8.Bölüm | "Ölüm raporu"

330 20 2
                                    

-Ölüm raporu

Kurban boynundan aldığı yara ile soluk borusunun parçalanması sonucu ölmüştür. Boynunun parçalayan kesici cisim el veya makine yapımı yapay bir madde değildir...

Diş pençe veya tırnak gibi bir şey kızın boğazını parçaladı. Herkesin ortasında. İmkansız gibi mi duruyor. Olmaması kötü. Sırada kim var neler oluyor bilemiyorum. ,

Şimdi gelelim deri kaplı siyah kitapçığımıza. Okuyamadım. Lanet olası şey bizim dilimizde değil. Herhangi bir dilde de değil şimdiye kadar gördüğüm. Kütüphaneye gidip eski dilleri araştıracaktım okuldan önce.

Ama şimdi giyineyim. Hiç bir şey yok dercesine dolaba baktım. Dizime kadar siyah çorap altına siyah deri. Metalik zımbaları olan botlarım. Yırtık siyah kot şort. Belinde yanda bir zincir vardı. Hoşuma gitmedi çıkardım. Üstüne korse bordo bluz. Ve deri Yelek. Üstüne siyah berem. Üstünde kırmızı yazı yazıyor.

Eyelinerımı çekip rimelimi parlayıcımı sürdüm. Çorapları son kez çektim bagetlerimi şort çantama koydum ve evden çıktı. Gazetede gözüme ilk çarpan haberin dünkü ölüm olması kötüydü bu gün o okula gitmek can sıkıcı.

Korkacak bir şeyim yok. Kaybedebileceğim bir şey de. Hap kutumu çantama attım. Hava sisliydi. Evin verandasında gıcırdayan tahtalardan yavaşça merdivenleri indim. Kulaklıklarımı taktım. Şimdi şarkı açıp dünya ile ilişkimi kesebilirdim. Bullet for my valentine. Bu grubu eski bir arkadaş önermişti. Bir yaz günü. Ellerimde kan. Daha şizofren denmeden önce. Bileklerimizden akan kanlar. Kollarımı tuttu. Ellerim titriyordu. Cesedi gömdükten sonra. Sakin ol dedi. Sakin ol. Ve müzikten bahsetmeye başladı. Rahatlamam için. Onu özleyceğim . Bir ara bahsederim şimdi okula girmeliyim.

İnsanlar daha sessiz gelmeyenler var kurbanın yakın arkadaşları. Ortada bir ölüm ses getirmişti ve benim ilk kez işte parmağım yoktu. Koridorda bağırmak istiyordum hey eğer her kimsen bu kasaba benim cinayet mahalim burada birden fazla psikopata yer yok.

Arkamda bir anda biri "Yaaa öyle mi" dedi. Soğuk nefesi boynumda.Nefesi,yavaşça sırtımdaki tüyleri okşuyordu. İçimde bir adrenalin patlaması vardı. Bir erkek. Sesli düşünmüyordum. Bu o gizemli çocuk. Aklımdan geçenleri bilemezdi değil mi... (?)

O kadar emin olma. Dedi. Neydi şimdi bu bir çeşit şaka mı. Öyle olmasını umarak arkamı döndüm. Ölü bakışlarla kanımı donduruyordu. " Hava kasvetli değil mi" dedi ve gözlerini bana dikerek piç bir şekilde gülümsemeye başladı. Evet. Evet öyle. Dedim ve kafamla onayladım. Neydi bu. Az önce tehdit edercesine konuşurken şimdi dost davranıyordu. Amacı her neyse planları iyi olmalıydı. Ahh gerizekalı. Kıçımı yala !

"Neyse" diyerek ona dişlerimin arasından tısladım ardından gözlerimi devirerek  arkamı döndüm yürümeye başladım. Gene o zonklama. Sınıfa çantamı fırlatıp tuvalete koştum boğazımdan kusacak gibi bir sıvı yükseliyordu. Lavaboya tükürdüm. Sıcak kan. İç sesim bağırıyordu "BU NE LAN !?" ona katılıyorum. Bu da neyin nesiydi. Kan tadını severim. Ama bu biraz daha farklıydı. Tekrarlıyorum "bu ne lan ?"

