Kilig | Min Yoongi

3∆

Medya; Suga so far away

Saat sabah 7'ye gelirken Yoongi gece boyu Shery ile konuşmaktan uyuyamadığı yataktan kalktı. Telefonunu sarja takıp kendini oturma odasında ki koltuğa attı.

Neden Shery'ye mesaj attığını düşündü. Daha doğrusu neden anonim olarak mesaj attığını. Şuan ise karşısına geçip selam ben saatlerce konuştuğun o çocuk diyemem diye düşünüyordu. Yaptığı şeyler bir anda çok saçmaymış gibi geldi. Aslında içten içe korkuyordu ama bunu kendisine itiraf edemiyordu. Daha 24 saattir tanıdığı bir kıza değer vermek onu korkutuyordu.

Ani bir kararla ayağa fırlayıp sarjdaki telefonunu aldı. Arka kapağı açıp içindeki hattı çıkarıp kendi hattını taktı ve indirdiği mesajlaşma uygulamasını sildi. lifeisshit hattını da odada bir yere fırlattı. Şuan içinin rahatlaması gerekiyordu, en azından öyle olmasını ummuştu. Ama aklına her Shery geldiğinde hızlı hızlı atan kalbi bırakın rahatlamayı ağrımaya başlamıştı.

Uzun kemikli ellerini saçlarının arasından geçirdi. Gözleri uyku dileniyordu ama aklı o kadar doluydu ki bir türlü uyuyamıyordu. Rahatsızca sağa sola döndükten yarım saat sonra rahatsız bir uykuya dalmıştı.

~

Shery tam uykuya dalacakken yan odadan sesler gelmeye başladı. Grace ve Blue kalkmıştı. Kafasını yastığın altına gömerek gözlerini yumdu. 5 dakika gibi gelen bir uykunun ardından Erica'nın üstüne atlamasıyla uyandı. Gözleri uykusuzluktan şiştiği için açmakta zorlanıyordu. "Kalk üstümden Erica uyumak istiyorum." diyerek Erica'yı üstünden attı. Çarşafı kafasına kadar çekip tekrar uykuya daldı ve Erica'nın söylenmelerini dinlemedi.

Saat öğleden sonra 1 gibi havanın sıcaklığından dolayı terleyerek uyanmıştı Shery. Evin içindeki seslerin azlığından kızların bazılarının evde olmadığını düşünüyordu. Oflayarak yataktan kalktı ve banyoya girdi. Çıktığında saat 2'ye geliyordu. Telefonuna mesaj gelmiş mi diye baktı ama hiç mesaj yoktu. Uykusuzluktan hoşlanmadığını söylemişti büyük ihtimal uyuyordu.

Oturma odasına gidip odadakilere baktı. Tiffany ve Mery hariç kimse yoktu. Soru soran gözlerle o ikisine bakınca Tiffany açıklamaya başladı. Mery ise ojesini sürmeye devam etti. "Herkes dışarıya çıktı. Grace, Lydia ve Blue kütüphaneye oradan da film DVD'lerinin satıldığı yere gideceklermiş. Erica biraz önce çok uykusu olduğu için biraz uyumaya gitti. Mya ve Tyfo da markete gitti." diyerek göz kırpmaya çalıştı. Market diyince kalbinin hızlandığını hissetti Shery.

Tiffany ve Mery'yi filme ve dedikoduya devam etmeleri için yalnız bırakıp tekrar telefonunu aldı. Hala mesaj yoktu. 23 yaşında olmasına rağmen liseli sevgililer gibi telefon başında beklediğini görünce gülmek istedi. Telefonun ekranını açıp mesaj ekranına girdi.

Shery: hala uyuyor musun bay ben uykusuzluktan hoşlanmam?

Mesajı tek tik olarak kalınca şaşırsa da omuz silkip telefonu tekrar kapattı. Hala uykusu olduğunu farkedince hazır evde sessizken yatağa girip uyumaya başladı.

~

"Ya ben yapmadım diyorum Mya neden inanmıyorsun?" Tyfo'nun sesi oturma odasında olmasına rağmen Shery'ye kadar geliyordu. Bir anda kırılma sesleri gelince Shery hızla yataktan doğruldu ve yanlarına koştu. Kapıdan girince Mery'nin "Uyuyor olmasına rağmen 10 saniyede geldi." dediğini duysa da kimse ona cevap vermemişti.

Olayı anladığında ise rahat bir nefes alarak kırdıkları bardağı temizlemelerini isteyerek koltuğa oturdu. Tiffany Mya'nın telefonunu alarak Jimin'e mesaj atmıştı ve Mya da bunu Tyfo yaptı sanıp üstüne atlamıştı. Shery telefonunu alıp interneti açtı. Hala mesaj olmaması onu endileşelendirmişti.

Shery: hayat boktan nerelerdesin? .d

Yanına gelen Lydia telefona bir bakış atıp Shery'ye döndü. "Sabaha kadar uyumadın hala o çocuğa mesaj atıyorsun. Bak tek tik işte sen de bu saate kadar uyusaydın keşke." diyerek kafasını omzuna yasladı. Shery, Lydia'nın omzuna yasladığı kafasına kendi kafasını yasladı. "Kız yoksa sevdin mi sen bu çocuğu?"

Shery duyduğu şeyle birden kafasını kaldırdı. Ona cevap vermek yerine telefonun mesaj ekranını açtı.

Shery: bu kadar kısa sürede mesaj atmana alışmam çok saçma
ve yine tek tik
kaç saat uyuyor olabilirsin ki

Bölüm Sonu√