.aptal kadın.

44 12 8
                                    

Allah 'im sen bana yardım et , Miray istemsizce ic gecirip karşısında saçları gözlerini golgelemis adama baktı. Çok yakışıklıydı. Onu bunca zaman bu kadar yakından görmeyi hayal ediyordu. Çekiciliği baş döndürücü, tüm kadınların hayallerini süsleyen bir erkekti.Uzamis olan sakallarını dokunmak istedi ,fakat yapamazdı. O Baran Arslanoglu 'ydu. Tum kadınların hayali olduğu gibi ulasilmaziydi da.Daha fazla Baran ' nin etkisinde kalırsa hiç tereddüt etmeden yanına uzanacaginan emindi . Herşeyi unutup Baran in sıcacık göğsünde kaybolmayı isterdi. Hayır! Yapamazdı. Her şeyin bir zamanı vardı.

Miray , düşüncelerinden arınmak istercesine başını iki yana sallayıp ayağa kalktı, elindeki battaniyeyi Baran nin üzerine örtüp doğruldu. Somineye odun koymak için dışarı çıktı. Bu ormanı avucu gibi bilirdi. Aslında burasi dedesinin ona hediye ettiği dağ eviydi. Miray cesurdu bir çok kıza göre. En azından bu işe başlamasından bu anlaşılıyordu. Kucağına aldığı odunları sımsıkı tutup dirsegiyle kapı kolunu aşağı indirmeye çalıştı fakat kapı açılmadı. Odunları kenara bırakıp kapıyı açmaya çalıştı , açılmadı. Üşümekten kırmızıya dönmüş elleri , üzerindeki ince hırka ve donmak üzere olan kulakları ona acele etmesi icin yeterli bir sebepti.SalakMiray!anahtarları ve giyinmeyi nasıl unutursun! . Aklında ne vardı Miray?Tabiki aklında yine Baran vardı değilmi!?

Miray söylenerek dağ evinin arka kapısına geldi. İçinden dua edip kapı kolunu çevirdi, yinede umduğunu bulamadı. Bu kapıda kilitliydi. Neredeyse soğuktan donmak üzere pencere önünde durdu. İçeriye baktığında koltukta Baran ' i göremedi.Kapiya koştu durmadan zile basmaya başladı ve daha sonra kapının önünden bir tıkırti sesi ardından Baran 'nin erkeksi sesini duydu.

" Ne oldu?" Gerçekten öküz.

" Şey, Baran ben anahtarları unutmuşum da kapiyi acar misin? " her an burada donabilirdi.

" Hayır "

"NE!!?" Genç kadın , adamın verdiği cevap üzerine istemsizce bağırmisti. Bu sert adam ise kadının aksine rahat bir şekilde cevabını bekletmeksizin verdi.

"Hayır, sana kapıyı acmayacagim. Orada kalıp Baran Arslanoglu 'yla uğraşmak ne anlarsın! Benimle bu evde her yaşadığın an için pişman olacaksın ! Sana dışarda iyi eğlenceler Tan! " diyip kapıdan ayrılıp salona ilerledi . Ona kardeşini kaçırmanın bedelini ödetmek istiyordu. Fakat kardeşinin onların elinde olması kendisini çaresiz bırakıyordu. Sominenin yanında kalan üç odunu da ateşe atıp koltuğa uzandı. Aptal kadın!sana yardım edeceğimi de nerden çıkardın? Bir türlü dinlenmek bilmeyen vücudu için uyumalıydi. Battaniyeye biraz daha sarılıp gözlerini ailesinden kendine tek kalan biriciği Nurunu görmek için yumdu.

Kardeşi,Baran icin tek değerli varlıktı. Ondan başkasını düşünemezdi. O ailesinden ve kendi kanından kalan tek parça. Baran ARSLANOGLU kalpsizligin ve acımasızlığın birleşmiş hali . On altı yaşında ergen bir çocukken , kucağında kardeşi ile ailesinin yarısını izledi. Ardından beklenmeyen bir şekilde amcası ve teyzesinin kursunlanmis hali .Olayların farkındaydı, önlemini almalıydı, kardeşini saklamıştı.
Bu genç adam hayatı boyunca omuzlarina cok agir yukler yuklenmisti. On sekiz yaşında hiç tanımadığı dedesi ortaya çıkmış ve ona tüm imkanı sağlamıştı. Okuyup kocaman adam olmuştu . Yakisikliligiyla kiskanilasi, başarısıyla saygı duyulan , tüm kadınların hayran olduğu çekiciliği ve yetimlerin abisi . O Baran ARSLANOGLU .

Baran,gerinerek yerinde doğruldu. Kaç saat olmuştu uyuyali? Saatine baktığında , dört saattir uyuduğunu gördü. Ayağa kalkıp iyice gerinmeye bir yandan da kendine bi daha asla koltukta uyumayacagina dair sözler veriyordu.

"Sanırım bu kadar ceza yeter " diyerek kapıya ilerledi. Kapıyı açtığında ayağının yanına devrilen bedene hayretler içinde baktı. Yere eğilip eliyle omzunu dürttü.