Bu imkansızdı kan kusuyor olmam için organlarımın parçalanmış olması gerekirdi ciddi bir durumdu. Soluk renkli tenim ve mor göz altlarım aynadaki yansımam . Sevmemiştim. daha iyi olabilirdim. Elimi ağzımı temizledim. Titreyen ellerimle kendimi sardım tenim sıcak elim ve yüzüm soğuktu. Sınıfa döndüm ve çantamı yerden alarak arka sıralardan birine oturdum.

İşkence bitseydi de kurtulsaydım. Halüsinasyon görmeye başladım. Sanki farklı bir varlık bana doğru yaklaşıyordu. Ve asıl sorun şu ki .Halüsinasyon olduğundan bile emin değildim. Titremeye başladım.

Hiç kimse onu görmüyordu hallerinden belliydi çünkü görseler ,kız çocukları gibi kaçışırlardı . Garipti.

O anda bir şey dikkatimi çekti. Elleri daha doğrusu pençeleri. Uzunlardı. Ölüm raporunda pençe olmadığı yazıyordu? Nasıl göt bir olayın içindeyim . Kolunda bir dövme vardı , bu dövme bana şeyi anımsatmıştı...şey..hıh. Benim bulduğum o garip defterin üstündeki harflerdendi bunlar. Nerde olsam bu harfleri ayırt edebilirim. Hayatımda görüdüm en boktan harf bunlar be !

"HARFLERİN ANLAMLARINI SÖYLE BANA" diye bağırdım. Sanki bu bir yansımaydı ve ben bağırdıkça siliniyordu. Kafamdan... Hafızamdan... Her yerden siliniyordu. Güçsüzleşiyor muydu yoksa güçlerini şimdi harcamak istemiyor muydu ? Garip.

Sınıftakiler "Beck yerine geç ne harfi ? "

Arkadan bir iki fısıldaşma "Ne diyor bu sürtük"

Başım dönüyordu ve ağzım acayip kurumuştu adımlarımın güçsüzleştiğini hissediyordum . Sanki birisi kanımı vücudumdan çekiyordu ve ben ölüyordum. Yada ölü gibi bir şeyler.

*  *  *  *

Gözlerimi açtığımda ilk sözlerim "Hangi cehennemdeyim ? " olmuştu. Üstümde beyaz bir kıyafet ve battaniyeler. SİKTİR. SİKTİR.

REHABİLİTASYON !

HAYIR HAYIR. HAYIR.

Tekrar burada yaşayamam. Ablam tam yanımdaydı. "Becky iyi misin ?"

"Sürtük beni tekrar buraya getirmemeliydin. Senden nefret ediyorum!"

Bağırıyordum. Hemen bir kaç orospu çocuğu gelip elimi ve ayaklarımı yatağa bağladılar. Ablam "Henüz hazır değilsin ! Bu senin iyiliğin için "dedi ağlıyordu .

"Sürtüksün ! İntikam listemde olacaksın. İntikam listemde olacaksın. . İntikam listemde olacaksın..."

Tekrarlamaya devam ederken ablam odadan çoktan çıkmıştı. Diğerleri beni çözüp , beyaz odada beni bırakıp gittiler. İşte beyaz ışığımdaydım tekrar. Siktiğimin beyaz ışığında.

Yoksa ben ölmüş müydüm ve cidden bu oda benim beyaz ışığım mıydı ? Şu an hastanede ablam pencereden beni izliyor ve doktorlar kalp atışlarımı düzeltmeye mi çalışıyordu ?

SAÇMALAMAYI KESMELİYİM.

O dada yeni perdeler vardı. Yere kadar ve uzunlardı , beyaz renklilerdi yine. NEDEN BEYAZ ??

Burada da beni ziyaret edebilirler miydi ? Onlar.

Halüsinasyonlar ?

Defter! Defter nerde onu almam lazımdı.

Arkamda dışarıda bıraktığım hayat yarım kalamazdı.

Ben Becky Biarsack'tım. Hiç bir işim yarım kalmazdı.

İntikam almaktan artık pek haz almıyordum uzun sürüyordu ama ödeşmek adettendir değil mi ??

:)

PSYCHOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin