3. BÖLÜM: 2. Gün

102 5 0
                                    

İkide beni alacağını bildiğimden, Nazlı'yı arayıp eve gelmesini istedim. Geç uyanan biri olduğu için ilk başka kızsa da ben azıcık olan bitenleri anlatınca hemen geleceğini söyleyip telefonu kapattı.

Nazlı benim en iyi arkadaşımdı. Ortaokuldan beri tanışıyorduk ve ilk baştan birbirimize kanımız kaynamıştı. O, benim aksime yeşil gözlü ve siyah, kıvırcık saçlıydı... Bu halinden, yani kıvırcık saçlarından pek memnun olmasa da, ona çok yakışıyordu.

Gelene kadar dün olanları düşünüp durdum. Sürekli bakışmamızın ve benim sorularıma yanıt vermemesi garibime gidiyordu. Bir yandan da neden değiştini merak ediyordum. Başına neden belalar aldığını, neden içki içtiğini... Onu değiştirebilmeyi isterdim ama, bunu yapabileceğimden pek emin değildim.

Nazlı' nın odama "ne oldu laan?"diye dalmasıyla düşünceledimi yarıda kesip korkuyla ona döndüm. Böyle dalması korkutmuştu...

"Otur anlatayım."

Yatağıma bağdaş kurarak oturduğunda ben de aynı şekilde oturdum ve Nazlı' nın meraklı bakışları eşliğinde anlatmaya başladım.

♥♥♥

Anlatmayı bitirene kadar kocaman açılmış gözleriyle ve ara sıra küçük kahkahasıyla dinledi beni Nazlı.

Ben ona ifadesiz suratımla bakarken, o bir süre daha bana şaşkınca baktı. "Yuh."

Nazlı' nın verdiği tepki ile kıkırdadığımda, o hiç istifini bozmadan bana bakmaya devam etti.

"Siz şimdi Kuzeyle beş aylığına, evlenecek misiniz?"

"Evet, ama formalite icabı bir evlilik olacak. Sadece onu değiştireceğim bu süre zarfında."

Sonunda Nazlı' nın gözleri eski haline döndüğünde,"peki, değiştirebilecek misin?" Dedi.

"Sanmam, ama bir şansımı deneyeceğim."

Başını hafifçe salladığında telefonu çaldı ve Nazlı gitmesi gerektiğini söyleyip evden çıkınca bende bir süre kitap okudum.

Saate baktığımda yaklaşık bir saattir okuduğumu farkedip kitabı komodinin üzerine bıraktım. O sırada dışarıdan düdük sesi duydum ve gidip perdeyi araladım. Baktığımda Kuzey' in gelmiş olduğunu görüp pencereyi açtım.

"Geliyorum" dediğimde bakışlarını yolda yürüyen kızdan çekip bana çevirdi ve başını sallayıp tekrar kıza baktı.

İçimde garip bir duygu uyandığında ne olduğunu merak etsem de sonra düşünmek üzere rafa kaldırdım ve üstümü giyinmek için  gardırobumu açtım.

Kot şortumu ve hafif göbeği açık tişörtümü giydim ve saçlarımı açık bırakıp odamdan çıktım.

Mutfaktaki anneme öpücük yollayınca o da gülümsedi ve aynı şeyi yaptı. Ayakkabılarımı giyip kapıyı örttüm ve Kuzey' e doğru yürümeye başladım.

Yanına vardığımda beni baştan aşağı süzdü ve bu beni utandırsa da bozuntuya vermedim. Gözlerimiz buluştuğunda çok az bir süre bakıştık.

"Çabuk arabaya bin!"

Emir vermesi sinirlendirse de yavaşça yürüyüp kapıyı açtım ve bindim. Havalı bir şekilde o da binince kısa bir süre ona baktım. Çok fazla yakışıklıydı ve ayrı bir karizması vardı.

Ne yapıyorum lan ben?

Bakışlarımı ondan çekip camdan dışarıya baktım. Orman yoluna doğru ilerliyorduk. Nereye gideceğimizin merakı ikiye katlanınca dayanamayıp, "nereye gidiyoruz?"diye sordum.

"Dağ evine."

Gözlerim kocaman açıldı ve bu onu güldürdü.

"Öyle yapma çok çirkin oluyorsun."

Tekrar sinirimin bozulduğunu hissedince normale döndüm.

