Arkamdaki sen

.sahilime vur.

Merhaba, yeni bolumle karşınızdayım.

Medyada Baran Arslanoglu

Bölüm şarkısı 🎶 Zeynep  Casali : duvar 🎶

Keyfini çıkarın...

Mutsuzluğu, perdeleyen uslanmaz rüzgar bile haykiriyordu. Hayır! Hayır! sabret ! Çünkü sabır aşkın getirisi diyordu. Peki ya Miray in  yaptığı neydi ? sabretmek , mecnun gibi birgun sevgiliye kavuşmak için çöllerde bekleyişler değil miydi ? Bunca sabir, 
yıllardır  fark edilmek sesini duyurmak için degil miydi ? Ozaman bu sabrın anlamı neydi ? 

Saçmalık! dedi kendinden  emin rüzgara karşı tezat parıltılı gökyüzü. Sabretmek değildi aşk. Mucadeleydi, fedakarlikti , sonu bilinmez engebeli bir yoldu aşk. Belki yolda yara almak , ölmek vardı fakat net   bir sonucu vardı. Ya bu arlanmaz yolda beraber tereddutsuz adım  atacağın aşkın sahibi olucak yada  yalnızlığa mahkum lale gibi  solup sapını bırakacaktı.

Peki sevgi neydi ? Klasik bir yeşilcam filmindeki alisagelmis bir replik gibi sevgi emek miydi ? Miray , emek vermemiş miydi ki karsiligini alamamıştı. Yeri gelmiş sabretmisti , yeri gelmis fedakar ve mücadele etmişti. Ya emek ? Emek neresindeydi  bu konunun ? Emek işte Miray in bu dağ evindeki  kurumuş , kalpsizlesmis  hatta taslasmaya yüz tutmuş  tohumu canlandırmaya, yesermesini sağlamaya calismaktaydi . 

Bir hafta, Miray in koltukta sabaha kadar bir umutla Baran ' in kendisini kontrol etmek için aşağıya inmesini beklediği günden sonra koskoca bir hafta gecmisti . O gun ağlayarak yerdeki dokuntuyu toplamaya başlamış pervasızca bekleyişini sonlandirmisti. Bir ara gözleri o kadar dolmuştu ki kırıkların birinin eline batmasına sebep olmuştu. Sabahında umursamaz , kalpsiz Baran yine oradaydı.

Bir haftada çok şey degismisti  . Havalar gitgide ısınmaya başlamış,  karlar erimişti  fakat değişmeyen tek şey Barandi.  Erimek nedir bilmeyen Baran in buz tutmuş kalbiydi değişmeyen. Miray da degismisti . Baran in her hareketinin , her hakaretini  sineye amaçsızca çeken Miray gitmiş,  ilk gün gibi cevabını esirgemeyen asıl olması gereken  Miray  Tan olmuştu. Bu durum ne kadar Baran in hoşuna gitmesede hırçın  Miray ilgisini çekmişti.

Baran , haberlere bakarken Miray odasındaydi .  Ayağa kalkıp , genç kadının odasına ilerledi . Kapıyı bir kere her ihtimale karşı , ki bu  ihtimal Miray tarafından beyninin yenmesine sebebiyet verecekse kesinlikle çalmali, konu tartışmaya açıldığı zaman Miray ' a ağzının payını vermeliydi. İçeri girdiğinde kesinlikle Baran in bu görüntüyü beklemediği keskin hatlarında oluşan şaşkınlığı kendini bariz bir şekilde belli ediyordu. Miray tek kişilik olan yatağında çapraz ,  kafası hafif aşağıya sarkmış , yüzünü saklamış saçları ile uyuyordu. O kadar masum , savunmasız duruyordu ki Baran bile bu düşünceyi beynine konuk etmişti. Sakin adımlarla yatağın kenarına geldi. Yere çömelip yüzünü kapatan saçlarını kenara iteleyip yüzünü ortaya çıkardı. Eli istemsiz yanağına giderken , durdu . Bir anda ayağa fırlayıp  odayı terk etti.

Miray , ev temizliği, bulaşık,  yemek derken çok yorulmuş kendini yatağa resmen firlatmisti. Yorgunluğa daha fazla dayanamayan göz kapakları kendini uykuya teslim etmişti. Burnunda hissettiği rahatsız edici hisle elini kaldırıp yok etmek istedi fakat kolunu kaldıracak hali
yoktu. Aniden üzerine boşalan su ile ayağa fırladı . Yüzüne yapışmış saçlarını iteleyerek karşıda pis pis sırıtan Baran ' i görmesiyle yataktan  atlayıp  Baran ' in üzerine atladı. Atlamasiyla üst üste yeri boylamalari kaçınılmaz olmuştu.  Miray , o kadar sinirlenmisti ki pozisyonlarını fark etmeden yumruk yaptığı elleriyle durmaksızın Baran a vuruyordu.