0.5

1.3K 97 12
                                    

Harry'le birbirimize arkadaşlarımız yoluyla gönderdiğimiz mektupları bir bir okuyorken, açtığım zarflardan birinde rastladığım fotoğrafımız gözlerimin dolmasına sebep oldu.

Birlikte ne kadar mutluyduk, ne kadar güzel ve masumduk; ve o bunların hepsine ne kadar hızlı yazık etmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birlikte ne kadar mutluyduk, ne kadar güzel ve masumduk; ve o bunların hepsine ne kadar hızlı yazık etmişti. Harry'den deli gibi nefret edip intikam almak istediğimi kendime sayısızca tekrar etsem de onu çok seviyor ve onunla geçen her saniyemi çok özlüyordum. Bizimki kadar güzel bir ilişkiye ihanet etmek delilikti ve o bu yüzden deliydi, ama bu benim utanmaz, iflah olmaz bir aptal âşık olduğumu değiştirmiyordu.

Yaşadıklarımızın anılarıyla kendimi kahretmeye devam ederken telefonum titremeye başladı. Ekrana bakıp Zayn'in adını gördüğümde, bir şekilde onun kötü hissettiğim anlarda farkında olmadan gelip beni kurtardığını fark ettim.

Hüzünlü bir tebessümle telefonu açtım ve, "Kurtarıcı meleğim?" dedim.

"Yanlış numara?" dedi Harry gülerek.

Yüzüm birden asılırken, "Zayn nerede?" diye sordum. "Ona bir şey mi yaptın?"

"Onu gerçekten düşünüyor musun, yoksa bu bir şaka mı?"

"O benim için değerli birisi Harry." dedim. "Ne bekliyordun, benim için bir şey ifade etmeyen senin hâlini hatrını sormamı mı?"

"Yavaş ol, güzelim." dedi.

"Siktir git." dedim.

"Anlaşılan Zayn'i gerçekten merak etmiyorsun, Selly." dedi. Bana öyle seslenmesi eskileri hatırlatırken sinirle gözlerimi yumdum.

"Bu onunla benim aramda olan bir şey," dedim. "Sen kim oluyorsun da karışıyorsun?"

"Zaten ikinizin arasında olanlar beni delirtiyor, bebeğim." diye yanıtladı. "Eski sevgilin."

"Aynı dediğin gibi," dedim. "eski sevgilim."

Derin bir nefes üfledi ve konuşmasına izin vermeden tekrar konuştum. "Ve şu anda Zayn'in nerede olduğunu söylemezsen eski ölü sevgilim olacaksın çünkü seni geberteceğim."

"Benden sonra epey asileşmişsin Selena." dedi. "Bunu sevmedim."

Ayaklanıp askılı dolaptaki kot ceketimi aldım, kapüşonlumun üzerine giyerken "Bunu sevmen ya da sevmemen artık önemli değil." dedim.

Odamdan çıkıp merdivenleri hızla indikten sonra bana bakan anneme telefonun ahizesini kapatarak, "Birazdan geleceğim anne." dedim. Nereye gittiğimi merak ediyor olduğunu bakışlarından anlayabiliyordum ama bir şey söylemedi, gelince ona hesap vereceğimi kafama yazıp arkamı döndüm ve kapının yanındaki airmax'lerimi hızla ayağıma geçirdim. Dışarı çıkıp yürümeye başladığımda, Harry'nin sesini duydum.

"Demek buraya geliyorsun."

"Sen delisin," dedim. "ve nerede olduğunu biliyorum."

Telefonu yüzüne kapatıp cebime attığımda  koşmaya başlamıştım. Harry Zayn'e nefretle bakıyorsa onu takıntı hâline getirecek bir insandı, bu yüzden Zayn'in evine gitmiş olmasından şüpheleniyordum.

Zayn'in evini tam olarak hatırladığımı söyleyemezdim ama birkaç kez gittiğim için gördüğümde tanıyacağımdan emindim. Dakikalar sonra şeftali rengi binayı gördüğümde hatırladığımdan emin oldum.

Üç katlı, Zayn'in ailesinden ona kalan bir binaydı. Anne ve babası California'ya taşınmak istemişti ama o burayı ve buradaki insanları bırakmak istememiş, yalnız da yaşayabileceği konusunda ailesini ikna etmişti ve bunu başarmıştı da.

Kendimi kapıyı yumruklarken bulduğumda bir an duraksadım. Elim zile giderken kapı açıldı, Harry beni iğrenç bir gülümsemeyle karşılarken onu ittirip içeri daldım. Yüzü bu durumdan memnun değil gibiydi, olmadığını da beni tutup çektiğinde anladım.

Yüzüm yüzüyle dipdibeyken burnuma gelen alkol kokusu üzerine sarhoş olduğunu düşündüm. "Bırak beni!" diye cırladım, aynı anda dizimi kaldırıp bacak arasına sertçe vurdum. Elleri kollarımı kontrolsüzce bıraktığında merdivenlere koştum. Zayn'in odası bir üst kattaydı, orada olacağını düşünerek oraya koşmuş, yanılmamıştım. "Zayn!" dedim yerde yatan bedenine ilerlerken. Başımı sol tarafına yaslayıp kalbinin attığından emin olmak istedim.

Kalp atışı o kadar yavaştı ki bir an öldüğünü sandım.

Ayağa kalkıp odanın kapısını kapattım ve üzerindeki anahtarla kilitledim. Zayn'in yanına tekrar eğilirken "İyi olacaksın." dedim alnındaki saçları geri yatırıp. Alnının sağ tarafı şişti, sol kaşı patlamıştı. Burnundan dudağına giden bir kan lekesi vardı, dudağı da patlamış, şişmişti. Polisi ararken kapıda yumrukları hissettim, aldırmadan sessiz bir şekilde telefonla konuştuktan sonra Zayn'i kendime çektim ve başını dizime yasladım.

O, benim için her şeyi yapmaya hazır bir adamdı ve bu kez ben onu kurtarmalıydım.

Dusk Till Dawn •  ZaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin