Her gün olduğu gibi lanet ederek yumuşak yatağımdan kalktım. Okula hazırlanmak için önce banyoya gidip genel işlerimi hallettim daha sonra,dolabımdan siyah dar mini askılı spor elbisemi aldım ve üzerime geçirdim. Hızla saçımı ve makyajımı yapıp çantamı da hazırlayıp evden çıktım.
Ders yetirince geç kalmıştım ve arabam ile gitsem bile okulun orada kesinlikle park yeri bulamazdım. Bu yüzden hızlıca bir taksi durdurdum.
"İyi günler efendim. Nereye?"
"Columbia Üniversitesi"
***
Kısa süren yolculuğun sonunda okula gelmiştim dersin başlamasına yaklaşık 2-3 dk vardı hemen dersimin olduğu salona koştum ancak içeri de kimse yoktu. Hemen ekonomi son sınıftan olan birisini gördüm ve sorudum.
"Şey Bayan Anabel'in dersi iptal mi oldu?"
"Hayır. Şuan bütün ekonomi son sınıf öğrencileri büyük gösteri salonunda olmalı Jake Gyllenhaal gelmiş."
" Jake Gyllenhaal..?"
" Gyllenhaal şirketinin sahibi."
"mm... Pekala teşekkür ederim." dedim ve çok da hızlı olmayan adımlarım ile gösteri salonuna ilerledim. Sunum başlamıştı ve ben en ön kapıdan girmek zorundaydım arka kapı gösteri başladıktan sonra kapanırdı.
Büyük kapının aralık olduğunu görünce sevinçle gülümsedim. Daha fazla vakit kaybetmeden içeri girdi herkes pür dikkat Bay Gyllenhaal 'ı izliyordu. Daha önce bu şirketin adını bir çok kez duymuştum. Ekonomi alanı dışında da bir çok alanda gelişmişti ve bildiğim kadarı ile son senelerde savunma sanayisi ile de adını sıkça duyurmuştu.
Gözlerimi ne kadar arkada gezdirsem de yer bulamamıştım... En önde ki koltuklardan birine oturmak için geçerken bir kaç göz bana bakmıştı ve kesinlikle ilgi dağıttığım için bana sinir olmuşlardı omuz silkerek yerime geçtim. Okulumuzun sahiplerinden Bay Wilson sahnede ki adama sorular soruyordu. Bay Gyllenhaal olduğunu düşündüğüm kişi ise cevaplar veriyordu.
Adamı biraz daha inceledim. Çok fit ve genç duruyordu keskin yüz hatları ve kaslı bir vücuda sahipti... Düşündüğümün kat ve kat yakışıklısıydı... Şirket sahibi denilince insanın aklına 45-50 yaşlarına kel adamlar geliyor... Eminim ki bir çok kişinin şu anda dibi düşmüştü. Tamam belki benimde biraz düşmüştü.
Düşüncelerimden uzaklaşıp konuşmayı dinlemeye başladım. Bay Wilson konuşmaya devam ederken Bay Gyllenhaal'e göz göze geldim. Bir süre göz göze kaldık ve kesinlikle gözlerine hipnoz olmuştum.
Bay Wilson'un sorusu ile ilk gözlerini çeken o olmuştu... Ben ise hala ona bakıyordum. Kendime gelmem gerektiğini hatırlatıp bakışlarımı sahneden çektim
***
Uzun süren sunum bitmişti ve herkes salondan çıkıyordu. Sunum boyunca bir kaç kez daha Bay Gyllenhaal ile göz göze gelmiştik ve bu adamla her bakıştığımız da hipnoz olmuştum.
Herkes gibi bende salondan çıktım. Bu gün Bayan Anabel'in dersi iptal olmuş ve sunuma gitmişti başka bir dersim olmadığı için çantamdan telefonumu çıkardım ve Ariel'i aramak için rehberime girdim. Ariel en yakın arkadaşımdı ve kesinlikle bir kaç tahtası eksikti...
Genelde boş sakin ve oldukça uzun olan koridorda yürürken hala Telefonumda Ariel'in numarasını arıyordum. Vücudum sert bir bedene çarpınca öfkeyle kafamı kaldırdım.
"Dikkatli ols-" kafamı kaldırıp gözlerimin salondaki gözler ile buluşması ve sözümü yarıda kesmem bir olmuştu. Gözlerine bir süre baktıktan sonra "Özür dilerim Bay Gyllenhaaly" dedim. Arkasında duran korumaları oldukça korkunç duruyordu ve bu yüzden adama kesinlikle diklenemezdim.
"Önemli değil Bayan..?" dedi kadifemsi ses tonu ile...
"Megan Miller efendim." dedim kısaca. Çarpıştığımız için hala yakın duruyorduk bunu fark ettiğim için bir adım geri gittim gözlerimi gözlerinden asla ayırmadım.
"Tanıştığıma memnun oldum Megan" dedi ismimi bastırarak ve elini uzattı bende elimi uzattım ve nazikçe sıktım "Bende memnun oldum Bay Gyllenhaal" dedim
"Bir daha ki sefer daha dikkatli ol Bayan Miller" dedi ve korumaları yanımdan geçip uzun koridor da uzaklaştılar. Arkasından baktıktan sonra hemen Ariel'i aradım ve akşam için buluşma ayarladım...
