Medyadaki vatandaş, onur
Mumla okumayı başardığım kitabın son sayfasını da bitirip yere attım. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Susamıştım ve bu klasik suya ihtiyacım olan susamalar değildi.
Gazlı içeceğe ihtiyacım vardı.
Eve girmeden aldığım ve üstüne 'Duru'nun' yazdığım kola şişesini alıp tupper'ıma boşalttım. Tupperdan kolayı biraz içtikten sonra gözüme mor bir şişe ilişti.
Lavanta kolanyası.
Yüzüme sinsi bir sırıtış yerleştirip şişeyi alıp üstüme bocalamaya başladım. Soğuk suyun tenime değimesi ile biraz titeremde kısa sürdü.
Şişeyi yerşne koyup tupperımla beraber odama adımlamaya başladım. Annem hala uyanıktı ve çamaşırları katlarken gece yayımlanan tekrarları izliyordu.
O sırada opera sanatçılarını kıskandıracak ses evin duvarları içinde yankılandı.
"Kim bayıldı kız?! Ne bu kolonya kolusu böyle?" Evet, beni kokumdan tanımıştı. Ve yine evet, bizim evde biri kustuğunda ona kolonya koklatılır sonrasında ise kolonya ile duş aldırılırdı.
Bu bir Karaenver kuralıdır.
"Benim anne ben. Kusmadın duş aldım." Anladığını ima eden sesler çıkardığında odama girip kapıyı kapattım. Tekefonumu ve kulaklığımı eski yerlerine koyup whatsapp grubuna mesaj attım.
Duru: Yine uyku haram sa
Ayyy tipsiz şy: sn de mi uyuyamadn
Yavuz: Vayy karşlerim nabersiniz
Duru: Sevenlerimiz bizi sevmiyor
Ayçiçeği ağızlı: Geceleri sana bir efkar çöküyor kimse çözemedi kanka
Ayy tipsiz şy: Ayn pröfösörlerbile açıklymıyor bu slğı
Duru:
Yavuz: Ya koduğumun işsizisjsjjsjsjsjshshshjsjsjsjjsbajsnjskaaknzkznjzjzjosowhkanzkwhwijaka
Ayçiçek ağızlı: Yavuz aramızdan ayrıl
Duru: sjsjjsjsjsjshshshjsjsjsjjsbajsnjskaaknzkznjzjzjosowhkanzkwhwijaka
Ayyy tipsiz şy: ayn yavuer gen gbsn
Duru: YA ALLAH MUHAMMED AŞKINA BİRİSİ ŞU KIZA OKUMAYI YAZMAYI SONRA DA TELEFON KLAVYESİNİ KULLANMAYI ÖĞRETSİN
Başkan: Grubun başkanı olarak işe el koyuyorum
Başkan yard: Grubun sol taşşağı olarak
Başkan yard: uyumanızı istiyorum
"Hala çevrimiçi şuna bak sen" İçerden gelen annemin söylenme sesleri sonrası kısa bie veda mesajı sonrası telefonu kenara bıraktım.
***
Sabah alarmın o iğrenç sesini güzelleştirmeye çalılan Taylor Swift şarkısı ile başladım güne. Fakat o bile itici geliyordu. Onun şarkılarını böyle kullanmamayı istemesem de başka şekilde uyanamamayacağımı da biliyordum.
Şarkıyı durdurmak yerine biraz dans etmiş sonrasında gelen homurtu sesleri ile kapatmıştım. Rutin işlerim sonrası yatağımı toplayıp kapalı televizyonun karşısına geçip boş boş bakınmaya başladım. Bu en büyük hobilerimdendi.
Aklıma kola içmediğim gelince bunun için çok geç olduğunu fark ettim. Dişlerimi fırçalamıştım ve gitme saatim gelmişti. İçimde en acı şarkılar çalarken yaşlı gözlerle evden ayrıldım.
Şansıma olacak ki fazla beklemeden ileride bir otobüs göründü. Tabii miyop olmasaydım hangisi olduğunu görecektim fakat bu şuan bayağı zordu.
Otobüs iyice yaklaştığında binmem gerekenin bu olduğunu anlayıp vakit kaybetmeden otobüste yerimi aldım.
İlk kapıya kadar dolu olduğunu fark edince bugünün daha ne kadar kötü olacağını düşünmeden edemedim. İleri duraklarda da yer olmadığı halde "akalarda boş yerler var ilerliyelim" diyen yaşlı amcayı sayarsak yolculuk daha bir çeklimez oluyordu.
Sonunda okula vardığımda zorlukla da olsa indim. Okula doğru adımlamadan önce kartımı kontrol ettim. Genelde kartını kaybeden ve 3 kere çıkartmak zorunda kalmış biriydim sonuçta.
Merdivenleri çıkıp sınıfa girdiğimde ilk çevirlen yüz Melda'ya aitti. "Ayyy kızım bu ne tipsizlik git bir makyaj yap ya" rehbere kaydetmek için yeni bir lakap çıktığına mı sevinsem yoksa yine beni model olarak kullanmaya çalıştığına mı üzülsem anlamadım.
Sonunda bizim 4'lü grubun yanına vardığımsa birinin eksik olduğunu fark ettim.
"Amınakoduğumun keşi nerede?" Diye soru yönelttiğimde Yavuz ve Esra bana merakla baktı. Sonrasında ise anladıklarına dair sesler çıkarttılar.
"Kanka o keş değil, Yaren. İkinci olarakda sevdiceği ile bir filme gideceklermiş." Onlara uzaylılarmış gibi baktım. Sabahın 8'inde hangi AVM açık olurduki?
Sonrasında ise pek tanımadığımız bir sima gelip çevreye bakındı. Aradığını bulamamış gibi üzülürken gözleri, beni buldu. Sevinçle yanıma gelirken yanımdaki boş sıraya baktığını fark ettim. O da beni fark etmiş olacak ki yüzünü asıp garip garip bakmaya başladı.
Sonrasında ise pes ederce arkaya doğru gidip çantasını yere attı. O sırata atılan Ömer, hızla çocuğun yanına gitti. "Sınıfın sol taşşağı olarak sınıftan çıkmanı emrediyorum!"
Çocuk ona korku dolu şekilde bakarken Ömer, istifini bozmadan çocuğun karşısında dikiliyordu. "Hadisene kardeşim" diye elini salladığında çocuk yerden kalkıp ömerin karşısında durdu.
"Ben bu sınıfa yeni geldim de, oturacak yer arıyordum." Çocuğun sesi mırıltıdan ibaret gibiydi. Ömer de aynısını düşünmüş olacak ki çocuğa eğilerek dediklerini dinlemeye çalışıyordu.
"Bak şu amınakoduğumun çillisinin bugün yanı boş. Geç otur oraya, sonrasında sana yer ayarlarız." Aniden itiraz ederek ayağa kalktım.
"Hayır lan! Benim yanıma Yaren oturacak." Derken yeni çocuğa da kaçamak bakışlar atıyordum.
"Ulan o sürtük sevgilisiyle geziyor bugün. Ayrıca bir günlük dedim ve konu kapandı." Birkaç küfür sıraladıktan sonra ayaklarımı sıradan çekip kirlenen yerleri peçeteyle gelişigüzel sildim. Çocuk da kısa bir anlık bana gülümseyip yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parça Listesi
Chick-LitYaşlı gözleri ile bana baktı. İçimde bir burukluk oluşmuştu gözlerine bakınca. "Oysaki çalma listemdeki şarkıları dinleseydin seni ne kadar sevdiğimi anlardın."