Sülalecek benim eve dönmemi kutladık. Karnımız şişene kadar yedik.Geç saatlere kadar eğlendik falan fistan... Babaannemler başta olmak üzere herkez evlere dağılmıştı. O kadar eğlenceden sonra temizliği yine "ben" yapmıştım. O kadar rehebilitasyondan çıkmışız. İnsaf yani.
Saat bir - iki civarı yataklara geçtik. Kulaklıklarımı takıp yatağıma sokuldum. Yarın okula gidecektim. Acaba tepkileri ne olacaktı. Bana bir deli gözüyle mi bakacaklardı ? Yoksa acınası bir şekilde beni boydan boya süzecekler miydi ? Bunun gibi bir sürü psişik sorular beynimde dönüp dolaştı. Bir süre sonra göz kapaklarıma hakim olmadığımı hissettim. Kulaklıklarımı yanı başımda duran masaya koyduktan sonra örtümü güzelce örtünüp uyudum.
Sabah alarmın çalmadan beş dakika önce uyanmıştım. Alarma acınası bir şekilde bakıp "seni yendim gerizekalı" bakışı attım. Üstümde siyah ince çorap. Siyah şort. Gri Obey sweat vardı saçımı moda sayfalarındaki gibi olmasada güzelce bir topuz yaptım. Ayağıma Siyah Dr. Martens botlarımı giydim ve çantamı alıp çıktım evden.
Okulu ne kadar sevmesemde merak ediyordum. Değişiklik var mı yok mu diye. O yüzden otobüsle gitmeye karar verdim. Yaklaşık beş dakika sonra okulun önünde inmiştim.Derin bir nefes alıp verdikten sonra okulun bahçesinde yürümeye başladım. Yavaş yavaş etrafı süzüyordum. Okul'un kapısının önünde durmuş bakınıyordum ki sürtüğün teki koluma çarpıp "yolu kapattığının farkında mısın ? " dedi sesi o kadar yavşakça çıkmıştı ki ağzının ortasına yumruk atmamak için kendimi nasıl tuttuğumu bende bilmiyorum.İlk günden uzaklaştırma almamalıydım. Ona bakan gözlerimi kaydırarak bir adım yana kaydım ve geçmesine izin verdim. Bunlar buralarda yeni olmalılardı ki beni tanımıyorlardı. Ohh... Kızım eğer bir yamuğunu daha görürsem işkence yapacağım kişiler arasına adın eklenebilir.Neyse Siktir et. Okul koridorunda yavaş adımlarla ilerliyordum.Koridorlara filmlerdeki gibi dolaplar yaptırılmıştı. Hemen müdürün odasına gidip dolabımı öğrendim. Şifre falan fistan derken. Dolabım on-iki numara. Şansa bakın ki on- üç numarada Hannah var...
İlk dersime girmeden önce sigara içmek istemiştim. Önceden , hep arka bahçede bir yığın çalılığın arasında içerdim. Şimdi her yere güvenlik kamerası koymuşlar. Kırmayı düşündüm ama kameranın yanı sıra bir kaç bekçide vardı. İçimden milyonlarca kez Hassiktir dediğimi anımsıyorum.
Neyse sigara işide yattı. ilk derse girdim. Yoklama alınıyordu. Hoca adımı okudu :
-Beck Biersack
-Burda !
sesim yankılanmıştı. Anlaşılan beni fark edemeyenler arkaya dönüp yanındakilerle fısıldaşmaya başladılar. Sağ taraftan bir ses "deliymiş" dedi. "Deli değilim !" dedim. Herkez tekrar gözlerini bana yöneltti bu sefer biraz kaygılılardı.Hoca gözlükler'nin altından zar zor gözüken gözleriyle , anlamsız bakışlarını bana yöneltmişti."İsterseniz kendimi tanıtmama müsade edin " dedim. Sesimde imalı bir ton kullanıyordum. Tahtaya doğru yürüdüm.
" Eveeet . Belki bir çoğunuz duymuşsunuzdur. "Beck Biersack" hmm şu deli kız mı falan diyeceksiniz şimdi biliyorum. Ama öncelikle şuna bir açıklık getireyim. DELİ denmesinden hoşlanmam (bastıra bastıra söylemiştim. ) Gerçekten bir deli görmek istiyormusunuz ? O zaman önyargıyla kaplanmış olan bedeninizi aynaya çevirin işte asıl deli onlardır. Rehabilitasyona gitme nedenime gelirsek. Orası biraz karışık ve sinir bozucu bir durum.Zamanı geldiğinde öğrenirsiniz. " lafıma devam edecekken hocanın rahatsızca öksürdüğünü fark ettim. Heralde bu kadar yeter demek istiyordu. "Herneyse..." dedim ve yerime geçtim. Sonra herkez kendini tanıtmaya başladı...
Zil çalınca kafeteryaya indim. Tam elimde tepsi oturacaktım ki sandalyemi çekti ve "hayır hayır , burası benim yerim. Anladın mı ? Senin gibi deliler için şurada bir yer var sanırım " dedi ve yüksek bir kahkayla güldü. Kendime hakim olmak için tepsinin kenarlarını sıkıyordum.Masanın diğer tarafına geçti. Hala daha benim hakkımda knouştuğunu duyabiliyordum. Sesi kulaklarımda yankılanıyordu.Dayanamayıp masanın diğer tarafından üstüne atladım. Herkez bir anda bağırmaya gaz vermeye başlamıştı.Kızı altımda yumruklamaya devam ettim. O anda içeriye müdür girdi. "Ne oluyor burda !" Sesi kafeteryada yankılanmıştı. ani bir sessizlik sardı etrafı. Kızın üstünden kalktım. Kızın dudağu patlamıştı. Müdür'ün odasına gittik. "Sorun ne Bonnie " diye kıza doğru döndü. Demek adın Bonnieydi. İntikam listemde çok güzel duracağına eminim.Müdüre" Birden üstüme atladı " demişti. Oda diyerleri gibi yalancıydı. Yalan söylerken yüzüne takındığı köpek yavrusu bakışı ona tam oturmuştu.Gözlerimi ona dikmiş bakıyordum daha ne kadar atabilir diye. Neyse zaten doğruları söylese bile gene suçlu bendim. Neden mi ? Çünkü hep mağdurun tarafını tutarlar. Kızn dudağıda patlamış zaten.Üzülerek söylüyorum ; ne yazık ki ilk günden uzaklaştırma almıştım üç gün. Eve gittim.
Ablam neden erken döndün diyerek bana meraklı gözlerini yöneltti. Olayı anlattım, kızmıştı ama belli etmiyordu. Olaydada bana hak vermişti."Az bile yapmışsın" dedi ve gözlerini benden kaçırarak ekledi "Asıl böyle yapanları rehabilitasyona göndermeli" diye de ekledi..Haklı.
Odama geçtim laptopumu kucağıma alıp yabancı dizi izlemeye başladım arada bir tıkınıp duruyordum. Yatağımın altından bir kağıt çıkardım. Ve kağıdın boş kalan bir yerine BONNİE yazdım. Anlarsınız ya intikam listesi doluyor sürtükler.
Okuyanlara teşekkür ederim. ^^
+6 vote yenisi gelir :)