Bronte’nin 1847’de yayımlanan romanından, aynı adla uyarlanan, 2006 BBC dizisi. Viktorya Dönemi’nde geçen dizi, bir mürebbiyeyle bir dükün aşkını anlatıyor. Sınıf ayrımı, kadınların zor hayatı, din ve toplum baskısı ekseninde; muhteşem manzaralı bir köşkte, romantik bir aşkı izliyoruz. Ama bu aşkın karanlık bir yüzü de var. Dizinin sürprizi de bu. Biraz romantizm depolamak biraz da 17. yüzyıl havası almak istiyorsan mutlaka izle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızlar İçin Tavsiyeler
RandomGERI GELDIM BEBEKLERIM *DEMISLER PRENSES ÖLDÜ, YAZSINLAR PRENSESINIZ GERI DONDU*