''Çocuklar!'' diye bağırdı Bay Kim kucağındaki bedeni koltukların üzerine bırakmadan. Yanındaki iki zırhlı asker donup bakışlarla etrafa bakıyorlardı.Geniş toplama alanında dağınık bir şekilde oturuyor olan bir grup genç Bay Kim'i ve kucağındaki çocuğu gördüğünde toparlanmış ve ikilinin etrafına geniş bir çember örmüşlerdi.
''Bu da kim?''
''Yeni biri mi?''
''Çelimsiz bir şeye benziyor.''
''Sessizlik.'' diye mırıldandı Bay Kim.
Ama yine de saniyesinde oda sessizliğe bürünmüştü. Hala otoritesinin işe yarıyor olmasına sevinmişti. Ne de olsa artık onların ne öğretmeni ne de liderlerinden biriydi.
''Yoongi nerede?'' dedi etraftakileri sürerken.
''Buradayım.''
Herkes sesin geldiği yöne doğru döndü. Çember parçalandığında ancak görebilmişti demir merdivenlere yaslanmış olan Yoongi'yi.
''Neredeydin? Dışarıda seni göremedim.''
''Oradaydım.''
Her zaman oradasındır, diye düşündü. Hiçkimse göremese bile.
''Kim bu velet?''
Yoongi ağır adımlarla koltuğa yaklaşıp hafifçe eğilerek çocuğun yüzünü inceledi. Sevimli bir çehresi vardı. Tombul yanaklar, dolgun dudaklar ve alnına düşen turuncu tutamlarla buraya ait olmadığı anlaşılıyordu.
''Ona göz kulak olabilir misiniz? Kısa bir süreliğine.''
''Çocuk bakıcısına benzer bir halimiz mi var?''
Yoongi yan bir bakışla çaprazında duran Xiumin'e baktı. Ekibin liderliği konusunda gereğinden fazla tartışmalar olmuştu ve herkes Bay Kim'den sonra liderin Xiumin olacağını düşünmüştü. Yine de üstten gelen emir doğrultusunda ekibin lideri Yoongi seçilmişti. Bunun da nedeni gayet açıktı. İnsan ve insan üstü bir canlının emrinde olmak akıllı ve hızlı birinin emrinde olmaktan daha mantıklı gelmişti üstteki yöneticilere.
''Size sessiz olmanızı söylemişti Bay Kim.''
Xiumin sinirden kasılan çenesine aldırış etmeden geri çekilip geniş salonda kaybolmuştu.
''Park Jimin. Yirmi yaşında ve kimsesiz.''
Yoongi kaşlarını kaldırarak ''Yani çocuk bakıcısıyız?'' dediğinde grubun içinden Hoseok'un belli belirsiz kıkırtısı duyulmuştu. Gergin bir ortamda olmasalardı Yoongi dahil herkes bu kıkırtıya ortak olabilirdi.
''Kısa bir süreliğine. İyileştiğinde başka bir birliğe gönderilecek.''
''Bizden biri mi?''
Taehyung her zamanki gibi elinde büyük bir jelibon paketiyle en köşede duruyordu.
''Ağzında bir şey varken konuşma.'' demişti Jiu yüzünü buruşturarak. Karşılığında da Taehyung jelibonlarla dolu olan ağzını kocaman açarak Jiu'ya dönmüştü. Yoongi onlardan tarafa bakmasa dahi bunların olacağını biliyordu. Her zaman böyleleri çünkü.
''Kesin gürültüyü.''
Grubun bakışları tekrar Jimin denen çoçuğa kaydığında Bay Kim hafifçe öksürüp ''Ona göz kulak olabileceğinizi umuyorum.'' demişti.
''İyi de neden biz?''
Taehyung biten paketi rulo haline getirirken konuşmuştu. Dikkati tamamiyle Bay Kim ve çocukta olmasa da onları dinlediği belliydi.
''Bu çocuk çok mu güçlü de bizim gibilere emanet ediyorsunuz onu?''
''Güçlü değil.'' diye mırıldandı Bay Kim ona doğru adımlarken.
''Aksine, çok güçsüz.''
Yoongi Bay Kim'in cümlesini tamamladığında Hoseok'un kıkırtısı tekrar duyuldu.
''Öyleyse cevabın ne?''
Yoongi önce Bay Kim'e, ardından da ekibine baktı hızlıca. Onların da onayını almak istiyordu bu işte. Çünkü Bay Kim'in güçsüz diye nitelendirdiği biri gerçekten sıkıntı yaratabilirdi.
''Kabul ediyoruz. Onu koruyacağız.''
Bay Kim rahatlamış gibi derin bir nefes alıp gülümsemişti. Ardından da her zaman yaptığı gibi elini uzatmıştı Yoongi'den tarafa.
Yoongi Bay Kim'in elini görmezden gelerek Jungkook'a dönmüştü. Onun birileriyle tokalaşmayacağını herkes bilirdi, Bay Kim gibi.
''Onu boş bir odaya götürün.''
''İyi de tek boş oda seninki!'' diye hayıflandı Jungkook.
Yoongi'nin adım atmak için kalkmış ayağı havada kalmıştı. Odasını biriyle paylaşmakta nefret ederdi ki kimse de onunla aynı odada kalmak istemezdi.
''Öyleyse odama götür onu.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
X-Force - Yoonmin
Fanfiction''Onu koruyacağız. Bu hayatımıza mal olsa bile.'' | X-Men!au Cover Art by @2964_KO