"Uyan , bak eğer numara yapıyorsan bu umrumda bile degil burada sabaha kadar kalıp ölebilirsin. " fakat Miray ' dan hiç birsekilde tepki alamayınca sinirlenerek bileğini tuttu. Tutmasiyla çekmesi bir olmuştu. Miray 'in yüzünü örten kahverengi saçları çekti yüzünü görmesiyle sesli bir şekilde lanet okudu. Bir elini kızın koltuk altından diğerini bacaklarının altından gecirip kucaklayarak doğruldu. Salona ilerledi kucağında yüzü kireç tutmuş olan tüm vücudu buz küpüne dönmüş kızı koltuğa yatırıp kapıya ilerledi. Miray ' in kırmis olduğu odunları alarak salona geri döndü. Somineyi tekrar yakıp Miray in yanına geldi . Hala vücudu soğuktu bu yüzden yapılacak tek birşey vardı. Baran özenle Miray 'in uzerindekileri çıkardı iç çamaşırları kalıncaya kadar . Bu konuda çok dikkatliydi cünkü onun da bir kız kardesi vardı. Buna göre davranması gerektiğini düşünerek Miray ' in üzerine bakmadan battaniyeyi üzerine örttü. Kendiside iç çamaşırına kadar soyunup cansız bir şekilde koltukta yatan kadının yanına yattı. O koca elini kızın incecik beline atıp kucağına çekti. Küçücük bedenini kollarıyla sarmalayarak işe yaramasını bekledi.

Baran , şuan burada, bunu  yaptığına inanamiyordu. Ona odetmesi gereken çok şey varken o yaşaması için cabaliyordu. Sonra biran için durdu buna izin vermezdi kardeşinin yerini bilen bu kadındı. Kardeşini riske atamazdi. Koca elinin altında hissettiği yumuşak teni , kadının kendine has kokusu şeytanın zihniyle oynamasına neden oluyordu. Sabır dileyerek kafasını tavana çevirdi. Bir süre sonra gözlerini tavandan çekip evi incelemeye başladı. Duvara asılı olan fotoğrafları görmesiyle ilgisi oraya yönelmişti.

Miray ' in sayiklamasiyla gözlerini ona dikti. Genç kadının teni ısınmaya başlamış , soğuk terler dökerken sayıklıyordu. Baran, fisilti şeklinde sayikladigi kelimeyi duyabilmek için kadının dolgun soğuktan çatlamış dudaklarına eğildi.
" Baran " Genç adam hiç olmadığı kadar saskindi ki bunu gerçekten beklemiyordu . Kollarının arasındaki küçük cansiz beden onun adını sayıklıyordu. Neden ? Neden annen baban veya kardeşin değilken benim adım!?

Baran daha fazla düşünmek istemezcesine kafasını iki yana salladı. Battaniyenin altından çıkmak için harekete geçti tam Miray ' in üstünden geçip gitmek istemişti ki başka bişey fark etti . Bu kadında Baran ' ni çeken birşeyler vardı. Vücudunun guzelligimiydi ? Ne kadar bakmak istemeseler gözleri istemsizce giydiği siyah iç çamaşırında kusursuz gorunen beyaz tenine gitmişti. Şimdi ise Miray kafası hafif yana düşmüş bir vaziyetteyken Baran onun üzerindeydi. Ve hala genç kadın onun adını sayıklıyordu.
Bu düşüncelerine lanet ederek hızlı bir şekilde ayağa kalkıp orayı terk etti.

Dolapları karıştırıp içinde hazır corba alıp yaptı bir yandan da ekmekleri dilimleyip kizartiyordu. Herşey hazır olunca salona geri döndü , salonun fazladan sicaklasmaya başlayınca kadının üzerindeki battaniyeyi çekip üzerine ince bir pike örttü. Mutfağa geri dönüp kendisi için hazırladığı çorbayı içmeye başladı. Biran kendi haline gülmek istedi. Dağın başındaki bilinmez bir evde , üzerinde sadece iç camasiriyla , hazır mercimek çorbası ve kızarmış ekmek yiyordu. Gülünecek durumdaydi, koskoca Arslanoglu' nun haline bak! Ayağa kalkıp Miray içinde bir tabak hazırladı. Tepsiye yerleştirip Miray ' in yanına gitti . Koltuğa oturup Onu bir bebek gibi kucağına çekti . Cekmesiyle göğüsleri ortaya cikmisti. Bakmadan geri örtüp çorbayı içirmeye başladı.

Çorbanın bitmesiyle yavaşça genç kadını koltuğa bıraktı. Ayağa kalkıp sehpanın üzerindeki tepsiyi mutfağa götürdü. Genç adam yorulduğunu hissetti onca saat uyumanin da boşa gitmesine ve bu durumda olduğunu lanet ederek solana ilerledi. Hala öylece bıraktığı gibiydi. Pikeyi kaldırıp yanına uzandı , elini alnına götürerek ne durumda olduğunu kontrol etti. Gayet iyi durumdaydi , sabaha hiç birseyi kalmaz diye düşündü. Kolunu yine Miray ' in incecik beline dolayıp sıcacık göğsüne çekti. Başını Miray 'in saçlarına gömerek uyudu bugünü, bu yaptıklarını unutmak için uyudu. Sabah olduğunda hiçbir şey olmamış gibi olması için uyudu. Böylelikle Miray in çok istediği şey , kendisi bilmeden gerçekleşirken ikiside uyudu.

Peki bu bölüm nasıldı??

Arkamdaki sen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin