Merhaba. Ben Ela.
Evde arkadaşım Duyguyla birlikte yaşıyoruz. Duygu çok zeki hanım hanımcık bir kızdır. Ben de zekiydim ve sanırım Duyguyla en benzer yanımız bu. Duyguyla ikimiz üniversiteye yeni başlamıştık.. Duygu psikiyatri 1. Sınıf, ben doktorluk 1. Sınıfı okuyorum. Çoğu zaman dışarı birlikte çıkarız, eğleniriz. Ama bunun yanında evin ihtiyaçları içinde çalışmak zorundayız.
Duygu, bir şirketin reklam ajansında çalışıyorken, ben de o şirketin fotoğraf stüdyosunda çalışıyordum. Her haftasonu değişik insanların, hatta ismini bile bilmediğim insanların biyografilerini inceleyip patrona teslim ediyordum. Taki gıcığın biri işimi kaybetmeme ve hayatımın alt üst olmasına neden olana kadar...(İlerki bölümlerden bir kısım)
"Şuraları da temizle. Tek bir toz görmeyeceğim!"
"El insaf be Meriç Bey! Sabahtan beri temizliyorum. Bi tane bile toz yok!"
İşaret parmağını masanın üstüne sürdü. Gerçekten de biraz toz vardı. Parmağını tam gözümün önüne getirdi ve
"Bu ne Ela? Sen böyle mi iş görüyorsun?" Dedi ve elindeki tozu burnuma sürdü.
"Gözüme soksaydınız!" Dediğimde hafifçe gülümsedi.
"O ela gözlere nasıl kıyabilirim ki"
Bunu bana Meriç Bey mi söylüyordu yoksa onu arkadan seslendiren biri mi vardı?...Meriç İzgiyi tanıyanlar. Şu an içinizden güldüğünüzü tahmin edebiliyorum. Çünkü bende gülüyorum😅😂😆😃😀😉. Ama açıklamada da söylemiştim. Tamamen hayal ürünü, hem de olması imkansız bir hayal...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FENOMEN Sevgilim
FanfictionBu hikaye tamamen hayal ürünüdür, hem de asla olmayacak bir hayal... "Şuraları da temizle. Tek bir toz görmeyeceğim!" "El insaf be Meriç Bey! Sabahtan beri temizliyorum. Bi tane bile toz yok!" İşaret parmağını masanın üstüne sürdü. Gerçekten de bira...