Babamı aradım ondan birkaç adam toplamasını istedim. O olanları biliyordu ve ne yaparsam yapiyim hep beni desteklerdi. Adamlarla birlikte Jackson'un takıldığı mekanlardan birine gittik. O ibne ordaydı. Bir süre onu izledim ve tuvalete gittiğini fark ettim, buranın sahibi babamın yakın arkadaşıydı. İçerideki herkesi dışarı çıkardık, kapıyı kilitledim ve önünde beklemeye başladım. Jackson tuvaletten çıktı. Etrafa mal mal baktığını görebiliyordum. Kapı cam olduğu için onu rahatlıkla izleyebiliyordum. Beni görmüş olmalı ki kapının oraya geldi.
- Beni burdan çıkar!
"hayır" anlamında kafamı sağa sola salladım.
Elimdeki benzin bidonunu kapıya, duvarlara ve çevresine dökmeye basladım. Jackson'un gözlerinin büyüdüğünü görebiliyordum. Elime kibrit alıp çaktım. Kibrit elimde yanıyordu. Baya uzun bir sure elimde tuttum sonra kibrit söndü. Jackson'un rahatladığını görebilmiştim. Ama o kadar kolay degildi. Cebimden kibriti tekrar çıkardım, İçinden bi tane aldım Jackson kapıyı yumrukluyordu, onu öyle görünce tabiki acımadım. Ama onun kadar şerefsiz değildim. Kapıyı açtım, tam geçicekken kolumu uzattım :
- Umarım bir daha sevgilimin yakınlarında dolaşmazsın. Bidahaki sefere burdan sağ çıkamaya bilirsin. Beni anladığını umuyorum.diyip kolumu çektim ve geçmesine izin verdim. Sonra tek bir kibrit alıp yere attım ve her yer yandı. Arkamı donup arabama doğru yürümeye başladım.
+++++++++++++++++++++++++++++++++
Victoria'nın ağzından :
Dün Matty beni hic aramamıştı. Bugün de aramadı. Onun için endişeleniyorum ve de korkuyorum ayrıca ona çok sinirliyim. Telefonu elime aldım ve onu aradım. Ama telefonu kapalıydı. Artık daha fazla dayanamayıp evine gitmeye karar verdim.
Otobüse bindim, kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Baya kendimden geçmiştim. Sonra yanima bir amcanın oturduğunu fark ettim, baya yaşlı bir amcaydı saçına sakalına ak düşmüş. Pek fazla aldırış etmedim ve şarkımı dinlemeye devam ettim. Sonra amca dirseğini göğüsüme deydirmeye başladı. Biraz yana kaydım ve onun o iğrenç dirseğinden kurtuldum. Daha sonra bacaklarıma baktıginı fark ettim, şort giyinmiştim, çantamı dizlerimin uzerine koyup kapattım. Biraz daha oturduktan sonra rahatsız oldum, ineceğim durak yaklaşmıştı bu yuzden arka kapıya doğru gittim. Fazla geçmeden bu "azgın kart papaz" kalkıp karşıma geçti ve göğüslerime bakmaya başladı. Çok fazla dekoltem de yoktu ama pislik işte. Tişörtümün düğmelerini bogazıma kadar ilikledim. İneceğim durak gelmişti, kapı açılmış aşağı inmistim. Arkamı döndüğümde o pislik herif yine arkamda beni takip ediyordu.
Koşmaya başladım Matty'lerin evi yakındı ama bu adam o evi ögrenmemeliydi, bir sokaga girip orda bekledim fazla geçmeden amca sokağa girdi bir anda karşısına çıktım, korkmuş olmalı ki gözleri büyümüştü sonrada kalbini tutmaya başladı. Lanet olsun kalp krizi mi geciriyordu. Hemen ambulansı aradım, birkaç dakika sonra geldiler amcayı alıp hastaneye götürdüler. Bende yoluma devam ettim.
Mat'lerin kapısının önüne geldim, zili çaldım hizmetçileri açtı. Beni görünce :
- Hoş geldiniz Victoria
- Hoş bulduk canım. dedim içten bir gulumseme ile birlikte.
- Matty odasında uyuyor?
- Sorun değil ben uyandırırım.
diyip odasına doğru gittim.
İçeri girince Matty'nin ne karar tatlı bir şekilde uyuduğunu gördüm. Bir dakika yüzünde yaralar vardı. Neden olmuştu ki bunlar?....... Yanına gittim ve bos olan köşeye yattım. Saatlerce onu izledim belki 2 saat kadar olmuştur, İki saatin sonunda Matty uyanır gibi oldu, dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.
Biraz bekledikten sonra :
- Hoş geldin sevgilim! dedi ve bana sıkıca sarıldı. Gözleri hala kapalıydı.
- Hoş bulduk Bitanem.
- Ne zamandır burdasın hayatım?
- Yaklaşık iki saatir.
- Neden beni uyandırmadın ki meleğim?
- Uyurken çok tatlıydın da ondan.
gülümseyip beni iyice kendine bastırdı.
- Yüzüne ne oldu sevgilim? diye sordum.
- Önemli birşey değil hayatım.
- Söylicek misin Matty?
- Boşver diyorum
- Boşver öyle mi? Peki ben gidiyorum bundan sonra bende sana hic birşey soylemicem!
diyip ayağı kalktım. Odanın kapısına doğru yürümeye başladım. Mat arkamdan geldi kolumdan tuttu kendine doğru çevirince dudaklarıma yapıştı. Onlar öyle güzeldi ki karşılık vermeden edemedim.
Dili dudaklarımın arasında delice dans edermiş gibiydi. Ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye başladım, o da bacağımdan tutup beline dogru yöneltti, onları beline doladım. Beni daha düzgün bir şekilde kucagına alıp yatağa kadar taşıdı, Hafif bir şekilde bırkaktı. Dudaklarımız ayrılmıştı bu sefer dudaklarını boynumda gezdiriyordu, bir anda biraz sessiz ama etkili bir çığlık attım çünkü boynumu ısırmıştı. Bana baktı gözümden akan yaşı görünce :
- Victoria ben çok özür dilerim!
- Önemli değil sevgilim.
derken telefonum çaldı. Kimdi ki bu?