"Niye gidiyoruz dağ evine?"

"Annem yüzünden."

"Bana sormadınız."

"İstemesende gitmek zorundayız."

"Niye?"

"Çünkü annem öyle istedi."

"Benim annemin haberi var mı?"

"Dünden var."

"Bana niye söylemedi?"

"Bilmem."

"Ne kadar kalcaz?"

"Altı gün."

"Oha."

"Ne?"

"Çok uzun bir süre değil mi?"

"Kafeye gitmekle birbirimiz tanıyamıyoruz."

"Tanıyoruz."

"Hayır."

"Evet."

"Hayır."

"Evet."

"Hayır."

"Hayır."

Beni şaşırtmanın verdiği gururla kahkaha atıp kısa bir süre bana baktı. Gözlerini yine yola çevirdiğinde gözlerimi abartılı bir şekilde devirdim ve önüme döndüm. Yol boyunca benimle dalga geçti ve ben de sadece yine ve yine gözlerimi devirmekle yetindim.

Geldiğimizde arabadan indi ve bende aynı şeyi yaptım. Ev tatlı ve biraz büyüktü. Bagaja doğru gittiğinde gözlerimi evden çekip ona diktim. İkı tane valiz çıkardığında bütün bunların ne ara olduğunu düşünüp bakmaya devam ettim.

Küçük pembe valizimi annem hazırlamış olmalıydı. Ama ne ara?

Eve girdiğimizde bakışlarımı büyük salonda gezdirdim. Koltuklar, televizyon, ortada halı ve piyano vardı. Uzunca bir kolidor görüyordum. Sonunda da merdivem vardı.

"Gel odanı göstereyim."

Bakışlarımı Kuzey' e çevirdim. Benim valizimi ve kendi valizini iki eline almış yavaş adımlarla ilerliyordu.

"Ben alayım istersen."

Yürümeyi bıraktı ve alayla bakan gözlerini benim gözlerime kenetledi. Bu beni hem sinirlendirip hem de utandırmıştı.

"Üflesem uçarsın."

Sinirimi tüm hücrelerimde hissederken en delici bakışlarımı atıp bir kaç adımda yanına geldim. Valizimi alacakken kolunu arkasına sakladı. Yana kaydım ve öne bir adım attım. Eşzamanlı olarak o da bir adım öne geldi. Bedenlerimiz neredeyse birbirine değerken gözlerimiz buluştu. O benim mavi gözlerime, ben onun kahverengiden siyaha çalan gözlerine bakarken, birkaç dakika bakıştık.

Bedenimi bir adım geriye attım. Atmamla ayağımım bir cisime değmesi ve geriye düşmem bir oldu. Acıyla yüzümü buruşturduğumda gözlerimi Kuzey' in ellerine diktim. Kalkmam için elini uzatıyordu. Nazikçe tuttum. Beni sertçe ellerimden tutup kendine çekti. Ben onun yanaklarına bakıyordum çünkü kafasını çevirmişti. Yani bana değil, boş koridora bakıyordu.

Sonunda elimi bıraktığında tuttuğu elimi popoma getirdim ve yine yüzümü buruşturdum. Acısı biraz geçse de hayla acıyordu. Beni düşüren şeye baktığımda, gözlerimi devirdim. İçki şişesi...

Eğildim ve şişeyi elime alıp Kuzey' in arkasından gittim. Merdivenlerden çıktıktan sonra sağdaki ilk odanın önüne geldik ve Kuzey kapıyı açtı.

"Burası senin odan, karşısı benim. Tamam mı?"

"Tamam."

Birbirimize hiçbirşey demeden odalarımıza çekildik. Yorulduğumdan dolayı odayı pek incelemeden içindeki banyoya girip duş aldım. Çıktığımda üstüme rahat kıyafetlerimi giyip biraz odayı inceledim.

Ortada yatak, sağ çaprazında gardırop vardı. Bir tane çalışma masası da vardı. Onun biraz yanında da pembe puf vardı. Gözlerimi halılara çevirdim. Yatağın sağında ve solunda küçük yuvarlak, beyaz halılar vardı. Bunda kendimi saramazdım ama salondaki iyiydi. Salon deyince aklıma az önce yaşadıklarımız geldi ve tekrar utandığımı hissedip yatağa yattım.
Gözlerimi kapattım ve uyudum.

Ansızın AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin