Sabah kalktığımda gülümsedim. İlk işim bu oldu. Çok mutluydum ve bir daha üzülmek istemiyordum.
Ablama minnettardım.Yatağımdan kalkıp banyoya girdim. Aynanın karşısına geçtiğimde ise kaç ay sonra ilk defa gülümsediğimi farkettim. Saçlarım baya uzamıştı ve artık kestirme vaktim gelmişti. Sırtımın altına kadar uzanıyordu.
Ben komaya girmeden önce daha belime gelmiyolardı.Bileğimdeki tokayı alıp topuz yaptım. Elimi ve yüzümüde yıkayıp odadan çıktım.
Kapının tıklanmasıyla Çağrı abi içeriye girdi. Heyo valizler gelmişti.
"Bunlar senin ufaklık"
Çağrı abiye ters bir bakış atıp
"Ben ufaklık değilim"dedim.Arkadan Burak ile ablamın gülme sesi gelince bende güldüm.
"Gülmesenize ya"
İkiside susup bize baktılar.
"Tamam ablacım ufaklık değilsin"
Ablama bakıp kendimi yatağa attım.
"Nasıl yerleştiricem ben şimdi burayı?"
Burak "Sen yapmicaksın birilerini tuttuk. Her şeyi onlar halledicek"diyince boynuna atlayasım gelmişti ama sonradan vazgeçtim.
"Ayyy yerim sizi nasılda beni düşünürlermiş"
Çağrı abi bana bakıp
"Seni düşünmedik Çağla'cım ben kendimi düşündüm. Kendimi hiç yoramazdım."diyince ablama baktım."Ablacım ya Berkay abi beni daha çok düşünüyordu. O enişteme ne oldu?"
Çağrı abiye bakıp sırıttığımda koşarak odadan kaçtım.
"Çağlaaaaaaaa"
"Gellll ablacım kaçışın yokkk"
"Ufakklıkkkkk"
"Berkay kim Naz?"
"O kim yani eniştem diyor"
Ablam ile Çağrı abiye gülümseyip bahçenin kapısından koşarak havuzun yanına gittim.
Tam beni tutacaklarken ikisininde kolundan tutup havuza attım.Yaşasın kötülük.
"Yaaa olamaz ıslandım"
Kahkaha atıp dil çıkardım.
Burak yanıma gelince onuda atmaya karar verdim. Yavaş yavaş yanına yaklaşarak kolundan tuttuğumda tüm planım suya düştü. Burak beni havuza atmıştı ama kolundan tuttuğum için oda benimle düşmüştü.
Yüzme bilmiyordum ben ve şuan suyun içinde çırpınıyordum.
Yüzeye çıkıp tekrar battığımda artık nefes alıcak gücüm kalmamıştı.
Bir kol tarafından yukarıya çekildiğimde derin bir nefes aldım.Burak'ın kollarından sıkıca tutundum.
"İyimisin?"Kafamı aşağı yukarı salladım.
"Boğuluyordum be"
Çağrı abi yanıma gelip yüzüme su sıçrattı.
"Eee Çağla'cım ne demişler gülme komşuna gelir başına"
Kendi halime gülüp Burak'a baktığımda bana bakıyordu. Gözlerimi kaçırıp ablama baktım.
"Bana yüzmeyi öğretirmisiniz?"
●●●3 saattir aralıksız yüzüyordum ve gerçektende çok çabuk öğrenmiştim.
Havuzdan çıkıp havluya sarındım. Çok üşümüştüm.
"Yemek hazır"diye bağıran ablamla asansöre bindim.
Odama gelince üzerime siyah dar kotumu giyip üstünede pudra tişörtümü giyinip odadan çıktım.Her şey yerleştirilmişti ve evin eksikleri alınmıştı.
Başım ağrıyordu yine ama öncekiler gibi değildi çok azdı. Doktor zaten söylemişti ağrıyacağını ve bunun içinde ilaç vermişti.
Mutfağa geldiğimde kızartma kokuları burnuma doldu."Mis gibi koktular"
Ablam bardağıma kahvemi doldurup yerine geçti.
"Afiyet olsun"
Tabağıma ne varsa doldurup iştahla yemeye başladım.
Burak ve Çağrı abiye baktığımda bana güldüklerini gördüm.
Yiyişimi yavaşlatıp şirince gülümsedim."Ne bakıyorsunuz ya açım ben aç"
Hep birlikte gülerlerken onları takmayıp kahvaltımı yapmaya devam ettim.
Yemek,rezil olmaktan daha önemlidir.
Yemek yemek en güzel şeylerden biridir.
Canım yemek, güzel yemek.İyice saçmaladığımı farkedip düşüncelerimden sıyrıldım.
Burak" bugün misafirimiz var" diyince şaşırmıştım.
Kim olabilirdi ki?"Pınar ile Rüzgar"
Düşündüğüm Pınar ile Rüzgar'mıydı?
"Benim arkadaşlarım olanmı?"
Ablam kafasını evet anlamında sallayınca sevinçle ayağa kalktım.
Çok özlemiştim onları."Ne zaman gelecekler peki?"
Çağrı abi "birazdan gelirler bir süre bizde kalacaklar"diyince yine sevinmiştim.
Pınar ve Rüzgar ile çocukluk arkadaşıydık.
Onlar benim ailem gibilerdi.
Geçen senede nişanlanmışlardı ve evlilik hazırlığı yapıyorlardı.Çok eğlenecektik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖYLÜ KIZ
RomanceO klasik gün benim hayatımın dönüm noktasıydı. Kim bilirdiki bir anda hayatımın değişeceğini.