hi moomin!

33 姆明

"Sıra arkadaşınız ile beraber bir tabloya bunları çizip boyayacaksınız. En güzel olanı sergiye vereceğimi unutmayın!"

SeoNeul masanın üzerindeki beyaz önlüğü oku eteğinin ve gömleğinin üzerine geçirdi. İpleri belinin arkasına toplarkan yanındaki Renjun ipleri onun elinden aldı.

"Ben bağlarım."

Kıza arkadan yaklaştı ve ipleri belinde sıkı bir kurdele şeklinde bağladı. SeoNeul'un midesinde kelebekler oluşurken Renjun SeoNeul'un arkasından çekildi.

Kız da oğlanın iplerini bağladı. Ardından şövalenin başına geçip elindeki çiçeği koklayan kadın heykeline baktılar. Bunu çizmeleri gerekiyordu.

İkisi de ellerine 2B kalemleri aldılar. Renjun sol, SeoNeul sağ tarafta duruyordu. İkisi de şövaledeki tuvale eğildiğinde omuzları çarpıştı.

"Önce ana hatlarını belirleyelim," dedi Renjun fısıldayarak. Dip dibe oldukları için çocuğun ılık nefesı kızın yanağına çarptı.

"Tamam," dedi kız ve heykelin ana hatlarını çizmeye başladı. Renjun da aynı anda yardım ediyordu.

Çizmeyi bitirince detaylara geçtiler. Heykelin saçlarını, göz çukurlarını, elmacık kemiklerinin keskinliğini, çiçeklerin dikenlerinin gölgelerini...

"Gölgelendirme fırçasını verir misin?" Renjun sorduğunda kiz başını salladı ve ince fırçayı çocuğa verdi.

10 dakika sonra renklendirmeye geçtiler. Ellerine yağlı boyaları aldılar. Fırçaları, paletleri önlerine koydular. Temiz ve kirli olacak suları kaplara koydular.

Önce astar olarak boyadılar. Kuruduktan sonra renk geçişlerini ve gölgelendirmeleri yapmaya başladılar.

"SeoNeul."

Kız yanındaki çocuğa baktı. Paletteki boyaları karıştırırken oldukça hoş duruyordu. Kızıl saçları alnına dökülüyordu.

"Hm?"

"Jeno ile aynı sınıftaydın değil mi?"

SeoNeul başını sallarken koyu eflatun rengine fırçasını daldırdı ve çiçeklere gölge yapmaya başladı. "Neden sordun?"

"Ah, hiç," dedi Renjun gülümseyerek. "Yalnızca merak ettim."

"Peki."

Tekrar sessizlik oldu. İkisi de omuz omuza boyama işini yaparlarken Renjun yeniden konuşmaya başladı.

"Ne tür filmler seversin?"

SeoNeul gülümsedi ve çocuğa baktı. Gözleri birleşince kalbi küt küt atmaya başladı. "Animasyon ve fantastik severim."

"Woah, izlediğin animasyonlar var mı?" Renjun gülümseyerek sorduğunda SeoNeul boyama işine devam etti.

"Hmm, şu an yok." Başını sola yatırırken boyalı eliyle yanağını kaşıdı. "Ama Moomin'e başlayacağım."

"GERÇEKTEN Mİ?!" Renjun birden heyecanla bağırdığında herkes ona tuhaf tuhaf baktı. SeoNeul gülümserken kaşlarını kaldırdı.

"Renjun sakin ol!" Kıkırdadı. "Moomin sever misin?"

"Evet!" Çocuk dişlerini göstererek gülümsüyordu. "Çin'deyken sürekli izlerdim. Kore'ye gelince çok sık izleyemedim ama takip etmeye çalışıyorum!"

"Ah, sevindim!" SeoNeul içten bir şekilde gülümsedi.

Renjun da gülümsedi ve birden sağ elini kızın sol yanağın koydu.

SeoNeul'un gülümsemesi donup kalırken Renjun baş parmağıyla kızın yanağını okşadı.

SeoNeul kızarırken kalbi küt küt atıyordu. O sırada zil çaldı.

"Yanağına boya bulaşmış, denedim ama çıkmadı." Renjun elini çekip arkasını dönerek boyalarını toparlamaya başlayınca SeoNeul gerçekliğin farkına vardı.

Jeno'ya söylediği gibi, kesinlikle çinli çocuk Huang Renjun'a aşıktı.

***

Kaç gündür beynimde sen olsan bari çalıyor hafıza resetlenebiliyor mu?¿