Arya Gençoğlu;
Yabancı ülke, yabancı şehir, yabancı insanlar... Belki bu şehre gelmeseydi bu yaşadıklarını yaşamayacaktı. Zorla getirildi. Zorla sahiplenildi. Engel olamadı bağırdı, çığlık attı; duyan, gören, gelen olmadı. Onun için hayat ya bitmişti ya da yeniden başlamıştı.
Bir kadın, sokakta dolaşırken özgürlüğünün elinden alınarak bir köşeye zorla çekildi. Hiç bilmediği ıssız bir köşede, yabancı biri tarafından tecavüz edildi. O an kendisinden nefret etmeye başladı. Kesici bir şey bulsa kendisini o an öldürecekti. Tecavüz onu yıkmıştı, psikolojisi sadece ölmek için zorluyordu onu.
Bir sabah depresif bir şekilde kalktı. O gün aklından çıkmıyordu. Olanlar onu, yaşamakta zorluyordu. Ayağa kalktı, aynanın karşısına geçip bir aynaya baktı bir de aynada görünen yansımasına... Aklından geçeni yapacaktı. Etrafına bakındı komodinin üstündeki parfüm şişesini alıp aynaya fırlattı. Kırılan cam parçalarından birine sarılıp bileğine doğru götürdü. Bileğini kesip sonsuzlukta kaybolmayı düşünse de hiçbir şey yolunda gitmedi. Bileğini kesti sonra çığlık çığlığa bağırdı hayattan kopamadı. Ev arkadaşı Alicia, Sedef'in odasına geldiğinde Sedef yerde gözyaşlarına boğulmuş yatıyordu. Alicia hemen ambulansı aradı. Sedef'e döndüğünde bayılmıştı. Onun yanına çöküp;
"Wake up, Sedef, Wake up, Sedef.*" diye diye seslense de Sedef kan kaybından ölme noktasına gelmişti. Kan vücudundan ilik ilik akıyordu. Derin kesmişti bileğini. Belki yaşamak için seslense de, ölmek için kestiği bileği ölümü için zamanla yarışıyordu.Ambulans geldi bir hışımla Sedef'i hastaneye yetiştirildi. Sedef hiç bir şeyden haberisiz öyle yatıyordu. Ölmeyi düşünmemiş masum bir insan gibi. Bileğine dikiş atıldıktan sonra müşahede odasına alıp kan verildi. Kan damarlarında azalan kanın yerlerini tamamlıyordu.
Doktor bir süre sonra geldiğinde Sedef uyanmıştı. Olanların şokunu atlatamamışken doktor ona;
"Anne oluyorsunuz." dedi. Belki kaynar sular başından aşağıya dökülüvermişti.Sene 1995.
Tecavüz sonrası bu iyi ya da kötü olduğunu anlamayan bir haber ile ne yapacağını şaşırdı. Doktor odadan çıkınca gözyaşlarının tutamadı. Mutluluktan mıdır yoksa o ana ettiği nefretten midir bilemedi.
Alicia onu yalnız bıraktı. O an onun yalnız kalması iyi olurdu.Oturdu yatağın üzerine dizlerini kendine çekip gömdü başını kollarının arasına. Çaresizce ağlıyordu. Ağladıkça yeter diye bağırıyordu. Ağladı bütün gözyaşları silinene kadar ağladı. Canı o kadar çok yanıyordu ki tarif edilmezdi.
Hayat şuan onun için zordu. İstemiyordu tanımadığı bir adamdan olan çocuğu dokuz ay karnında taşımayı, bir yandan da onun suçu olmadığını düşünüp onu dokuz ay karnında taşıyacağını düşünüyordu. İkinci şıkkı tercih etmek zorunda kaldı. Vicdanı o mazlumu canından etmeye el vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLLER SOKAĞI
AçãoBir gün herkes ölecek ve benim de sonum gelecek... Yayım Tarihi ↪️ 28 Ekim 2016