"Harry?"
Çağlar Boyu Quidditch'ten kafasını kaldırmadan cevap verdi.
"Efendim?"
"Görünmezlik pelerinini ödünç alabilir miyim?"
"Niye?"
"Kitabımı baykuşhanede unutmuşum da."
Sonunda kafasını kaldırabilmişti.
"Hermione, sırf bir kitap için kendini tehlikeye atamazsın. Black her yerde olabilir."
"Bunu bana sen mi söylüyorsun?"
"Hermione, benim yüzünden kimsenin zarar görmesini istemiyorum. Black benim peşimde. Bana ulaşmak için her şeyi yapabilir. Ve bunun başında da arkadaşlarıma zarar vermek geliyor."
"Harry, Görünmezlik Pelerininin altında beni göremeyeceğinden emin olabilirsin."
"Yine de olmaz."
"Sen vermezsen ben alırım. Accio Pelerin!"
Pelerin Harry'nin cebinden çıkıp benim kollarıma düştü.
"Görüşürüz Harry. Merak etme ölmem."
Baykuşhaneye varıp pelerini çıkardım.
"Draco!"
"Buradayım."
Baykuşhanenin en ücra köşesinde zıplarcasına çıkıp yanıma geldi.
"McGonagall senden ne istedi?"
"Draco, buna inanamayacaksın ama elimde bir zaman döndürücü var."
"Zaman döndürücü mü? Nasıl yani?"
"McGonagall verdi."
"Bu iş iyice tuhaflaşıyor."
"Tüm derslere girebilmem için. Bakanlıktan almış."
"Çok şanslısın. Zaman döndürücü ha? Vay canına!"
Dışarıdan Ron ve Harry'nin sesleri duyulmaya başlayınca Draco söylenerek asasını çıkardı. Çok geçmeden Harry ve Ron baykuşhaneye daldı. Harry Draco'ya bakıp konuşmaya başladı.
"Sana söylemiştim Hermione!"
"Harry, Malfoy'da beni öldürebilecek potansiyel yok!"
"Dediklerine dikkat et Granger! Bulanık beyninle beni alt edemezsin sen!"
Ron asasına davrandı.
"Anteoculaita!"
"Protego!"
Harry, şaşırmış bir şekilde sordu.
"Hermione, ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Harry, daha bir hafta olmadan ceza mı almak istiyorsun?"
Harry homurdanarak Ron'u kolundan tutup çekiştirerek dışarı çıktı. Draco bana dönüp gülümsedi.
"Teşekkürler Hermione."
