Telefonu elime aldım arayana pek bakmadan açtım, telefondaki ses biraz soğuktu korkmuştum :
- Victoria Madison?
- Evet benim. dedim en ürkek sesimle.
Matty bana sorar gözlerle bakıyordu.
- Pablo Lovin'i tanıyor musunuz?
Hayatımda hic duymamıştım bu ismi.
- H...Hayır. Tanımıyorum. Benimle ne alaksı var ki?
- Kendisi şu an yoğun bakımda. Sizin yüzünüzden kalp krizi geçirmiş.
Ah! Evet bu o sapık amcaydı.
- En yakın emniyet müdürlüğüne gelmenizi istiyoruz.
Ne saçma, eğer suçlu olsaydım kaçardım. Aslında şu an onların gözünde suçluyum. Beni kaçıp saklanayım diye mi aradılar? Ne saçmaliyorum, ne kadar korkmuş olsamda o emniyet müdürlüğüne gideceğim.
Matty'e olanları anlattım. Birlikte yola koyulduk.
##############################
Emniyet müdürlüğüne girdik. Bir polise neden geldigimi anlattım ve beni amirin odasına yönlendirdi. İçeri girdim.
- Victoria Madison siz misiniz?
- Evet benim. dedim korkuyordum, ama öyle gözükmek istemiyordum.
- Olayın bize anlatılan şekilini size anlatmak isterim. diyip konuşmaya başladı.
- Pablo otobüse bindiğinde sizin yanınızın boş olduğunu görünce gelip oturmuş. Müzik dinliyormuşunuz, yanlışlıkla dirseği göğüsünüze çarpmış. Siz tahrik olmuşsunuz ve ona yaklaşmışsınız ve bacaklarınızı gözüne sokarcasına açmışsınız, o sizden rahatsız olmuş ve ayağa kalkmış. Sizde kalkıp onun tam karşısına geçmişsiniz ve tişortunuzun düğmelerini açmışsınız. Pablo inmek için düğmeye basmış, o indikten sonra arkasından sizde inmişsiniz onu bir sokakta sıkıştırıp ellemeye kalkmışsınız o da sizden korkmuş karşı koymaya çalısmıs ama kalbi buna dayanmayıp kalp krizi geçirmiş.
Oha, ağzım açık kalmıştı. Ben bu amcaya neden sarkıntılık yapiyim? neden onu ellemeye çalışayım?
- Bunları ben mi yapmışım?
- Verdiği ifade bu şekilde.
Şerefsiz kart papaz kendini kurtarmak için beni orospu yapmış.
- Yanınızdaki beyefendi sevgiliniz mi?
- Evet. dedim Matty'e bakarak. O da şaşkınlıkla bakıyordu, anlatılanlara inanmamış olması beni rahatlatmıştı.
- Sizce burda bu kadar tatlı bi sevgilim varken ona istediğim zaman sahip olabilecekken neden kırış kırış bi adamı ellemeye çalışayım ki? diyiverdim.
Ne söyledigimi fark edince baya bi utandım. Ama belli etmemeye çalıştım. Matty'e dönüp baktım, gülümsüyordu. Başımı tekrar amir'e çevirdim.
- Bak kızım bizde zaten bu adama pek inanmadık, zaten daha önce tecavüzden tutuklanmış. Ama seni buraya çağırmak zorundaydık.
Bir an bana inanmazlar diye korkmuştum. Ama o amcanın azgın bi dede oluşu beni suçsuzkılmıştı. Birşeyler daha konuşup odadan çıktık. Artık Oradan uzaklaşmıştık.
Matty :
- Bana sahip olmak o kadar kolay değil küçük hanım. dedi gülerek.
Onu bir ağaca yasladım. Dudaklarına iyice yaklaştım. Tahrik olmuş gibiydi, ona nefesimi hissetirdim. Tam öpecekken dudaklarından uzaklaştım ve :
- O kadar emin olmayın beyefendi! Sizi küçücük bir hareketimle avucumun içine alabilirim. dedim kendimden fazlasıyla emin bir şekilde.
Matty iki elini teslim olmuş gibi kaldırarak bana gülümsedi. Çünkü haklı olduğumu biliyordu.
++++++++++++++++++++++++
Matty'le onların evine gittik. Evde kimse yoktu. Oturma odasındaki büyük kanepeye oturduk ve Matty'nin koyduğu filmi izlemeye başladık. Burası biraz soğuktu üşümeye başlamıştım, Matty bunu fark etmiş olmalı ki kalkıp bi battaniye getirdi, yanıma oturdu battaniyeyi üzerimize örtüp bana iyice sarıldı. Şimdi ısınmıştım. Uykum gelmeye başlamıştı, Matty bunu da fark etmişti ve uyumamam için dudaklarıma uzun bir öpücük kondurmuştu.
- Bu beni uyanık tutmaya yetmez! diyince Matty bunu fırsat bilip bana iyice yaklaştı dudaklarımız birleşmişti. Bu çocuk öpüşmekte çok iyiydi. Hafifçe beni kanepenin diğer tarafına yaslayarak üzerime çıktı. Biz öpüşmeye devam ederken arkadan bir ses geldi :
- Hoş bulduk Matty.
Matty bir anda üzerimden inmişti, bu gelen annesiydi. Utancımdan yerin dibine girmiştim. Şimdi ben bir daha bu kadının yüzüne nasıl bakacaktım?